BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin raporu, Uygur Türkleri ve diğer azınlıkların karşılaştığı insan hakkı ihlali iddialarını ele alıyor.
Raporu hazırlayan araştırmacılar, “insanlığa karşı suç” düzeyine varabilecek işkence vakaları için güvenilir kanıtlar bulunduğunu belirtiyor.
Raporda Çin, ulusal güvenlik yasalarının belirsiz biçimde uygulanması yoluyla, azınlık haklarının bastırılması ve “keyfi tutuklama sistemi” kurmakla suçlanıyor.
BM raporunda, Sincan bölgesindeki cezaevlerinde insanlık dışı yöntemlerin uygulandığı, cinsiyete dayalı şiddete ilişkin bulgular olduğu kaydediliyor.
Zorla tıbbi müdahale ile ayrımcı bir aile planlamasının ve doğum kontrol politikalarının uygulandığı da rapora yansıyan bulgulardan.
BM, Çin’i “keyfi olarak özgürlüğünden alıkonulan herkesi serbest bırakmak üzere” derhal adım atmaya çağırıyor.
Çin: BM ve Batılı ülkeler tarafından planlanan bir saçmalık’
Çin ise raporu “BM ve Batılı ülkeler tarafından planlanan bir saçmalık” olatrak nitelendirerek reddetti.
Çin’in Cenevre temsilciliği tarafından yayımlanan açıklamada bulguların suçluluk varsayımına dayandığını ve BM’nin yanlış bilgi kullandığı belirtildi.
Dünya Uygur Kongresi raporu ise memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Grup, hızlı bir uluslararası tepki verilmesini talep etti ve raporun “taşları yerinden oynatabileceğini” de ekledi.
Yayımlanması birkaç kez ertelenmişti
Sincan bölgesindeki iddiaları ele alan rapor, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in 4 yıllık görev süresinin sonunda yayımlandı.
Çin, raporun yayımlanmasına karşı çıkmıştı.
Rapordaki bulgular ise yayımlanmadan önce Pekin yönetimiyle paylaşılmıştı ve diyalog zemini oluşturulması hedefleniyordu.
Raporun yayımlanmasının birkaç defa ertelenmesi, Pekin yönetiminin BM üzerinde siyasi basınç oluşturduğu eleştirilerine neden olmuştu.
‘Raporun gecikmesi mazur görülemez’
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Çin Direktörü Sophie Richardson, rapordaki tespitlerin, “Çin hükümetinin neden raporun yayımlanmaması için çabaladığını gösterdiğini” söyledi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard ise raporun yayımlanmasındaki gecikmeyi kınayarak, bunun “mazur görülemez” olduğunu belirtti. Örgüt geçen yıl, Çin’in Sincan’da “insanlığa karşı suç işlediğini” belirten bir rapor yayımlamıştı.
İnsan hakları kuruluşları, Çin’in 2017’de başlayan kovuşturmalarla bir milyon kadar Uygur Türkü ve Müslümanı gözaltına aldığı, yüz binlercesini de hapse attığı konusunda hemfikir.
Bölgedeki kamplar ve hapishanelerde yaygın fiziksel ve psikolojik işkence iddiaları da var.
Çin aynı zamanda, zorla kısırlaştırma, kürtaj, doğum oranlarını ve nüfus yoğunluğunu azaltmak için nüfus değişimi ve dini ve kültürel gelenekleri kırmak için dini liderleri hedef almakla suçlanıyor.
Çin ise bu suçlamaları reddediyor ve Sincan’daki kampların, bölgede terörle mücadele için kurulan gönüllü mesleki eğitim ve “radikalleştirmeden arındırma” programları olduğunu savunuyor.
Kaynak: BBC Türkçe