Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIEge Ada ve Adacıkları

Ege Ada ve Adacıkları

Her ne kadar , 2004 yılında Türkiye ile Avrupa Birliği Türkiye’nin üyelik müzakereleri için Yunanistan ile sorunların ikili müzakereler ile halledilememesi halinde tarafların Adalet Divanına gitmeleri yolunda karar almış olmasına karşın bu gerçekleşmedi. 2004 yılından beri Türk ve Yunan tarafları arasında yapılan ve gizli tutulan “istikşafi” denilen müzakerelerden de şimdiye kadar bir sonuç alınamamış görülüyor.

Zaman zaman basınımızda Yunanistan şu veya bu adamızı işgal ediyor haberleri çıkıyor. Buna siyasal şahıslar ve bazen Hükümet yetkilileri de katılıyordu.

Gerçekten Türkiye bu kanıda ise bunun gereğini yapmalıdır.

Hukuki belgelerle Türkiye tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine barışı ihlal eden bir durum olduğu bildirilir. Konsey genelde yasanın 33 ncü maddesi uyarınca tarafları müzakereye davet eder.

33 ncü madde : 1. Uzaması, milletlerarası barış ve güvenliğin muhafazasını tehdit edebilecek mahiyette bir uyuşmazlıkta taraf olanlar, bu uyuşmazlığın çözülmesini her şeyden önce görüşme, soruşturma, ara bulma, uzlaşma, tahkim ve yargı yollarıyla veya bölge teşkil veya anlaşmalarına başvurarak veyahut kendi seçecekleri başka barış yollarıyla aramalıdırlar.

2. Güvenlik Konseyi gerekli görürse tarafları, aralarındaki uyuşmazlığı bu gibi yollarla çözmeğe davet eder.

Yunanistan toprakları ile ilgili bir müzakere yapmayı muhtemelen kabul etmeyecektir. Bu durumda Türkiye Konseye yeniden başvurarak bu kez Yasanın 7 nci bölümündeki zorlayıcı tedbirler maddesinin uygulanmasını isteyebilir.

MADDE 39

“Güvenlik Konseyi , barışın tehdit edildiğini, bozulduğunu veya bir saldırma fiilinin vuku bulduğunu tesbit eder ve milletlerarası barış ve güvenliğin muhafazası veya yeniden tesisi için tavsiyelerde bulunur veya 41 ve 42 nci maddeler gereğince hangi tedbirler alınacağını kararlaştırır.”

MADDE 40

“Durumun vahimleşmesine mâni olmak üzere, Güvenlik Konseyi ,  39 uncu madde gereğince tavsiyelerde bulunmazdan veya alınacak tedbirleri kararlaştırmazdan evvel, ilgili tarafları, gerekli veya temenniye değer gördüğü geçici tedbirlere riayete davet edebilir. Bu geçici tedbirler her hangi bir şekilde, ilgili tarafların haklarına, iddialarına veya durumlarına halel getirmez. İşbu geçici tedbirlerin yerine getirilmemesi halinde, Güvenlik Meclisi bu noksanı gereği gibi nazara alacaktır.”

Konsey muhtemelen 39 ve 40 ncı maddelere başvurmadan eski kararında ısrar eder.

Yunanistan gene de müzakereden kaçınırsa ne yapılabilir ?

Bu durumda, Türkiye kendisine ait olduğuna inandığı bir adayı veya adacığı deniz ablukasına alabilir. Bu durum ister istemez BM Yasasının 39 ve veya 40 ncı maddelerini ateşler.

Her ne kadar ,    2004 yılında  Türkiye ile Avrupa Birliği Türkiye’nin üyelik müzakereleri için Yunanistan ile sorunların ikili müzakereler ile halledilememesi halinde tarafların Adalet Divanına gitmeleri yolunda karar almış olmasına karşın bu gerçekleşmedi. 2004 yılından beri Türk ve Yunan tarafları arasında yapılan ve gizli tutulan “istikşafi” denilen müzakerelerden de şimdiye kadar bir sonuç alınamamış görülüyor.

Ayrıca, BM yasasının 33ncü maddesi de Adalet Divanını bir yol olarak göstermektedir. Bununla beraber, Yunanistan Divan’ın yetkisini Türkiye ile sorunlar konusunda tanımamaktadır. Böyle bir çekince koymuştur. Türkiye ise Divan’ın zorunlu yargı  yetkisini kabul etmemekle beraber ,   zamanın Başbakanı Mesut Yılmaz ikili müzakereler sonunda Yunanistan ile sorunlar halledilemediği takdirde Divan’a gitmeyi kabul edeceğimizi beyan etmişti.

Ayrıca, Divana istişari görüş için Güvenlik Konseyi veya Genel Kurul kararı ile  tek taraflı başvuru imkanı da vardır.

Son zamanlarda da basınımızda gene “işgal” konusu haberleri çıkmakla beraber, hükümet cephesinden   sert beyanatlar Sayın Erdoğan’ın “gündüz” yaptığı 2023 Atina ziyareti sonrasında yayınlanan İyi Komşuluk Bildirgesi ile son buldu   Bildiride de adaların “işgali” gibi sorunlara değinilmedi. İlişkiler en azından şimdilik “serin” bir havaya girdi.

- Advertisment -