Ana SayfaHaberlerÇevirilerÇEVİRİ | Şara: “İsrail sarayı iki kez vurdu. İkincisinde saraydaydım. Bu bir...

ÇEVİRİ | Şara: “İsrail sarayı iki kez vurdu. İkincisinde saraydaydım. Bu bir mesaj değil, savaş ilanıdır. Ama Suriye savaş istemiyor”

Şara, Şam’da bir zamanlar 300 bin insanın yaşadığı Cobar mahallesinin enkazları arasında ünlü Amerikan tv programı 60 Minutes’a konuştu: “İsrail’in sarayı ilk bombalamasında orada değildim ama diğerinde bomba sarayda benim bulunduğum yerin yakınına isabet etti. Sarayı hedef almak mesaj değil, savaş ilanıdır. Ancak Suriye savaş istemiyor, İsrail’e ya da başka birine tehdit olmak da istemiyor. Esad mutlaka yargılanmalı ama Rusya’yla çatışmak ülkemizin çıkarına değil. Alevi ya da Dürzi fark etmez, sivillere saldıran herkes yargılanacak. Suriye herkesin oy hakkı olan bir ülke olacak.”

Margaret Brennan: Şok edici. Hiçbir şey kalmamış.

Şara : Bu savaş zalimdi. Çok ağır bir savaştı. Bu binaların her bir odası, orada yaşayan insanlar için anılar barındırıyor.
Margaret Brennan: Bu bir hata değildi. Burası hedef alınmış.

Şara: Tabii ki. Bunların hepsi doğrudan hedef alındı. Tek amaç, bu bölgelerdeki insanları yerinden etmekti.

Yaklaşık 13 milyon Suriyeli — yani nüfusun yarısı — ülke içinde yerinden edildi veya mülteci olarak yurtdışında yaşıyor. Neredeyse 14 yıllık iç savaşta yarım milyondan fazla insan öldü. El-Şaraa, Suriye genelinde camilerin bile bombalandığını, Esad ve müttefikleri Rusya ile İran’ın isyancıların elindeki bölgeleri yok ettiğini anlattı.

Şaraa: Tüm bir kuşak, büyük bir psikolojik travma yaşadı. Bu nedenle özgürlük döneminin, insanların geri dönüşleri ve yeniden inşa için yeni umutlar vermesi çok önemli.
Margaret Brennan: Küçük çocukların babasısınız. Sizce burası onların yaşamı boyunca yeniden inşa edilecek mi?
Şara: Kesinlikle. Suriyeliler güçlüdür.

El-Şaraa’nın İslamcı güçleri Kasım 2024’te Halep’e sürpriz bir saldırı düzenlediğinde, sadece kazanmakla kalmadılar, ilerlemeye devam ettiler. Şam’a geldiklerinde, diktatör Beşar Esad Moskova’ya kaçmıştı. El-Şaraa’nın güçleri, Esad ailesinin 54 yıllık despotik yönetimine sadece 11 günde son verdi.

Ocak ayında, rejimi deviren milislerin liderleri el-Şaraa’yı Suriye’nin başkanı olarak atadı. Biz de Beşar Esad’ın bir zamanlar oturduğu devasa binada kendisiyle konuştuk.

Margaret Brennan: İlk kez bu mekâna girdiğinizde ne hissettiniz?
Şara: Bu saraya girmek çok da olumlu bir deneyim değildi. Bu saray kurulduğundan beri Suriye halkına karşı çok fazla kötülük buradan çıktı.

El-Şaraa’nın başkanlığa uzanan beklenmedik yolunu anlamak için 20 yıl geriye gitmek gerekiyor. El-Şaraa, Suriye’de üst orta sınıf bir hayatı bırakıp Irak’ta El Kaide’ye katıldı. O dönemde yaptıklarına dair ayrıntıya girmedi, ancak altı yılını Amerikan ve Irak hapishanelerinde geçirdi. 2011’de serbest bırakıldığında, Suriye’de Beşar Esad’a karşı halk ayaklanması yeni başlamıştı. O da, intihar saldırıları ve silahlı eylemlerle rejimi hedef alan bir El Kaide kolunu kurdu.

Şara: Biz Suriye toprakları dışında hiçbir eylem yapmadık. Sadece rejimi hedef aldık.

Ama ABD, bu saldırıların “masum Suriyeli sivilleri” öldürdüğünü belirterek el-Şaraa’yı küresel terörist ilan etti. Onun hakkında bir arananlar posteri çıkardı ve “bu teröristi durdurmaya” yardımcı olacak bilgiye karşılık 10 milyon dolar ödül teklif etti.

Margaret Brennan: O posteri, yani arananlar posterini hiç gördünüz mü?
Şara: Elbette gördüm.

Margaret Brennan: Mayıs ayında Başkan Trump’la görüştüğünüzde, size “yakışıklı, sert” dedi ve güçlü bir geçmişiniz olduğunu söyledi.
Şara: Bundan şüpheniz var mı?
Margaret Brennan: Şüphem yok. Ama bu geçmiş yüzünden Amerikan hükümeti sizi terörist olarak tanımladı. Kafanıza konan 10 milyon dolarlık ödül, yalnızca birkaç ay öncesine kadar yürürlükteydi.
Şara: Bu para boşa gitmiş olurdu. Biz 25 yıl öncesinden bahsediyoruz. O zamanlar 17-18 yaşındaydım. Bugünkü bilinç düzeyiyle o zamanki aynı değil.

