Serbestiyet: CHP’de birbiri peşi sıra gelen “yeni hareket” girişimlerini nasıl yorumlamak gerekir? Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’den sonra şimdi de Haluk Pekşen’in “Yeniden CHP” adlı bir hareket başlatma kararı aldığı söyleniyor. Gerçi Pekşen haberi doğrulamadı ama, kendisiyle irtibatlı olduğu anlaşılan bir internet sitesinin bir buçuk yıldır yaptığı yayınlara bakınca, şimdiye kadar başlatmaması tuhaf görünüyor. Bütün bunlar ne anlama geliyor? Pastanın büyüklüğü ortadayken, hareket başlatanlar ne umuyor?
Mahçupyan: CHP’de oluşmakta olan merkezkaç hareketlenmeyi fazla siyasi ya da ideolojik bir çerçevede yorumlamak gerçekçi gözükmüyor. Bunlar Kılıçdaroğlu’nun partiyi normalleşmenin kurucu aktörü olarak dizayn etme çabasının sonucu olarak ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi laik cemaatçi temsiliyetten toplumsal merkezin yadırgamayacağı bir noktaya doğru çekme niyeti, muhafazakârlarla olan mesafenin kısaltılmasını ima ediyordu. Son yerel seçimler bunun sınanması açısından iyi bir fırsat oldu. Yavaş ve İmamoğlu gibi adaylar sembolik olarak söz konusu ‘açılımın’ taşıyıcısı oldular. İstanbul’da yenilenen seçimin büyük farkla kazanılması ise Kılıçdaroğlu’nun yeni çizgisinin tescili anlamını taşıdı. Çünkü İmamoğlu önceki turda kararsız kalan muhafazakârlardan ve Kürtlerden destek alabildi.
Diğer deyişle uygun duruş, söylem ve adayın birlikteliği CHP’nin daha az sekter ve daha toparlayıcı hüviyette bir siyaset potansiyeli taşıdığını ortaya koydu. Geçenlerde yapılan Kurultay ve yeni yönetim ile birlikte de CHP’nin bu yeni dönemine geçilmiş oldu.
Yaşanmakta olan değişimin partideki ulusalcıları ve siyaset esnafı gelenekçileri tatmin etmemesi doğal. Bu kişilerin artık partide anlamlı görevlere gelme ihtimali çok zayıf. Zaman içinde adım adım tasfiye edilecekler.
Dolayısıyla doğal algılanan bir tasfiye sürecine ‘yem’ olmamak ve siyasette kalmak isteyen CHP’lilerin şu an ortalığa dökülmesi şaşırtıcı değil. Önümüzdeki süreçte CHP’den dışa doğru bu tür ‘sızmalar’ beklenebilir. İktidar tarafı bu olayı köpürtmeye, CHP’yi gündeme oturmaya, kamuoyunu CHP içine yöneltmeye çalışacaktır.
Ancak bu sürecin asıl kazançlısı Kılıçdaroğlu olacak. Tasfiyeye bile ihtiyaç duymadan, partinin doğal akış içinde kendi tasavvuruna doğru gelişmesini sağlayabilecek. Eğer başarabilirse, belki de iktidar destekli CHP muhalifleri günün sonunda Kılıçdaroğlu’nun işini kolaylaştırmış, yolunu açmış olacaklar.