Ana SayfaHaberlerÇevirilerÇEVİRİ | Kedileri popülerleştiren Victoria devri ressamı: Louis Wain

ÇEVİRİ | Kedileri popülerleştiren Victoria devri ressamı: Louis Wain

Bundan yüz yıl kadar önce Louis Wain, insana benzetilmiş kedilerin ilginç çizimleriyle mütevazı kedileri haşarat yakalayan bir yaratıktan sevilen bir hayvana dönüştürdü. Çılgın popülaritesine rağmen 1939 yılında 79 yaşındayken neredeyse beş parasız, sefalet içinde ve bir psikiyatri hastanesinde öldü. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde neredeyse tamamen unutulmuştu.Benedict Cumberbatch'in başrolünü oynadığı "Louis Wain'in Elektrikli Yaşamı" adlı film ressam Louis Wain’in trajik hikâyesini anlatıyor.

Bundan yüz yıl kadar önce Louis Wain, insana benzetilmiş kedilerin ilginç çizimleriyle mütevazı kedileri haşarat yakalayan bir yaratıktan sevilen bir hayvana dönüştürdü. Bazen siyah mürekkeple, bazen elektrikli neonlarla çizdiği sevimli kedi yavruları, puro çiğneyen tekirler birbirlerine kartopu fırlatıyor, poker oynuyor, konyak içiyor ve her türlü yaramazlığı yapıyordu. Wain’in çizimleri Viktorya dönemi İngiltere’sinin her yerinde kitaplarda, dergilerde, gazetelerde ve kartpostallarda yer aldılar.

Şimdilerde Benedict Cumberbatch’in başrolünü oynadığı, siyah perdeye aktarılan ve Amazon Prime Video’da yayınlanmış olan “Louis Wain’in Elektrikli Yaşamı” adlı yeni bir film, Wain’in trajik hikâyesini anlatıyor.

Bilim-kurgu yazarı H.G. Wells bir keresinde Louis Wain hakkında şunları söylemişti: “Kediyi, şimdi kedi olarak bildiğimiz şeyi kendi kedisi oluşturmuştur. Wain bir kedi tarzı, bir kedi toplumu, bütün bir kedi dünyasını icat etti. Louis Wain’in kedileri gibi görünmeyen ve yaşamayan İngiliz kedileri açıkçası kendilerinden utanıyorlar.”

Çılgın popülaritesine rağmen Wain 1939 yılında 79 yaşındayken neredeyse beş parasız, sefalet içinde ve bir psikiyatri hastanesinde öldü. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde neredeyse tamamen unutulmuştu.

Wain’in bir süre kaldığı İngiltere’deki Bethlem Kraliyet Hastanesi’nde bulunan Bethlem Hafıza Müzesi’nde (Bethlem Museum of the Mind) arşivci olarak çalışan David Luck, The Post’la yaptığı söyleşide şunu belirtti:” Louis Wain bazı açılardan bir tür trajik kahramandı”.

Müze, Wain’in çalışmalarından oluşan yeni bir sergiyi 4 Aralık’ta 2021’de açtı: Bu “Hayvan Terapisi: Louis Wain’in Kedileri” başlıklı yeni bir sergiydi.

David Luck’a göre Wain “yaşamak istediği hayatı yaşamak ve yaratmak istediği eseri yaratmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan biriydi ve ne yazık ki bu ona gerçekten büyük zarar vermişti”.

1860 yılında doğan utangaç ve hassas Wain, tekstil tüccarı İngiliz bir baba ile Fransız bir annenin en büyük çocuğuydu. Babası 1880 yılında aniden ölmesi nedeniyle 20 yaşındaki Wain annesine ve beş küçük kız kardeşine bakmak zorunda kaldı.

Wain oldukça yetenekli bir ressamdı. Her iki eliyle de hızlı ve harika bir şekilde çizim yapabiliyordu. Bu süreçte doğa ve hayvan eskizlerini Londra gazetelerine satmaya başladı.

Wain 23 yaşına geldiğinde, kız kardeşlerinin mürebbiyesi, kedi sever Emily Marie Richardson’a aşık oldu. İkisi 1884 yılında hemen evlendiler, fakat gelinin düşük sosyal konumu büyük bir skandala yol açmıştı. Kısa bir süre sonra Emily’e göğüs kanseri teşhisi kondu ve Wain onu neşelendirmek için yavru kedisi Peter’ın resimlerini çizmeye başladı.

