ÇEVİRİ | AFP Kandil’de PKK’lılarla konuştu: Şimdi değişim zamanı

AFP: “47 yaşındaki komutan Serda Mazlum Gabar; ‘İnsek de aynı hayatı yaşarız. Doğa beni korkutmuyor ama şehirde yürürken, arabalar, duman, trafik kendimi güvende hissetmem. Bu hayat bize dayatılmadı. Biz seçtik’ diyor. Türkiye’den çekilerek barış sürecine bağlılığını göstermek isteyen gruptan Vejin Dersim, ‘Ayrılmak çok duygusaldı. Orası bizim için özel, çünkü lidere daha yakındık’ diyor. 1999’da örgüte katılan Devrim Palu ise kısa süre önce Irak’a dönmüş. Bugünün ‘değişim zamanı’ olduğunu vurguluyor: ‘Çatışmanın doğasını değiştirebilir ve savaştan barışçıl bir mücadeleye geçebiliriz.’”

AFP’nin haberinin çevirisini aktarıyoruz.

Çatışmanın doğasını değiştirebilir ve savaştan barışçıl bir mücadeleye geçebiliriz.

PKK’nın üst düzey komutanlarından Amed Malazgirt gibi birçok isim, Türkiye ile barış sürecinin başlamasına rağmen hâlâ Irak’ın kuzeyindeki sığınaklarda yaşamayı sürdürüyor. AFP ekibine nadiren verilen bu izin kapsamında, muhabirler telefonla ağaçtan sarkıtılan bir hattan yönlendiriliyor ve ardından Kandil eteklerinde yer altına oyulmuş bir mevziye alınıyor.

“Barış süreci dağlardan inmeyi gerektirmez,” diyor 47 yaşındaki komutan Serda Mazlum Gabar; uzun kızıl saçları ve hiç eksilmeyen gülümsemesiyle.

“İnsek de aynı hayatı yaşarız. Doğa beni korkutmuyor ama şehirde yürürken—arabalar, duman, trafik—kendimi güvende hissetmem.”

PKK, örgütün hapisteki kurucusu Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla Türkiye ile onlarca yıldır süren ve yaklaşık 50 bin kişinin ölümüne yol açan çatışmayı bitirmek yönünde “tarihi adımlar” attı. Örgüt resmen silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan etti. Sembolik bir adım olarak 30 militan silahlarını yaktı; ancak Kandil’de hâlâ çoğu savaşçı silah taşıyordu.

On yıllardır PKK, Irak’ın kuzeyindeki ve Türkiye’nin güneydoğusundaki dağlarda barınak buldu. Çatışmalar dursa da gerilla yaşamının bitmeyeceğini, sadece “barışa göre yeniden şekilleneceğini” söylüyor komutan:

“Bu hayat bize dayatılmadı. Biz seçtik.”

‘Tek bir yer yok’

PKK’nın Irak’taki kamplarında kadın savaşçıların sayısı dikkat çekiyor; erkeklerle yan yana aynı koşullarda yaşıyorlar.

Sığınak girişinde gizli bir koridora temiz hava veren büyük bir fan çalışıyor. Koridorun sonunda, askerî üniformalar veya tozlu şalvarlarla sıralanmış PKK üyeleri gazetecileri karşılıyor. Tüneller, farklı amaçlara ayrılmış odalara bağlanıyor. Işıklarla süslenmiş bir kapıdan içeri girilen bölme, kadın savaşçıların kaldığı kısım.

Türkiye’den çekilerek barış sürecine bağlılığını göstermek isteyen yeni savaşçılar da son aylarda bu bölgeye gelmiş.

PKK’ya 23 yaşında katılan Vejin Dersim bunlardan biri. Yıllarca Türkiye’nin güneydoğusunda kaldıktan sonra şimdi 34 yaşında Irak dağlarına çekilmiş.

“Ayrılmak çok duygusaldı. Orası bizim için özel, çünkü lidere —Apo’ya— daha yakındık,” diyor.

1999’da örgüte katılan Devrim Palu ise kısa süre önce Irak’a dönmüş.
“Hareketimizde nerede savaştığın önemli değildir; kimse tek bir yerde kalmaz,” diyor yumuşak bir ses tonuyla.

Bugünün “değişim zamanı” olduğunu vurguluyor:
“Çatışmanın doğasını değiştirebilir ve savaştan barışçıl bir mücadeleye geçebiliriz.”

‘Gözlerim kapalı sürerim’

PKK, ABD ve AB tarafından hâlâ “terör örgütü” olarak tanımlansa da yıllar içinde Türkiye ile birçok kez müzakere masasına oturdu. Ayrılıkçı bir çizgiden, zamanla Türkiye’de Kürt eşitliği talebini öne çıkaran bir harekete evrildiğini söylüyorlar. Şimdi yeni bir döneme, “demokratik yollarla hak aramaya” geçildiğini ifade ediyorlar.

Devrim Palu’ya göre Irak’ta olmak “daha kolay”; çünkü üst komutanlara yakınlar ve bilgi daha hızlı geliyor.

AFP’nin ziyaret ettiği sığınağın duvarlarında Öcalan fotoğrafları ve yaşamını yitiren savaşçıların portreleri asılı.
Bir odada militanlar lahmacun hazırlıyor; diğerleri çay içiyor, televizyon izliyor. Bir bölüm ise dağdaki diğer gruplarla iletişim için ayrılmış.

Kandil, PKK’nın yıllar içinde mağaralardan oyma sığınaklara, oradan merkezi karargâhlara dönüşen uzun süreli barınağı.
Bir PKK’lı şöyle diyor:

“Bu dağlarda gözlerim kapalı araç sürerim.”

Gece zifiri karanlıkta sarp patikalarda hızla ilerlerken gösterdiği ustalık, yılların tecrübesinin bir yansıması.

Önceki İçerikBakırhan’dan Özel’e: Neden bir halkı aşağılayıcı sözler kullanıyorsunuz?