Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanmasının ardından başladığı mitinglere devam ediyor. Her hafta sonu Türkiye’nin bir ilinde, her çarşamba ise İstanbul’un bir ilçesinde “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” sloganıyla düzenlenen mitinglerin bugünkü adresi, Konya oldu.
Çocuklar karşıladı
Saat 14.00’te Konya Kılıçarslan Kent Meydanı’nda başlayan miting öncesi CHP Genel Başkanı Özgür Özel, öğlen saatlerinde kente geldi. Konya’da partililer tarafından karşılanan Özgür Özel, çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Etrafında toplanan çocuklarla selfie çektiren Özel, boyu kısa olan bir çocuğu ise fotoğrafta görünebilmesi için kucağına aldı. Özel, Mevlana Müzesi’ni ziyaretinin ardından miting alanına geçti.
Alanda toplanan binlerce vatandaşa seslenen Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Bugün, dostun evindeyiz. Adalet önünde düğmesi olmayan cübbesini ilikleyenlerle değil, Konya’nın vicdanıyla, hakkaniyetiyle gelecek bu topraklara. Buna inanıyoruz biz. Bugün Kılıçaslan Kent Meydanı’ndayız. Konya’ya gideceğiz dediğimizde, Kılıçaslan Kent Meydanı’nı istediğimizde şaşanlar, şaşıranlar, uyaranlar oldu. ‘Tayyip Bey bile artık kaçıyor oradan’ dediler. ‘Tayyip Bey İstasyon Meydanı’na kaçarken Kılıçaslan’da miting mi olur’ dediler. ‘Olur’ dedik. ‘Çünkü biz, Konya’ya inanıyoruz. Bir büyük adaletsizlikten Konya’ya sığınıyoruz. Konya’nın vicdanına, huzuruna; Hazreti Mevlana’nın huzuruna gidiyoruz, Konya bizi bağrına basar’ dedik.
Konya’ya İstanbul’dan, Başakşehir’den, Mersin’den, Yozgat’tan, Samsun’dan, Maltepe’den, Saraçhane’den selam getirdik. Yozgat’a gidince de ‘İstanbul’da Başakşehir’de toplanacağız’ deyince de Konya’yı özleyince de dediler ki; ‘Oraları birilerinin kalesi. Orada toplanılmaz. Orada kalabalık olmaz.’ Bir şeyde anlaşalım; ben, siyasette kimseyi yuhalatmıyorum. Belli ki; yuhalamak istiyorsunuz. O zaman bir kişiyi yuhalıyoruz. Volkan Konak rahmetli olup da onun arkasından söven, sayan Çatalca Müftüsü var ya; o namussuzu yuhalayın. Çünkü, Konya bilir; ölenin arkasından iyi konuşulur. Ölenin arkasından beddua etmek, kötü konuşmak, ona değil kalanlara ve en çok Yaradan’a saygısızlıktır. O yüzden sizden ricam, bu meydanda, o saygısızlığı yapan dışında Yaradan’ın yarattığı kimseye yuh çekmeyelim. Biz buraya kavgaya değil, biz buraya kucaklaşmaya, helalleşmeye geldik.
Yıllarca Konya’da yüzde 7 oy da aldık, 9 da aldık, ‘çok aldık’ dedik, 11 -12 oy aldık. Millet takdir etti, 1 milletvekili çıkardık. Ama suçu hiç başkasına atmadık. Konyalıya çatmadık. Sorunun, kusurun kendimizde olduğunu bildik. 31 Mart seçimlerinde Konya’da bir olan, biricik Tuzlukçu Belediyesi’nin yanına Akşehir’i, Seydişehir’i, Ereğli’yi, Cihanbeyli’yi eklerken, hep Konya’nın 4 kapısında birer büyük ilçeyi alırken, artık adım adım Konya’da gönüllere girerken, kibre, kavgaya zerre kıymet vermedik. Geçtiğimiz gün, miting için gezen aracımıza birileri kötü söz söyleyip, önüne çıkıp, olmayacak bir şey yapmışlar. Bunun telefonu geldi, il başkanımız aradı. Dedik ki; ‘Asla büyütmeyin.’ Oradan çok sayıda haber geldi. Hatta ‘Şikayetçi bile olmayın’ dedim. Ama bir yandan bu kentin şehremini, bu kenti 31 Mart’ta Konyalıların emanet ettiği belediye başkanı, ‘Efendim haberler yalandır, CHP’nin uydurmasıdır, böyle bir şey yoktur’ demeye geldi. Sonra iş ortaya çıktı ki; iki kişi, elinde silahla havaya ateş edip, küfürler edip, olmadık bir iş yapmışlar. Bana sorarsanız, eğer başkaca kusurları, başkaca tehlikesi, sabıkası yoksa, o kişilerin dahi biz buradan gittikten sonra serbest kalmasını isterim. Kimse kötü olsun istemem. Kötülük yapana dahi biz, dost elini uzatmaya, en fenasına bile dost elini uzatmaya hazırız, razıyız. Ama seçilmiş Mevlana’nın türbesine, ailesine ev sahipliği yapan bir belediye başkanına bizim görmezden geldiğimiz, duyurmadığımız, şikayetçi olmayalım dediğimiz biz vakayı ‘yalan’ diye söylemek yakışmadı.
31 Mart’ta Konya’da büyük br başarı yakalayamasak da kabuğumuzu kırdığımız, 4 kapısından birer büyük kadim belediyeyi kazandığımız bir gün oldu. O gün, 47 yıldır olamadığımız bir şekilde ekranlara baktığımızda gördük ki; CHP, Türkiye’nin birinci partisi. Nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin yüzde 80’ini yönetecektik. Bizim 47 yıllık hasretimizi bitiren bu büyük başarı, Türkiye Cumhuriyeti’nde yerel seçimler tarihinin en büyük başarısı bize nasip olurken, Tayyip Bey de ilk kez yenilgiyi, ikinciliği tadıyordu. Herkes gözünü CHP’ye çevirdi. O akşam, seçim gecesi yaptığım ilk konuşmada hepiniz şahitsiniz ki; kibir değil, tevazu göstereceğimizi, bunu biz zafer olarak değil bir görev olarak algıladığımızı, milletin aslında CHP’ye bir yatırım kredisi verdiğini, nasıl yöneteceğini görmek istediğini söyledim.