Yeni yılın ilk haftalarında Vatan Partisi’nden istifa edenlerin arasında bulunan eski Aydınlık yazarı Hikmet Çiçek, Habertürk’e verdiği demeçte ‘her şeyi zehirleyen’ şeyin Doğu Perinçek’in Cumhur İttifakı’na girme arzusu olduğunu söylemişti.
Perinçek’in, mücadelenin de ittifakın da “büyük güçlerle” yapılması gerektiğine dair 1970’lerden beri yazdıklarıyla birlikte okunduğunda, Hikmet Çiçek’in tespitinin yerinde olduğunu söylemek doğru olur. (Zaten, Hikmet Çiçek’in lafını Doğu Perinçek işiyle her gün doğruluyor. Yani lafa da bakılsa işe de bakılsa sonuç değişmiyor.)
Vatan Partisi’nin televizyonu Ulusal Kanal’a konan siyasi ambargo nedeniyle, Ulusal Kanal çok istediği halde bir türlü Digitürk platforma dahil olamıyordu. İzin nihayet çıktı ve vuslat geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Hikmet Çiçek’in sözleriyle birlikte değerlendirildiğinde, bu, politik göndermeleri olan sembolik bir olay. Fakat mesele bu yönüyle değil de Ulusal Kanal’ın 500 bin euroluk platform bedelini nereden bulduğu yönüyle tartışılıyor.
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan’ın ‘duyum’larına göre bu para örtülü ödenekten verilmişti:
“Tele-1, Halk TV, KRT gibi kanallar bu yıllık aidatı ödemede büyük zorluklarla karşılaşırken, demek ki Vatan Partisi parayı bir yerlerden bulmuş! Yardım kampanyasıyla bulduklarını söylüyorlar. Elin ağzı torba değil ki büzesin, öbür yanda ise ortaya bir sürü söylenti çıkıyor. O kadar ki, bazıları bu 500 bin doların Ulusal Kanal’a Vatan Partisi güçlensin diye örtülü ödenekten verildiğini ve Digitürk’e o yolla ödeme yapıldığını bile iddia ediyor.”
Ulusal Kanal, Digitürk platformuna kabul edilmek için yıllardır mücadele ediyor ve herkes biliyor ki burada mesele ticari değil siyasi. Vatan Partisi bir zamanların ‘sert muhalif’ gücü olarak iktidarın ambargosuna uğradığı için Digitürk’e katılamamıştı. Son yıllarda ise Vatan Partisi iktidara yaklaştıkça Digitürk ambargosunun kırılma noktasına da yaklaşmaya başladı.
Şimdi bu ambargo kırıldı, Ulusal Kanal Digitürk’e dahil oldu. Fakat bu dahi Perinçek’in büyük hedefinin gerçekleştiği, Vatan Partisi’nin Cumhur İttifakı’na kabul edildiği anlamına gelmiyor.
Kutlamaya yetmez ama umutlanmaya yetebilir.