Serbestiyet: HDP’nin Millet İttifakı partileri ve muhalefetteki öteki partilerle ilişkisi, iktidarın en önemli istismar alanı olmaya devam ediyor. En son CHP’yi ziyaret eden HDP heyetinin, çıkışta CHP sembolleri altında CHP’liler olmaksızın açıklamalarda bulunması bazı HDP’liler arasında “bizi yalnız bıraktılar yine, seçimden seçime dostluk” sitemlerine yol açtı. Tabii iktidar kanadı bu tabloyu da istismar etmekten geri durmadı. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek DEVA ve Gelecek Partisi ziyaretlerinde nasıl fotoğraflar göreceğiz? Bu tecrübeden nasıl bir ders çıkartılacak? Daha genel olarak: HDP ile öteki muhalefet partileri arasındaki ilişki sizce olumlu bir seyir izliyor mu? Ya da ne yapılmalı?
Vahap Çoşkun: Öncelikle, bazı hususları hatırlatmak lazım. HDP, Meclis’in üçüncü büyük grubu. AK Parti ve CHP’den sonra en fazla milletvekiline sahip bir partiden söz ediyoruz ki bu parti yaklaşık 6 milyon seçmenin desteğine de sahip. Cumhur İttifakı, bu meşru partiyi gayrimeşru olarak göstermek için büyük bir gayret sarf ediyor. Hem hukuki hem de fiili olarak HDP’nin bir tür iktidar kuşatması altında olduğunu söylemek mümkün.
Vaziyet bu iken, bana göre Meclis’in hem içindeki hem de dışındaki muhalefet partileri ile HDP’nin bir diyaloğa girmesi, görüşme yapması son derece önemli. Zira iktidarın yaratmaya çalıştığı tabunun kırılması ve en azından o tabunun etkisinin azaltılması bağlamında işe yarayacak görüşmeler bunlar. O nedenle bu görüşmelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. HDP de gerek iktidarın kendisini sıkıştırmaya çalıştığı bu çerçevenin dışına taşmak gerek de ortak bir zemin oluşturmak için bildiğiniz gibi muhalefet partilerinden randevular talep etti. Dört parti bu talebe olumlu cevap verdi. Saadet ve CHP ile görüştüler. DEVA ve Gelecek Partisi ile de bir takvim belirlendi. O takvim dahilinde görüşmeler yapılacak.
CHP görüşmesinden sonra ortaya çıkan resim bence de siyaseten oldukça yanlıştı. HDP’nin desteğini alma ama onunla yan yana durmama yönündeki tüm eleştirileri haklı çıkartacak bir fotoğraf ile karşı karşıyayız. Bu fotoğrafın hem HDP tabanının tepkisini çekmesi hem de iktidara üzerinde siyaset yapacağı geniş bir alan tanıması normal. İktidarın bunun üzerinden HDP’ye yüklenmesi de beklenmedik bir durum değil. HDP yönetiminin böyle bir resmin içerisinde yer alması ya da böyle bir resmin ortaya çıkmasına izin vermesi açıkça bir siyasi basiretsizlik örneğidir.
Bu tür görüşmelerden sonra üç şey yapılabilir: Ya her iki parti birlikte basın açıklaması düzenler; ya bir basın toplantısı düzenlenmez, misafir olanlar çıkarken basın mensuplarının soruları cevaplanır veya bunu da yapmazlar, kendi genel merkezlerinde bir basın toplantısı yaparak kamuoyunu bilgilendirirler. Ama böyle bir resim verilmez. Böyle bir resim verilmesi yanlıştır. Bu, hem tabanda hem de parti yönetiminde ciddi bir şekilde tepki çekti. Bu tepkiden mütevellit HDP yönetiminin bir iki ders çıkartacağını düşünüyorum. Dolayısıyla Gelecek ve DEVA Partileri ile yapılacak görüşmelerde böyle bir fotoğrafın ortaya çıkacağını düşünmüyorum.
Genel olarak meseleye baktığımızda ise muhalefetin HDP’ye ilişkin tavrına dair üç noktaya temas etmek isterim:
Birincisi, muhalefet iktidarın kendi üzerinde tepinmemesi için aynı resme girmemeye çalışıyor. Baştan beri bu böyle. Bunun çok işe yaradığını söyleyemem. Muhalefetin HDP ile bu şekilde aynı resme girmekten kaçınması, muhalefetin iktidar tarafından yıpratılmasına engel olmuyor.
İkincisi, HDP ile resmi bir ittifak yapıp yapmamak siyasi bir karardır. Muhalefet bunun getirisini ve götürüsünü düşünür. Götürüsünün getirisinden çok daha fazla olduğuna karar verirse bundan imtina edebilir ve bu da doğaldır. Ancak medeni bir diyalogdan kimseye zarar gelmez. Eğer bir parti ile görüşüyorsanız, onunla ortak bir basın toplantısı yapmaktan da kaçınmamak gerektiğini düşünüyorum.
Üçüncüsü, bence 2019 yerel seçimleri, muhalefet partilerinin tabanlarının muhalefet partilerinin yönetimlerinden daha ileri bir noktada olduğunu gösterdi. Seçimlerde bir işbirliği oluştu ve bu işbirliğine muhalefet partilerinin tabanı bir tepki göstermedi.
Bu nedenle muhalefetin medeni bir diyalogu savunmak adına daha fazla cesaret göstermesi ve halkın sağduyusuna güvenmesi gerekir.