Guiness Rekorlar kitabının güncellenmiş baskısı her yıl yeniden yayınlanıyor ve bugüne kadar 37 dilde yayınlandı. 2017’de yayınlanan 62’nci baskısı da 100 ülkede 23 dilde satışa sunuldu.
Gördüğü büyük ilgi bu kitabı, dünyada ‘dünya rekorları’ konusunda en muteber otorite haline getirmiş durumda.
Guinness Rekorlar Kitabı bir bar atışmasının ürünü
Yazarken ‘hangisi biraydı hangisi rekorlar kitabıydı‘ diye kafanız karışıyorsa, karışmasın. İkisinin birbiri ile oldukça yakın bir bağı var.
Guinness Rekorlar Kitabının öyküsü bir bar kavgası ile başladı. İrlanda’nın en popüler bira üreticisi Guinness Bira İmalathanesinin genel müdürü Hugh Beaver, İrlanda’da 10 Kasım 1951 günü katıldığı bir av sırasında bir yağmurkuşunu ıskaladı. Avını ıskalayan tipik her avcı gibi başarısızlığını kabul edeceğine, yağmur kuşunun Avrupa’nın en hızlı kuşu olduğunu savunmaya başladı. Ve bulundukları barda ”Avrupa’nın en hızlı kuşu yağmurkuşu mu yoksa orman tavuğu mu” üzerine şiddetli bir tartışmanın tarafı oldu. Bu tartışmayla İrlanda barlarında (pub) bu türden tartışmaları bitirebilecek bir referansa ihtiyaç olduğunu düşündü ve bunun iyi bir yatırım olabileceği fikrine kapıldı. Çalışanlarından biri patronunun bu arayışına yanıt olabileceğini düşündüğü, üniversiteden iki arkadaşı ile tanıştırdı onu. Hugh Beaver, Londra’da ‘gerçek bilgileri bulma’ şirketi işleten Norris ve Ross McWhirter ile görüşmeyi kabul etti.
Efsaneye göre Beaver bu mülakat sırasında ikiliye tek bir soru sordu; ”En fazla düzensiz fiile sahip dil hangisidir? İkili hiç düşünmeden ‘Türkçe‘ yanıtı verince hemen işe alındılar ve bu referansı hazırlama işi onların yönetimine verildi. 1954 Ağustos ayında The Guinness Book of Records adını verdikleri ve içine öğrenebildikleri ‘en’leri topladıkları bir derleme hazırladılar. Binlerce kopyası hazırlanıp, içtikleri Guinness’in de yardımıyla desteksiz bilgi savuranların atışlarını kesmek için ‘pub’lara bedava dağıtıldı. (Bu arada unutmadan ekleyelim, Avrupa’nın en hızlı kuşu, Guinness’in 1989 baskısına göre ”orman tavuğu”.)
Bu ilk derlemenin gördüğü şaşkınlık verici ilgiden cesaret alarak Londra’da yayıncıların mekanı Fleet Sokak’ta The Guinness Book of Records’u kurduktan kısa süre sonra 27 Ağustos 1955 günü Guinness Rekorlar Kitabı’nın birinci baskısını yayınladılar. Bir kaç ay içinde İngiltere’de en çok satan kitaplar arasına girmişti bile. Bir sonraki yıl ABD’de de yayınlandı ve 70 bin adet sattı. Ve her geçen yıl yeni rekorların eklenmesi, yeni dillerde ve ülkelerde yayınlanması ile ‘Guinness’ dünyanın her köşesinde ‘rekor’ dendiğinde akla gelen ilk sözcüğe dönüştü. Kitabın ilk hazırlayıcısı Ross McWhirter, 1975 yılında İrlanda Kurtuluş Ordusu tarafından öldürüldü.
Kitabın yayın sahibi 2001 yılına kadar Guinness PLC (1997’de adı Diageo oldu) şirketi olarak kaldı. Ancak daha sonra Guinness birası ile Guinness kitabının yolları ayrıldı. ”Guinness Book of World Records” olan orijinal adı da ”Guinness World Records” diye değişti bu arada.
GWR birkaç kez el değiştirdi. 2008 yılından beri ise sahibi, Kanadalı Jim Pattison Group adlı şirket. Guinness Rekorlar Kitabının resmi merkezi hala Londra olmakla beraber New York ve Tokyo’da da iki ayrı ofisi var.
Guinness parayı nasıl kazanıyor?