Sonunda eski müttefiki, IŞİD’in kurucusuyla bağlarını kopardı; 2016’da da El Kaide’ye bağlılığını reddetti.

Margaret Brennan: O zaman gerçekten bu terör gruplarına inanıyor muydunuz, yoksa sadece amaca ulaşmak için bir araç mıydı?
Şara: Eğer onlarla aynı fikirde olsaydım, onları terk etmezdim.

Margaret Brennan: Sizin hakkınızda konuşan birçok yetkili sizi “pragmatist” olarak tanımlıyor. Bazı şüpheciler ise her duruma göre şekil değiştirdiğinizi söylüyor. Suriye’nin nereye gittiğini anlamak için bu önemli. Siz gerçekten tamamen değişmiş bir insan olduğunuzu mu söylüyorsunuz?
Şara: “Pragmatist” tanımı Arapçada olumsuz çağrışımlar içeriyor. Mesele şu: Bugün neler olup bittiğine bakalım… Medyada ne söylendiğinden bağımsız olarak, bugün gerçekten halkı o suç rejiminin baskısından kurtardık.

Esad rejiminin düşüşünden on ay sonra, hem normalleşmenin işaretlerini hem de belirsizlikleri gördük. Şam’da pazarlar hâlâ hareketli, Emevi Camii’nde insanlar 13 asırdır olduğu gibi ibadet ediyor. Esad’ın yüzü artık yalnızca değersizleşmiş Suriye parasında görülüyor; akşam yemeği almak için bir tuğla kadarına ihtiyaç var.

Birçok Suriyeli günde sadece birkaç saat elektrik ve suya erişebiliyor. Bunun nedeni uzun iç savaş olduğu kadar, Esad’ın insan hakları ihlalleri nedeniyle ABD ve diğer ülkelerin uyguladığı ağır yaptırımlar. El-Şaraa tüm yaptırımların kaldırılmasını istiyor. Mayıs ayında Suudi Arabistan’da yaptığı konuşmada Trump, bu yönde cesur ama geçici bir adım attı.

Margaret Brennan: Milyonlarca Suriyeli hâlâ çadırlarda yaşıyor. Esad ve Putin ise Moskova’da. Onlar hangi adaletle karşılaşacak?
Şara: Tüm yasal yollarla Beşar Esad’ın adalet önüne çıkarılmasını talep edeceğiz. Ancak şu anda Rusya ile çatışmak Suriye için çok maliyetli olur. Ülkenin çıkarına da olmaz.

Margaret Brennan: Birleşmiş Milletler, güvenlik güçlerinizin insancıl hukuku ihlal ettiğini söylüyor.

Şara: Bunun abartılı bir tanım olduğunu düşünüyorum. Suriye, hangi taraf olursa olsun sivillere karşı suç işleyen herkesin yargılanmasına kararlıdır.

Brennan: Bir Suriyeli televizyon sunucusu haberleri okurken, İsrail — Dürzi vatandaşları da bulunan — Suriye’nin Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı’nı bombaladı. El-Şaraa, İsrail’in başkanlık sarayının bahçesini de iki kez vurduğunu söyledi.

Şara: Birinde orada değildim ama diğerinde sarayda benim bulunduğum yerin yakınına isabet etti. Sarayı hedef almak mesaj değil, savaş ilanıdır. Ancak Suriye savaş istemiyor, İsrail’e ya da başka birine tehdit olmak da istemiyor.

Margaret Brennan: İsrail, Dürzi azınlığı korumak için müdahale ettiğini açıkladı. Başbakan, sizin güçlerinizin onları korumadığını söyledi.
Şara: Bu Suriye’nin iç meselesidir ve yasal yollarla Suriye makamları tarafından çözülmelidir.

Margaret Brennan: İsrail’le bir güvenlik anlaşması görüşüyorsunuz. Bu, İsrail’in Esad rejiminin düşüşünden sonra aldığı tüm toprakları iade etmesi anlamına mı geliyor?
Şaraia: Müzakereler sırasında, kesinlikle evet. İsrail, 8 Aralık’tan sonra aldığı tüm noktalardan çekilmeli. Biz Şam’a geldiğimizden beri İsrail’i provoke etmedik.

Margaret Brennan: Burada nasıl bir hükümet görmek istiyorsunuz? Demokrasi mi?
Şara: Altyapı yeniden inşa edildikten ve nüfusun kimlikleri, belgeleri olduktan sonra genel seçimler yapılacak.
Margaret Brennan: Yani sonunda Suriye, herkesin bir oy hakkına sahip olduğu bir ülke mi olacak?
Şara: Kesinlikle.

Eğer el-Şaraa verdiği sözleri yerine getirebilirse, bu hem Suriye hem de Orta Doğu için yeni bir gün olur. Ama büyük zorluklar da önünde. Cobar’da, ülkesini yeniden inşa etmenin 600 ila 900 milyar dolara mal olacağını söyledi ve bunun uluslararası toplumun desteğini gerektireceğini belirtti.

Şara: Dünya bu trajediyi 14 yıl boyunca izledi ve bu büyük suçu durdurmak için hiçbir şey yapamadı. Dolayısıyla bugün dünya Suriye’ye destek vermeli. Suriye’ye yaptırımların kaldırılmasını engelleyen herkes, bu suçu işleyenlerin suç ortağıdır.

- Advertisment -