Trump yönetiminin Venezuela açıklarında aylardır yürüttüğü sert “denizden uyuşturucu ile mücadele” operasyonları, Washington’da yeni bir savaş suçu tartışması başlattı. Tartışmanın fitili, The Washington Post’un üç gün önce yayımladığı ve ABD donanmasının vurduğu bir botta sağ kalan kişilerin ikinci bir saldırıyla öldürüldüğünü ortaya koyan haber ile ateşlendi.
Beyaz Saray: Emir doğrulandı ama “anlık” değildi
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, düzenlediği basın toplantısında haberi doğrulayarak, Savaş Bakanı Pete Hegseth’in ikinci saldırıya izin verdiğini söyledi. Leavitt’e göre Hegseth’in talimatı, bölgede görev yapan Amiral Frank Bradley’e önceden verilen genel “öldürme emri” kapsamında uygulandı.
Leavitt, “Başkan Trump ve Bakan Hegseth, uyuşturucu taşıdığı tespit edilen terörist unsurların savaş yasalarına göre ölümcül saldırılara maruz kalabileceğini açıkça belirtti” dedi. Sözcü, 2 Eylül’deki olayda Hegseth’in Bradley’e operasyonları yürütme yetkisini önceden verdiğini, ancak o anki ikinci vuruşun Hegseth’ten gelen yeni bir talimatla yapılmadığını vurguladı.
Olay nasıl yaşandı?
Washington Post’un aktardığına göre:
• ABD donanması, Venezuela’dan geldiği iddia edilen bir sürat botuna füze gönderdi.
• Botun vurulduğu ilk saldırıdan bazı kişiler sağ kurtuldu.
• Hayatta kalanlar denize atlayıp enkaza tutundu.
• Kısa süre sonra ikinci bir saldırı yapıldı ve denizdeki kişilerin de öldürüldüğü iddia edildi.
• Haberde, bu ikinci saldırının doğrudan Hegseth’in emriyle gerçekleştiği öne sürülmüştü.
Beyaz Saray’ın açıklaması, haberin ana çerçevesini doğrulasa da süreci “önceden verilmiş genel ölümcül güç yetkisi” üzerinden yorumladı.
ABD’de tartışma büyüyor: ‘Bu bir savaş suçu mu?’
Trump yönetiminin Karayiplerde uyuşturucu operasyonlarını “savaş hukuku çerçevesine” sokacak derecede sertleştirmesi, ABD kamuoyunda büyük bir etik ve hukuki tartışmaya dönüşmüş durumda.
Eleştirmenlere göre, batırılmış bir araçtan hayatta kalan ve artık çatışma kapasitesi bulunmayan kişilere yönelik ikinci saldırı, uluslararası hukuka göre “açık bir savaş suçu” teşkil edebilir.













