15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra açılan davalarda, ByLock adlı programın kullanıcısı olmak, ‘Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’ üyeliğinin kriterlerinden biri olarak gösterildi.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından ele geçirilen programın, örgüt içinde haberleşme amacıyla geliştirildiği belirtiliyordu. Programın ele geçirilen sunucularında, 102 bin kişinin programda kaydı olduğu, bunlardan yaklaşık 15 bininin Morbeyin kumpasıyla başka uygulamalardan yönlendirmeyle programa dahil edildiği biliniyor.
Uygulamada kaydı olanlardan biri de İstanbul’da avukatlık yapan Yahya Tunç. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kardeşi olan Yahya Tunç, ‘FETÖ’ üyeliği suçlamasıyla İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
Tunç hakkında hazırlanan iddianamede, ByLock’ta 1454 adet kaydı olduğunun tespit edildiği, ByLock kullanıcısı 22 kişiyle ve FETÖ davalarında hakkında adli işlem yapılan 166 kişiyle iletişim kaydı olduğu belirtildi.
2017 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kendi giderek ifade veren Tunç, şunları söyledi:
“Denge Hukuki ve Bilimsel Araştırmalar Derneği faaliyetleri sürecinde yaşanan olaylara baktığımda, bir dönem dernek üyeleri tarafından telefonuma Tango adlı program yükleneceği söylenmişti. Bu program vasıtasıyla dernek yönetimindeki kişiler ile görüşme yapmıştım. O dönem itibari ile bana Tango’nun iletişim programı olduğu söylenmişti. Ancak dernek yönetimden bu programı yükleyen ve kullanan diğer kişilerin FETÖ/PDY yapılanmasına mensup olduğunun anlaşılması sebebiyle bana yüklemiş oldukları programın ByLock kriptografik iletişim programı olabileceğini değerlendirerek Cumhuriyet Başsavcılığınıza başvuru gereği duydum.”
İddianamede, Tunç’un ByLock kullanıcısı olmasının yanı sıra, örgütsel sohbetlere ve yurt dışı gezilerine katıldığı, Bank Asya’da birden fazla hesabı ve kredi kartı olduğu belirtildi. İddianamede ayrıca, Tunç’un telefonunu “ByLock yüklemiş olabilirler” diyerek savcılığa teslim ettiği cep telefonunun, teslim edilmeden önce sıfırlandığına vurgu yapıldı. Savcılık, Tunç’un kendisinin giderek ifade vermiş olmasının ‘etkin pişmanlık’ kapsamında olmadığını değerlendirerek, ‘FETÖ’ üyeliği suçundan cezalandırılmasını talep etti.
2017’de başlatılan soruşturmanın ardından yargılama 2021 yılına kadar sürdü. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Şubat 2021’deki kararında Tunç’un kendisinin teslim olması nedeniyle etkin pişmanlıkta bulunarak örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde faydalı bilgiler verdiğini belirtti ve hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verdi.
Konuyla ilgili telefonla ulaştığımız Tunç, uygun olmadığını daha sonra görüşmek istediğini söyledi. Tunç, daha sonra yaptığımız aramaya da yanıt vermedi.