Can Dündar’ın taşınır ve taşınmaz menkullerine el koyma yaptırımı hangi gerekçeye dayanıyor?
Mevzuata göre; soruşturma ya da kovuşturmanın sonuçsuz kalması amacıyla yurtiçinde ya da yurtdışında saklanan ve soruşturmanın/kovuşturmanın sonuçsuz kalması amacıyla gelmeyen sanık/şüpheli hakkında CMK 247. maddesinde tanımlanan kaçaklık hükümleri uygulanabiliyor.
Bu hüküm gereği, hakkında kaçak olduğuna ilişkin karar verilen kişinin mallarına el koyularak idaresi bir kayyuma devredilebilir. Bunun amacı ise ‘kaçak’ın mahkemeye (adli makama) başvurmasını sağlamaktır.
Kâğıt üzerindeki bu durum, bugüne dek bu davada yaşananlarla uyumlu değil. Can Dündar, MİT TIR’ları davasında tahliye olduktan sonra kaçmadı ve duruşmalarına gelmeye devam etti. Karar da yüzüne okundu. Ama o gün adliyenin önündeki silahlı saldırıdan sonra anlaşıldı ki her gün siyasi iktidar ve ona bağlı medya tarafından hedef gösterilen Dündar’ın Türkiye’de can güvenliği yok. Hatırlarsanız Dündar’ı hedef alan kurşun gazeteci Yağız Şenkal’e isabet etmiş ve onu yaralamıştı.
Saldırı sonrası saldırgan kollandı. Ona silah temin edenler doğru dürüst araştırılmadı. Dava uyduruk bir cezayla geçiştirildi. Yargının Dündar’ın can güvenliğini korumak gibi bir niyetinin olmadığı görüldü.
Dündar, davayı uzatmak için değil yaşamak için çıktı yurtdışına.
Can Dündar’la ilgili bugüne kadar kesinleşmiş yargı kararı var mı?
Can Dündar hakkında verilmiş ve kesinleşmiş bir hapis cezası bulunmamaktadır. Hakkındaki MİT TIR’ları davası İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Anayasa Mahkemesi’nin bu dosya ile ilgili verdiği “hak ihlali” kararı, mahkeme tarafından dikkate alınıyor mu?
Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu hak ihlali kararı, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarının haksız olduğuna ilişkin yapılan bireysel başvuruyla ilgilidir. AYM kararında, Dündar ve Gül’ün yalnızca haberleri sebebiyle suçlanıp tutuklandığı, haklarında haberleri dışında bir delil olmadığı ve bu tutukluluğun ifade ve basın özgürlüğüne aykırı olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay ise AYM kararının tersine cezanın ağırlaştırılmasını istiyor. 14. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay, AYM’nin bu kararını dikkate almıyor. Yargıtay’ın bozma kararında; Dündar hakkında daha ağır cezayı gerektiren casuslukla ilgili hukuki değerlendirme yapılması ve bazı usuli eksikliklerin giderilmesi belirtilmiştir. Ne yazık ki Yargıtay ve Mahkeme’nin AYM kararına yaklaşımı, AYM kararlarını etkisizleştirmek için anayasal düzeni tehlikeye atmaktan çekinmeyen İçişleri Bakanı Soylu’yu hatırlatıyor.