CHP’li Bakan, “Kürtçe” önerisini, depremzedeyle Kürtçe konuşan jandarma videosuyla savundu:“Vatandaşınızı Türkçe bilmiyorsa ‘yok saymak’ vicdani değildir”

CHP’li Murat Bakan, “Kürtçenin devlet dairelerinde, hastanede kullanılmasına karşı değiliz” sözlerine tepki gösteren emekli Albay Orkun Özeller’e, bir depremzedeye Kürtçe konuşarak yardımcı olan jandarma videosuyla cevap verdi: “Depremde Türkçe bilmeyen bir teyzeyi sırtına alıp taşıyan ve onun dilini bilen bir Türk jandarmasının yanaklarını okşayan ona minnet duyan bir yaşlı teyze… Kendi vatandaşınız olan, üstelik yaşlı ve kırılgan bir insanı Türkçe bilmiyorsa ‘yok saymak’ vicdani değildir; ayrıca hizmete erişimde de eşitsizlik yaratır. Mevzu budur.”

CHP’nin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonundaki temsilcisi ve Grup Başkanvekili Murat Bakan, partisinin komisyona sunduğu raporu anlatırken, “Kürtçenin, Kürt yurttaşların yoğun yaşadığı bölgelerde kullanılmasına karşı değiliz, yani devlet dairelerinde, hastanede kullanılmasına karşı değiliz. Kaba, ilkel bir milliyetçi tavır içinde değiliz” demişti.

“Böyle bir ordu savaşamaz ki”

Bunun üzerine emekli Albay Orkun Özeller, “TSK ve emniyet unsurlarında da mı Kürtçe konuşulsun diyorsunuz?” diyerek itirazlarını şöyle sıralamıştı:

“Bu durumda birliklere komutlar hem Türkçe hem Kürtçe mi verilecek. Mesela ileri gözetleyici Kürtçe hedef tarihi yaparken Kürtçe bilmeyen Ateş destek birimi nasıl ateş desteğ sağlayacak. Birliğine harekat emrini önce Kürtçe sonra Türkçe mi verecek. Tam taarruza kalkacak bölük komutanı ne yapsın? (Düşünürken bile Arap saçı gibi karışıyor her şey ) Böyle bir ordu savaşamaz ki. Ya da hastaneye acil hasta geldi tercüman mi arayacağız. Eğer ortak diliniz olmazsa bir millet olamazsınız. Bir millet olamazsanız.”

Bakan, bizzat deneyimlediği bir konu olduğunu belirterek, Kürtçenin gerekliliğini savundu.

“Kendi vatandaşınız olan bir insanı Türkçe bilmiyorsa ‘yok saymak’ vicdani değildir”

Bakan, depremzede bir kadının, kendisine yardım etmek isteyen jandarma personeliyle Kürtçe diyaloğunun videosunu paylaşarak şu ifadeleri kullandı:

“Orkun Albayım, Sizi hendek barikat operasyonlarında birlikte kahramanca mücadele verdiğiniz silah arkadaşlarınızdan tanıyorum. Bir siyasi parti üyesi olmayan, ülkesi için endişeli Atatürkçü bir emekli subay kimliğinize verilmiş bir yanıttır. Dikkat ederseniz paylaşımı yapan siyasiye yanıt vermedim zira onun amacının ne olduğunu biliyorum. Ben 10 yıldır Parlamento’da askerin, polisin hakkını savunan, asker çocuğu bir milletvekiliyim. Sorduğunuz soru beni üzdü. Zira bizim tartışmamızı bağlamından koparmış bu soruyu kendime hakaret kabul ederim. Şunu baştan ve tartışmasız biçimde söyleyelim: Devletin resmî dili Türkçe’dir. Devletin işlemlerinde ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde komuta dili Türkçe dışında bir dil olmaz, olamaz; bu konu tartışma konusu dahi yapılamaz. Bunun teminatı da biziz. Kamu hizmetlerinde de temel ilke budur. Benim bahsettiğim bizzat yaşayarak deneyimlediğim bir konudur. Ben sağlıkta iletişim desteğinden bahsediyorum. Depremde Türkçe bilmeyen bir teyzeyi sırtına alıp taşıyan ve onun dilini bilen bir Türk jandarmasının yanaklarını okşayan ona minnet duyan bir yaşlı teyze… Kendi vatandaşınız olan, üstelik yaşlı ve kırılgan bir insanı Türkçe bilmiyorsa “yok saymak” vicdani değildir; ayrıca hizmete erişimde de eşitsizlik yaratır. Mevzu budur.”

Önceki İçerikÇözüm sürecinde yoğun hafta: Komisyon raporları birleşiyor, İmralı heyeti CHP’yi ziyaret etti
Sonraki İçerikHalkı kin ve nefrete Murat Övüç mü tahrik ediyor?