Wain günlüğüne “Peter Emily’nin daimi yoldaşıydı” diye yazmıştır. Wain, “Peter’in dehası pek çok kederli saati aydınlatıyor ve pek çok yükü hafifletiyor”, diyordu.Emily, Wain’i sevimli kedi çizimlerini satmaya bir şekilde teşvik etti ve 1886’da Resimli Londra Haberleri’nin Noel ( Illustrated London News ) baskısı için yavru kedi temalı bir ilan hazırlattı. Bu çizimler sansasyon yaratmıştı: Kısa süre içinde Wain kitaplar, gazeteler, dergiler, kartpostallar ve daha fazlası için kedi çizimleri yapmaya başladı.

Wain’in sanatı tam doğru zamanda ortaya çıkmıştı.

Londra Üniversitesi Royal Holloway’de profesör olan Jane Hamlett’e göre “Viktorya dönemi insanları, sadakat, vefa ve güven değerlerini somutlaştırdıkları için köpeklere özellikle düşkünlerdi.” Oysa kediler genellikle cadılar ve ev kadınlarıyla ilişkilendirilirdi ve “sinsi olarak görülür, çoğu durumda da şüpheyle yaklaşılırdı.”

Tarihçi Stephanie Howard-Smith, “Wain’in kedinin bir evcil hayvan olarak popülerleşmesine yardımcı olup olmadığı sorusunun tıpkı tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan çıkar sorusuna” benzediğini söylüyor. “Viktorya dönemi Britanya’sında kedilerin yıldızı zatenyükseliyordu. Örneğin ilk kedi gösterisi 1871’de Londra’da yapılmıştı. 1872’de köpek maması üreticisi James Spratt kedi bisküvisi üretmek için patent başvurusunda bulunmuştu. Kediler popüler evcil hayvan biyografilerinde ve aile fotoğraflarında kendilerine yer bulmaya başlamıştı.”

Fakat ne yazık ki başarısına rağmen Wain zor günler geçirdi. Karısı 1887’de öldü. Acısını (daha renkli, daha ayrıntılı, daha gerçeküstü ve soyut bir forma bürünen) sanatına aktardı ancak eserlerinin telif hakkını hiçbir zaman almadı. Dolayısıyla da illüstrasyonlarının sayısız reprodüksiyonundan tek bir kuruş bile kazanamadı. Giderek paranoyak ve dengesiz bir hale geldi. 1924 yılına gelindiğinde ailesi Wain’in deli olduğuna karar vermişti.

Bir yıl kadar sonra, kitapçılık yapan bir tanıdığı Wain’i Springfield psikiyatri hastanesinin yoksullar koğuşunda yazı yazarken buldu. Durumdan çok utanan ve üzülen bu tanıdık, sanatçıyı zorlu Springfield’den daha rahat Bethlem’e taşımak için para toplamaya yardımcı olmak amacıyla Louis Wain Fonu’nu kurdu. H.G. Wells ve hatta V. King George gibi önemli isimler hayranlarından Wain için yardım topladılar.

Neyse ki Wain’in son günleri trajik değildir. David Luck’a göre, Wain’in sık sık ziyaretçileri oluyordu. Hatta kaldığı hastanelerin ona sanat malzemeleri sağladığını ve sevmesi için kediler getirdiğini biliyoruz. Daha deneysel olan psikedelik kedi resimlerinin yanı sıra, kız kardeşlerinin ziyaretlerinde kendisinden alacağı ticari illüstrasyonlar yapmaya ve satmaya da devam etti.

Geçtiğimiz 10 yıl içinde Louis Wain’in eserleri Londralı satıcılar tarafından yeniden keşfedildi. Wain koleksiyonerleri arasında müzisyen Nick Cave ve sanatçı Tracey Emin de bulunuyor.

Sanatçı David Tibet, Wain’in sanatının cazibesi sorulduğunda “Çalışmaları halüsinatif, cennetvari, çocuksu, yoğun, nazik, sıcak ve kendinden geçmiş eserler” diyor.

Tibet şöyle devam ediyor: “Wain kedileri daha önce hiçbir sanatçının yapmadığı ya da o zamandan beri yapmadığı bir şekilde görüyordu. Kedi Diyarı, bazen Kedicikler Ülkesi olarak da adlandırılan, kedilerin sonsuza dek muhteşem renklerde oyunlar oynadığı mükemmel Mırlama Cenneti olarak tanımladığı yerde tam anlamıyla yaşamıştır.”

Çeviri: Hasan Ayer.

Kaynak: https://nypost.com/2021/11/04/stroke-of-genius-the-tragic-life-of-louis-wain-cat-painter/amp/

- Advertisment -