Anayasa, gizli kapaklı yapılacak bir iş değil. Kapalı kapılar ardında anayasa tartışamazsınız. Bir fikir ileri sürersiniz, bunu da herkes görür. Eğer o fikrin yanlış olduğu kanaatindeyseniz, eleştiri yapar ve alternatifini gösterirsiniz. Tartışmaya dâhil olmak ve masaya oturmak, her söyleneni onaylamak ve mutlaka anlaşmak manasına gelmez.
Demokrat kelimesi köylülerin diline “Demir Kırat” olarak yerleşmişti. Babamla çıktığımız gezilerden birinde CHP’ye delege seçimi yapılacaktı. Küçük köyün sadece bir kahvesi vardı. Babam içeri girdi, selam verdi. Yarı ağızla bir “Aleykümselam” yankılandı. Babam, iyi tanıdığı köylülere isimleriyle seslenerek, “Hasan Efendi”, “Hüseyin Ağa” diyerek, delege olmak isteyip istemediklerini sordu. Bir süre sessizlik oldu. Ardından köylülerden biri fırladı, kahvenin ortasında göbek atmaya başladı.
Görünen o ki bir sonraki seçimlere kadar dünya ve bölgemiz daha istikrarlı olmayacak. Ve bütün dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin birinci gündemi de güvenlik olacak. Dış politikada yetkinlik, ülkeyi yönetme becerisi siyasetçilerde en çok aranan vasıflar haline gelecek. Bütün siyasetin kendini buna karşı hazırlaması gerekiyor. Çünkü artık mesele “dış politika ve güvenlik, aptal!”
Nikea Konsili’nin 1700’üncü yıldönümü münasebetiyle dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenen kutlama faaliyetlerini içeren gördüğüm bir listede İstanbul’da Ekim ayında düzenlenecek bir tek konferansa rastladım. İnsan hakları ve demokrasi karnemizin bir hayli bozuk olduğu bugünkü ortamda iktidar Patrikhane’yi Papa Leo’nun da katılımıyla yıl içinde bir toplantı düzenlemesi için teşvik etmesi ve bu amaçla gereken tüm desteğin verileceğini açıklaması kötü mü olur? Bence karnemizin düzelmesini tek başına sağlamaz ama Hristiyan dünya kamuoyuna pozitif bir mesaj verir.
Bugün insanlık Eichmann’lardan oluşan kolektif bir şeytanlığın tehdidi ile karşı karşıya. Kendi menfaati için insanlıktan düşmeyi kabul etmiş, yığınların desteklediği büyük zulümler çağındayız. İnsana uğramayan, sadece insan öldüren zulümler çağında. Veyl o insanlara ki katillerin, serikatillerin cinayetlerine alkış tutar. Veyl o insanlara ki başkasının zulmünde kendi menfaatini arar.