Ana SayfaHaberlerDEM Parti: "Dinleme aşaması bitiyor, hukuk aşaması başlıyor"

DEM Parti: “Dinleme aşaması bitiyor, hukuk aşaması başlıyor”

DEM Partili Milli Kardeşlik Komisyonu üyeleri ortak açıklama yaptı: "Meclis açılışıyla birlikte birinci aşama, yerini hukuk aşaması olarak tarif ettiğimiz ikinci aşamaya bırakacaktır. Yeni yasama yılının açılışıyla birlikte Komisyon’a üye veren partilerin ilgili başlıklarda somut öneriler sunması ve bu öneriler üzerinde ortaklaştırma hedefiyle çalışılması ikinci aşamanın en temel görevidir. Sayın Abdullah Öcalan’ın Komisyon tarafından dinlenmesi, sorunun kalıcı çözümü için bir gereklilik olarak ele alınmalıdır.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun ilk aşamasının sonuna yaklaşıldığını belirterek bir dizi öneride bulundu.

DEM Parti Komisyon üyeleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meral Danış Beştaş, Hakkı Saruhan Oluç, Celal Fırat ve Cengiz Çiçek imzasıyla yayınlanan yazılı açıklamada “Sayın Abdullah Öcalan’ın komisyon tarafından dinlenmesi, sorunun kalıcı çözümü için bir gereklilik olarak ele alınmalıdır. Komisyonun Sayın Öcalan’ı dinlemesi, mevcut sürecin başarıyla nihayete erdirilmesi açısından belirleyici önemdedir” denildi. 

DEM Partili komisyon üyelerinin açıklaması şöyle:

“TBMM bünyesinde kurulmuş bulunan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 5 Ağustos 2025 tarihinden itibaren faaliyetlerine devam etmektedir. Komisyon, Kürt meselesinin demokratik ve barışçı çözümüne katkı sunacak hukuki ve siyasi zeminin tesisi amacıyla oluşturulmuştur.

Cumhuriyet’in en temel sorunlarından birisi etrafında, halk iradesinin tamamına yakınını temsil eden siyasal partilerin Komisyon’da temsil edilmesini son derece kıymetli bulduğumuzu tekrardan belirtmek isteriz. Ortaya çıkan bu siyasal irade, sorunun çözümü için tarihsel rolü olması gereken siyaset kurumunu ve alanını, ilk defa bu düzeyde çözümün muhataplığına yakınlaştırmıştır.

Kendine has özellikleriyle öne çıkan, tarihsel çağrıların ve gelişmelerin gerçekleştiği bu süreçte, Komisyon’un parlamento zemininde kendi rolünü oynamasına dönük kamuoyu beklentisi yüksektir. Komisyon’un her şeyin muhatabı olmadığını bilmekle birlikte, rolünü doğru ve işlevsel oynaması durumunda tarihsel gelişmelere kapı aralayacak bir katkısının olacağının da bilincindeyiz.

1. Komisyon çalışmalarındaki birinci aşama tamamlanmakta ve dinlemelerin sonuna yaklaşılmaktadır. Farklı çevrelerden kişi ve kurumların barışa ve çözüme dair düşüncelerini, önerilerini son derece kıymetli bulduğumuzu yeniden ifade etmek isteriz. Partimiz açısından dinleme safhasının ana çıktısı, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümünün kaçınılmazlığıdır. Referansları, dayanakları farklı olsa da Komisyon’da ifade edilenler, Kürt meselesinin tarihsel olarak çözümünün zorunlu olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

