Osman Kavala’nın, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “casusluk” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Osman Kavala duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS ile canlı olarak bağlanırken, duruşmayı aralarında milletvekilleri ve konsolos yetkililerinin bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
Mahkeme başkanı, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Kavala’nın davasının Gezi Davası ile birleştirilmesi yönünde muvafakat verdiğini açıkladı.
Leyla Alaton: “Henri Barkey ile Osman Kavala’yı hiçbir zaman bir arada görmedim”
Duruşmada tanık olarak iş kadını Leyla Alaton dinlendi. Mahkeme başkanı, önceki celsede Leyla Alaton ve İshak Alaton’un 15 Temmuz kalkışmasını önceden bildiklerini iddia eden bir tanığın beyanı üzerine tanık olarak ifadesinin alınacağını söyledi. Alaton, “iddiayı dile getiren eski çalışanımızdır ve şirketimizi dolandırdığı için kendisine dava açtık. Bu nedenle böyle bir yalan ifade verdiğini düşünüyorum” diyerek suçlamayı reddetti.
Osman Kavala’nın avukatı Deniz Tolga Aytöre’nin “Henri Barkey ile Osman Kavala arasında bir ilişkiye şahit oldunuz mu?” diye sorduğu Alaton, “Şahit olmadım. İkisini hiçbir zaman bir arada görmedim de duymadım da” dedi.
Duruşmada Büyükada’daki toplantının yapıldığı Splendid Otel çalışanları da tanık olarak dinlendi. Tanıklardan Osman Ereğli, 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece Henri Barkey’in otelde konakladığını ama üzerinde Pensilvanya yazılı çanı resepsiyona kimin bıraktığını görmediğini söyledi.
Otel çalışanı tanık Leman Özbay da “Büyükada’daki otelin çalışanıyım, Kavala ve Barkey’i tanımam. 15 Temmuz’da gündüz çalıştım gece evdeydim. Barkey’i otelde gördüm. Resepsiyona bırakıldığı söylenen çanı görmedim ama duydum” dedi.
Kavala: “Casusluk suçlaması AİHM’in derhal tahliye kararını boşa çıkartma kurgusu”
Söz alan Osman Kavala iddianamedeki suçlamaları bir kere daha reddetti:
“Olayları ve olguları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM’in derhal tahliye edilmem yönündeki kararını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir.
“Suçlamalara dayanak olacak somut delil yokluğunda, iddia makamı birtakım komplo teorileriyle ve suçlamaları birbirlerinin kanıtıymış gibi iç içe geçirerek algı yaratmaya, bu şekilde yargıyı yönlendirmeye çalışmaktadır.
“İddialar olgusal temelden yoksundur”
“İddia makamının öne sürdüğü iddialar olgusal temelden yoksundur, mantık kurallarına aykırı biçimde suçlamalar arasında irtibat kurulmaktadır. Böyle bir davranış ancak ideolojik yaklaşımla ya da iyi niyet eksikliği ile açıklanabilir.
“Amaçlanan, suçlu olduğum algısının canlı tutulması için tutukluluk halinin kesintisiz olarak devam ettirilmesidir. Yani, kamu yetkisini ve yasa maddelerini amaçlarına aykırı biçimde kullanarak, özgürlüğümün keyfi biçimde kısıtlanmasına gerekçeler yaratmaktır; özgür yaşama hakkımın gasp edilmesine yönelik sürekliliği olan bir eylemdir.
“İstinaf Mahkemesi’nin bu duruşmadan kısa süre önce, iddia makamının talebine uygun olarak Gezi davasındaki beraat kararlarını bozması ve birbirleriyle ilişkisi olmayan insanların farklı edimleriyle ilgili davaların birleştirilmesi yönünde aldığı karar, Gezi protestolarıyla ilgili siyasi nitelikli iddiaların gündemde tutulmasına hizmet edecek ve mahkemenizin yetkisizleştirilmesi yoluyla çökmekte olan casusluk suçlamasının ömrünün uzamasına, buna dayandırılan tutukluluğumun kesintisiz devamına imkân sağlayacaktır.
“Geçen zaman paralel bir cezalandırmaya dönüşen bu hukuksuz uygulamanın vahametini sıradanlaştırmamakta, daha da arttırmaktadır. Özgürlüğümden mahrum yaşadığım her geçen gün benim için daha da önemli bir kayıp haline gelmektedir.”
Duruşmanın sonunda dosyanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Gezi Davası ile birleştirilmesine karar veren mahkeme Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Erdoğan, duruşma devam ederken Kavala’yı hedef aldı
Kavala’nın duruşmasının devam ettiği esnada, Cuma namazı çıkışında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan Osman Kavala ve eşi Ayşe Buğra’yı hedef alarak “Yani aynı zihniyet şu Osman Kavala denilen bu ülkede Soros adeta ofisi olan temsilcisi olan kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi’nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır. Şimdi biz ülkemizi, böyle nadide bir üniversitemizi bunları alın istediğiniz gibi karıştırın mı diyeceğiz. Buna müsaade etmemiz mümkün değil” dedi.
Ayşe Buğra: “Bu olan biteni bir hukuk süreci olarak yorumlamak imkânsız”
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ifadelerine cevap verdi. Buğra, “Bu olan biteni bir hukuk süreci olarak yorumlamak imkânsız. 3,5 yıldır süren ve gittikçe ağırlaşan bir eziyet süreci. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını esefle karşılıyorum, memleketim adına üzülüyorum” dedi.