Türkiye ve Rusya haberlerine odaklanmış bir site olan Moskova merkezli turkrus.com bugün (19 Mayıs), Türkiye’ye turist göndermek için Rusya’yı ikna etmek üzere Moskova’ya giden Türk heyetinin görüşmeleriyle ilgili olarak şu haberi verdi:
“Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sağlık Bakan Yardımcısı Tolga Tolunay’ın Rusya’ya yaptığı ziyaretten turizm sezonu için beklenen kararın çıkmadığı belirtildi. Bloomberg’e konuşan Rus yetkili 1 Haziran’daki sezon açılışı için Rusya’nın ikna edilemediğini ifade etti.”
Hızlı okuyup geçince sorun yokmuş gibi gözükse de bir turizm heyetinin başında Cumhurbaşkanı’nın sözcüsünün bulunması yönüyle biraz tuhaf bir haber bu.
“Ne var canım bunda” diyebilecekler için şu soruyu soralım: Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’ye en fazla turist gönderen üç ülkeden öbür ikisini (Almanya ve İngiltere) Türkiye’ye turist göndermeye ikna için oluşturulan heyetin başında Münih’e, Londra’ya gider miydi?
Hiç şüpheniz olmasın, böyle bir heyet oralarda çok yadırganacağı için gitmezdi. Fakat işte Ruslar yadırgamıyor, Çinliler de yadırgamazdı.
Turizmin sadece turizmden ibaret olmadığı ülkeler
Rus turistlerin yaz tatilinde Türkiye’ye gitmelerine neden izin çıkmadığını hepimiz biliyoruz. O nedenle heyette Turizm Bakanının yanı sıra Sağlık Bakan Yardımcısının da olmasını anlayabiliyoruz. Peki, Türkiye’nin sağlık ve turizm koşulları hususunda onların bilmediği bazı şeyler mi var ki Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü de heyetin başında Moskova yolculuğuna çıkıyor?
Böyle bir şeyi düşünmek saçma olur… Peki o zaman neden? Çünkü gidilen devletin, vatandaşlarına Türkiye’ye uçma izin vermemesinin başka nedenlerinin de olabileceğinden kuşkulanılıyor ve turizmcilerle sağlıkçılar o alanda konuşabilme ehliyetine sahip değil.
Böyle ülkelerle dans etmenin işte böyle zorlukları da var.
Çin’in Türkiye’ye aşı göndermemesinin asıl nedeninin Uygur Türkleri konusunda Türkiye’yi zorlamak olduğunu söyleyenler başlangıçta spekülasyonla suçlanmıştı. Nihayet geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakanı’nın bu konuda Türkiye’den Çin’e yönelik tatsız laf sahiplerini suçlamasıyla, mesele iyice vuzuha kavuştu.
Rusya’dan, Çin’den gelen bu peşrevler, güreş ilerledikçe Türkiye’nin nerelere sürükleneceğini göstermiyor mu?