2. Sürecin pozitif barış aşamasına geçmesinin en az çatışmasızlık hali olarak değerlendirilen negatif barış aşaması kadar önemli olduğu birçok kurum ve kişi tarafından ifade edilmiştir. Pozitif barış için “adaletin tesisi, toplumsal güvenin inşası, eşitliğin kurumsallaşması, farklı kimliklerin bir arada eşit olarak ve barış içinde yaşayabilme iradesinin net bir şekilde ortaya konulması” gerektiği; güven ortamının “karşılıklılık ilkesiyle sağlanabileceği”; sorunun sadece “silahlı hareket boyutuna sıkıştırılamayacağından” hareketle “kök nedenlerin ortadan kaldırılmasının” önemi; “sadece güvenlik politikalarıyla kalıcı barışın sağlanamayacağı”; “ret, inkar ve asimilasyon politikalarından vazgeçilmesi” gibi dinlemeler safhasında öne çıkan tespitleri çok kıymetli buluyoruz. Komisyonun bundan sonraki çalışmalarında, dinlemelerde öne çıkan bu önerilerden faydalanması gerektiğinin altını önemle çiziyoruz.

3. Sorunu siyasal, kültürel, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla ele alarak kalıcı çözümün geliştirilmesi doğru olandır. Meselenin bölgesel ve küresel bir karakter kazandığının da bilinciyle, örgütsel, siyasal ve toplumsal karşılığı ve belirleyicilik düzeyi açık olan Sayın Abdullah Öcalan’ın komisyon tarafından dinlenmesi, sorunun kalıcı çözümü için bir gereklilik olarak ele alınmalıdır. Gerçek çözüm, sorunu ismiyle çağırmaktan ve bulunduğumuz tarafa göre gerçeği eğip bükmeden hakikate göre düşünmekten, adım atmaktan geçmektedir. Komisyonun Sayın Öcalan’ı dinlemesi, mevcut sürecin başarıyla nihayete erdirilmesi açısından belirleyici önemdedir.

4. Meclis açılışıyla birlikte siyasal ve toplumsal aşama olarak nitelendirebileceğimiz birinci aşama, yerini hukuk aşaması olarak tarif ettiğimiz ikinci aşamaya bırakacaktır. Komisyon’un varlık gerekçesi, sürecin gerektirdiği yasa düzenlemelerine ilişkin tavsiyeler ve taslaklar oluşturmaktır. Partimizin ilgili kurullarının sürecin başından itibaren Geçiş Dönemi Kanunu, İnfaz Kanunu, TMK, TCK ve CMK’de ihtiyaç duyulan değişiklikler; başta kayyım düzenlemesi olmak üzere yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve demokratikleştirilmesi; ayrımcılıkla mücadele düzenlemeleri ve anadilinde eğitim-öğrenim gibi başlıklarda hazırlığı bulunmaktadır. Yeni yasama yılının açılışıyla birlikte Komisyon’a üye veren partilerin ilgili başlıklarda somut öneriler sunması ve bu öneriler üzerinde ortaklaştırma hedefiyle çalışılması ikinci aşamanın en temel görevidir. Çünkü çatışma zemininin kalıcı olarak ortadan kaldırılmasının en önemli adımlarından birisi de hukukun tesisi ve yasa önünde eşitliğin sağlanmasıdır.

5. Öte yandan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, 17 Eylül 2025 tarihli kararında Barış ve Demokratik Toplum Sürecine atıf yaparak, umut hakkına dair Komisyon ve parlamentonun görevlerine işaret etmesi dikkate değerdir. Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’de ilgili siyasal ve hukuki adımlara işaret ettiği bir ortamda, umut hakkı bağlamında sürecin gerektirdiği adımları atmak, inisiyatifleri almak ve bunu bir ilke olarak kabul etmek Kürt sorununda adil, eşit, demokratik ve toplumsal çözümün en hayati gelişmelerinden birisi olacaktır.

6. Komisyon faaliyetleri kapsamında DEM Parti olarak temel amacımız, Kürt sorununu çatışma zemininden uzaklaştırarak hukuki ve siyasi çözümün olanaklarını yaratmaktır. Kürt meselesinin demokratikleşme perspektifiyle ve bunun gerektirdiği zihniyet dönüşümüyle ele alınması kaçınılmazdır. Dinlemeler esnasında bir akademisyenin belirttiği gibi “Her barış demokrasiyle sonuçlanmayabilir, ancak Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’ye demokrasi gelmeyecektir.”

- Advertisment -