Ana SayfaHaberlerDavutoğlu’ndan Mesut Özil’e çağrı: Erdoğan’ı görünce Uygur meselesini anlat

Davutoğlu’ndan Mesut Özil’e çağrı: Erdoğan’ı görünce Uygur meselesini anlat

Mesut Özil’in Çin’de Uygurlara yapılan zulmü zaman zaman dillendirdiğini hatırlatan Ahmet Davutoğlu: “Biz anlatamıyoruz, ümit ederim ki Mesut Özil bir gün Cumhurbaşkanı ile karşılaştığında şu Uygur meselesini anlatır, belki onun hatırına dinler de bir gün sesi çıkar. Yazıklar olsun!”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin genel merkezindeki İl Başkanları toplantısında bir konuşma yaptı.

Davutoğlu’nun konuşmasında şu başlıklar öne çıktı:

“AK Parti tabanı ile hiçbir problemimiz yok”

Bizim AK Parti tabanıyla hiçbir problemimiz yok. İktidarla problemimiz var. Çünkü Türkiye’yi yoksulluğa, yasaklara, yolsuzluğa mahkûm ettiler. Gidin AK Partililere kardeşçe, dostça sorun. “Yola çıktığımızda hayal ettiğimiz Türkiye bu muydu?” diye sorun. “Tayyip Erdoğan’a oy verirken böyle bir Türkiye mi tasavvur etmiştiniz” diye sorun. Gelin konuşalım deyin. Konuşun, anlatın.

Şiddetsiz siyaset kampanyasını başlatmak üzere, muhabbet dilini bütün ülkeye yaymak üzere hepimiz bir ortak mesajı şimdiye kadar olduğu gibi vermeye devam edeceğiz.

“Cumhurbaşkanı, istemediği konuya ülke yangın yerine dönse de girmiyor”

(Cumhurbaşkanı Erdoğan) Mademki Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bütün yetkileri eline almıştır, önce o düşünmeli, önce o sorgulamalı, önce sorularımıza cevap vermelidir.

Sayın Cumhurbaşkanı son dönemde alışkanlık edindi, istediği konuyu istediği kadar gündemde tutuyor, girmek istemediği konuya da ülke yangın yerine dönse de girmiyor.

“Ankara sokağından siz sorumlusunuz”  

Selçuk Özdağ’ın temiz kanı döküleli 5 gün oldu ama Cumhurbaşkanı’ndan kamuya dönük bir açıklama yok. Ama üç kişi onu eleştirse hemen “terörist” diye konuşmaya başlar. Herhangi bir yerde birisi bir soru sorsa “eyy” diye hitap etmeye başlar.

Ankara sokağından siz sorumlusunuz. Hesap sorması gereken sizsiniz, hesap vermesi gereken de sizsiniz. Şimdi hesap sorulması gereken iki kişi söyleyeceğim size.

Sayın İçişleri Bakanı’nı bir çağırın. Deyin ki hangi bilgiyle Selçuk Özdağ’a yapılan saldırının bireysel tepki olduğunu söyledin. Şu bilgileri ver de ben de paylaşayım kamuoyuyla. Ben Sayın İçişleri Bakanı’nı da muhatap almam, Cumhurbaşkanı’na soruyorum.

“Bu organize ve senkronize bir terör faaliyetidir”

Net cevap istiyorum. Bu bireysel bir tepki midir, mazur mu görülmelidir? Yoksa organize, senkronize bir terör faaliyeti midir? Ben size söyleyeyim kanaatimi, milletin de kanaati budur, bu organize ve senkronize bir terör faaliyetidir.

Bir gazeteci ile siyasetçi yayınladıkları röportaj dolayısıyla aynı gün 2 saat arayla saldırıya uğramışsa buna organize suç denir. Orhan (Uğuroğlu) beyi ifade için 7-8 saat bekletirken, ona saldıranları 4 saatte bırakıyorlar. Kimdir bunların arkasındakiler?

“Cumhuriyet Başsavcısı tehdit ediliyor, hangi ülkede yaşıyoruz?”

Çağırın Adalet Bakanınızı. Bu ülkede ilk kez milletvekilleri yürütülmekte olan bir soruşturma ile ilgili Cumhuriyet Başsavcısını açık bir şekilde tehdit etti. Sorun Adalet Bakanına, nerede yaşıyoruz?

Cumhuriyet Başsavcılarının önünde “Cumhuriyet” ifadesi var, Cumhuriyet’in teminatı altındalar da onun için var. Kim bunları tehdit ediyor Sayın Bakan? Bir bakın şunların hesabına, bir soruşturma başlattınız mı? Ne yaptınız bu savcıları tehdit edenlere?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tarafsız ve bağımsız yargı var diyorsun, neresi tarafsız, neresi bağımsız? Adaleti ipotek altına almaya kalkışanlar olursa Dicle kenarındaki kuzunun hukuku korunabilir mi?

“Uygurlardan bahsedemezsiniz çünkü üzerinizde Perinçek vesayeti var”

Kendinize gelin, Sayın Cumhurbaşkanı. Bunları yapamayacağınızı ben biliyorum. Çünkü vesayet altındasınız. Mesela Uygurlardan bahsedemezsiniz. Dünya soykırım ilanları yapıyor, bizim parlamentoda bile konuşulamıyor. Çünkü üzerinizde Perinçek vesayeti var.

Mesut Özil’e Uygur çağrısı

Bu arada bir şeye sevindim, ben Fenerbahçeliyim ve Mesut Özil geldi. Biz anlatamıyoruz, ümit ederim ki Mesut Özil bir gün Cumhurbaşkanı ile karşılaştığında şu Uygur meselesini anlatır,  belki onun hatırına dinler de bir gün sesi çıkar. Yazıklar olsun! İngiltere Parlamentosu, Avrupa Parlamentosu, Amerikan Kongresi hepsi Uygur meselesinden bahsedecek, siz burada milliyetçilik, yerlilik, millilik taslayacaksınız, Mesut Özil kadar Uygur meselesini konuşmaktan da imtina edeceksiniz. Mesut’a çağrım şu, futboldaki o güzel ahenkli oyununu insan haklarında da göstermeye devam et ve her gün Uygurlardan bahset ki şunların kulağındaki pas bir silinsin.

“Keşke Ecevit yaşasaydı da…”

Keşke Ecevit yaşasaydı da Sayın Erdoğan’a Bahçeli vesayetinin ne demek olduğunu, Bahçeli’nin kritik eşiklerde nasıl ortağını ortada bırakıp çekip gittiğini anlatırdı da belki Erdoğan geleceğiyle ilgili biraz daha dikkatli davranırdı.

- Advertisment -