Bira olan Guinness’ten ayrıldıktan sona kitap ‘Guinness’ bir süre daha kendi başının çaresine bakabildi, çünkü her yıl sattığı kitaplar gelir olarak yetiyordu. Ancak 2000’lerde kitap piyasasındaki genel düşüşten Guinness Rekorlar Kitabı da payını aldı.
Guinness’in para kazanmanın yeni yollarını bulması gerekiyordu. Derken paranın yine ‘rekor’un kendisinde olduğunu farkettiler. Neden ‘rekor logosu’ndan para kazanılmasın ki…
Rekorun iyi bir reklam olduğunu fark eden şirketler de Guinness’in kapısında sıraya girdi. Guinness şirketlerden şirketin marka değerine ve rekora göre etkinlik başına 12 bin dolardan yarım milyon dolara kadar ücret alıyor. Örneğin Reebok firması, dört kıtada yeni ayakkabasını piyasaya sürdüğü gün bir çok ülkede gerçekleştirdiği eş zamanlı etkinlikte 44 dünya rekoru kırdı. Yine örneğin Bill Gates Vakfı, ihmal edilmiş hastalıklara dikkat çekmek için ilaç bağışlama rekoru kırdı. Ünlü restorancı Gordon Ramsay, yeni TV programının reklamı için balık filetosu rekoru kırdı.
Guinness Dünya Rekorları başkan yardımcısı Peter Harper’ın verdiği bilgiye göre şirket yıl içinde bu tür yüzlerce etkinlik yapıyor.
Guiness’in ilk okuyucuları genelde dünyada müthiş başarılara ve bilgilere meraklı çocuklardı. Şimdi artık büyüdüler ve kendileri de rekor sahibi olarak bu kitapta yer almak istiyor. Guinness’e yeterli parayı yatırırsanız, size sizin kırabileceğiniz bir dünya rekoru bulmakta ve onu kırmanızda yardımcı bile oluyor. Guinness, şimdi, rekor kırma etkinlikleri satım işi de yapıyor ve bundan da iyi kazanıyor. Kamuoyunun ilgisini çekeceğini düşündüğü rekorlara daha özel ilgi göstermelerinin nedeni bu.
Peki Guinness rekorlar kitabına girmek için para ödemek gerekiyor mu?
Hayır. Başvuru ücretsiz. Sitesine giriyorsunuz, kurallarının yazılı çıktısını alıyorsunuz. Rekorunuzu kayda alıyorsunuz ve geri gönderiyorsunuz. Kabul edilirse rekorun sahibi siz oluyorsunuz. Buraya kadar sorun yok. Ama Guinness’ten geri dönüş almak aylar alabiliyor. Rekor kırma kuralları oldukça karışık formaliteye sahip. Ekstra para ödeyenler, Guinness’in sırasında nasıl kendilerini öne çıkarabilecekleri konusunda destek alıyor. Ve Guinness rekor girşiminizin para edeceğini hissettiği anda etkinliğinizin çapı büyüyor.
Guinness Rekorlar Kitabında en fazla rekoru olan kişi New Yorklu Ashrita Furman. Furman, en fazla rekora sahip olma rekoru da dahil 200 civarında Guinness rekorunun sahibi. Her yıl ortalama 50 bin kişi rekor için Guinness’e başvuruyor. Bunlardan 1000 kadarı rekor sahibi oluyor.
Bu rekorlar içinde, ‘en hızlı SMS yazma rekoru’ gibi yeni çağı yansıtan rekorlar da var. Örneğin, olimpiyat şampiyonu trans aktivist Caitlyn Jenner, Vanity Fair dergisinin 2015 Haziran sayısına kapak olunca, ‘Twitter’da en hızlı bir milyon takipçiye ulaşma’ rekorunun sahibi oldu. O gün açılan Twitter hesabı sadece 4 saat 3 dakikada sıfırdan 1 milyon takipçiye ulaştı. Ondan önce rekor, sadece iki hafta önce 18 Mayıs 2015 günü Twitter hesabını açtıktan, 4 saat 52 dakika sonra 1 milyon takipçiye ulaşan Barack Obama’ya aitti. Obama, bir Guinness rekoruna sahip olmanın keyfini sadece iki hafta yaşayabildi.
Guinness’in sahibi en fazla değişen rekoru ise maalesef ‘Dünyanın En Yaşlı Kadını’ rekoru. Bazı yıllarda birkaç kez el değiştirebiliyor.
Kaynak: Amerikan Bülteni