Ana SayfaDış HaberAmerikan istihbaratı İsrailli askeri hukukçuların Gazze’de savaş suçu uyarılarını iletmiş, Biden yönetimi...

Amerikan istihbaratı İsrailli askeri hukukçuların Gazze’de savaş suçu uyarılarını iletmiş, Biden yönetimi görmezden gelmiş

Reuters ve HuffPost’a konuşan eski Amerikalı yetkililer açıkladı: İsrail ordusunun kendi hukukçularının “savaş suçu” uyarıları, Biden yönetiminin üst düzey güvenlik kadrolarına iletildi. Ama Biden, Dışişleri Bakanı Blinken ve Orta Doğu koordinatörü Brett McGurk bu istihbaratlara rağmen İsrail’e desteği kesmedi. Biden, topu Trump’a bırakma kararı aldı. McGurk, İsrail’in avukatı gibi davrandı.

Reuters’ın ortaya çıkardığı bilgiye göre ABD, 2024 yılı sonuna doğru İsrail ordusunun kendi askeri hukukçularının Gazze’deki operasyonlara ilişkin iç uyarılarını içeren kritik bir istihbarat topladı. Bu istihbarat, İsrail’in sivillere ve insani yardım çalışanlarına yönelik saldırılarının uluslararası hukuk ihlali oluşturabileceğini ve “savaş suçu” niteliği taşıyabilecek kanıtlar bulunduğunu belirtiyordu.

Beş eski ABD yetkilisine göre bu bilgi, Biden yönetiminin en üst seviyelerine kadar ulaştı. Ancak asıl kırılma, istihbaratın Biden’a sunulduğu Aralık 2024’te yaşandı. Bu aşamaya kadar sınırlı bir çevrede dolaşan raporlar geniş bir bürokratik paylaşıma açıldı.

ABD yasaları gereği böyle bir tespit yapılmış olsaydı Washington’un İsrail’e silah satışını durdurması ve istihbarat paylaşımını kesmesi gerekiyordu.

Fakat adım atılmadı.

HuffPost’un Ortaya Koyduğu Tablo: Biden, “Yasal Sorumluluk” Riskini Görmesine Rağmen Geri Adım Atmadı

HuffPost’un ulaştığı sekiz eski ABD yetkilisi, söz konusu istihbaratın Biden yönetimi içinde ciddi bir alarma yol açtığını doğruluyor.

Habere göre Biden ve kabinesi, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Orta Doğu koordinatörü Brett McGurk bu istihbaratı öğrendiğinde “ABD’nin de yasal olarak sorumlu hâle gelmesi” ihtimali tartışıldı.

Bir yetkilinin ifadesiyle “Bu, İsrail’in ABD yasalarına uyumunu en fazla sorgulatan rapordu. Ve bilgi, ABD yetkililerinin hukuki risk altında olabileceği anlamına da geliyordu.”

ABD’de tartışmaların odağında şu sorular vardı: İsrail, ABD fonlu yardımın girişini engelleyerek Foreign Assistance Act 620i maddesini ihlal ediyor muydu? İsrail sivilleri kasten mi hedef alıyordu? ABD’nin devam eden silah ve istihbarat desteği, ABD’yi uluslararası suçlara ortak hâline getirir miydi?

Daha çarpıcı olan ise şuydu:
Blinken, iç toplantılarda İsrail’in eylemlerinin “etnik temizlik” olup olmadığını sorguladı.

Bu soru, ABD Dışişleri’nin bugüne kadar İsrail konusunda hiç kullanmadığı büyüklükte bir uyarı niteliği taşıyordu.

McGurk: “İsrail’in Avukatı Gibi Davrandı”

HuffPost’a konuşan iki eski ABD yetkilisi, Brett McGurk’ün ABD politikasının değişmesine karşı en sert direnen kişi olduğunu söyledi.

Bir yetkili McGurk için şu ifadeyi kullandı:

“Her tartışmada İsrail’in avukatı gibi davranıyordu.”

McGurk, ABD’nin: İstihbarat paylaşımını azaltması, Silah sevkiyatını durdurması, İsrail’e yönelik yaptırımları değerlendirmes gibi önerilere keskin şekilde karşı çıktı.

Benzer şekilde, ABD’nin İsrail Büyükelçisi Jacob Lew de, içeriden aktarılanlara göre, “öfkeli ve agresif” biçimde politika değişikliğine direndi.

Biden’ın Kararı: “Topu Trump’a Atmak”

Hem Reuters hem HuffPost’un aktardığı çok sayıda kaynağa göre Biden yönetimi içindeki kritik tartışma şu noktada kilitlendi:

Eğer Biden, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiğini kabul ederse ABD’nin İsrail’e destek vermesi yasadışı hâle gelecekti.

Bu da: İsrail’i uluslararası cezai soruşturmalarda yalnız bırakmak, ABD bürokrasisini hukuki risk altına sokmak, seçim döneminde güçlü İsrail lobisini karşısına alma anlamına geliyordu.

Biden, tüm uyarılara rağmen politikasını değiştirmedi ve görevi Trump’a bırakma kararı aldı.

Bir yetkili bu tutumu şöyle açıkladı:

“Zincirin üstüne raporu çıkarmak bile sıcak patates gibiydi. Kimse dokunmak istemedi.”

Trump Göreve Gelince: Tam Destek ve Tam Serbestlik

Trump, Ocak 2025’te göreve başlar başlamaz: Biden’ın İsrail’e verdiği desteği genişletti, Gazze’ye yardım akışını tamamen kesen İsrail adımlarına ses çıkarmadı, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına ortak oldu.

Mart ayında Netanyahu’nun Trump-Biden ortak ateşkesi bozmasına da bir yaptırım veya tepki verilmedi. Kısacası, Biden dönemindeki kötü tablo Trump döneminde daha da ağırlaştı.

ABD’li Yetkililerin Korkusu: Uluslararası Ceza Mahkemesi

ABD içinde ciddi bir bürokratik kaygı vardı:
Eğer ABD, 620i ihlalini veya savaş suçu iddialarını resmileştirirse bu durum Uluslararası Ceza Mahkemesi savcılarının eline koz verecekti.

Bir yetkili:

“ABD yasalarının uygulanması, Lahey savcısının dosyasını hazır hâle getirirdi.”dedi.

Bu nedenle: Dışişleri, NSC (Ulusal Güvenlik Konseyi),Pentagon hukukçular ısrarla “niyet kanıtlanamaz” argümanına tutundu.

Blinken’ın Etkisi ve Zayıf Direniş

Reuters’ın aktardığına göre Dışişleri’nin hukukçuları Blinken’a 2023’ten bu yana uyarıda bulunuyordu:

“İsrail’in Gazze’deki operasyonları uluslararası insancıl hukuku ihlal ediyor olabilir.”

Ancak bu görüş hiçbir zaman resmi rapora dönüşmedi.

Blinken’ın “etnik temizlik” sorusu bile somut bir eylem planına dönüşmedi. İstihbarat brifingi talepleri bile reddedildi.

Bir yetkilinin ifadesiyle:

“Meselenin analiz değil, siyasi cesaret meselesi olduğu açıktı.”

- Advertisment -