Ana SayfaHaberlerEmine Erdoğan, Melania Trump'a mektup yazdı: “Ukraynalı çocuklar için hassasiyetinizi, 18 bin...

Emine Erdoğan, Melania Trump’a mektup yazdı: “Ukraynalı çocuklar için hassasiyetinizi, 18 bin çocuğun katledildiği Gazze için de göstereceğinize inanıyorum”

Emine Erdoğan, Gazze için Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a mektup yazdı: “Kahkahaları susturulanlar yalnızca Ukrayna'nın çocuklan değildir. Filistin'in çocuklan da ayni neşeyi, aynı özgürlüğü, aynı onurlu geleceği hak etmektedir. Gazze'deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı da içeren bir mektubu da, İsrail Başbakanı Netanyahu'ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır. Dünyanın ortak bir uyanışa geçtiği, Filistin'in tanınmasının küresel bir iradeye dönüştüğü bu günlerde, Gazze adına sizden gelecek bir çağrının, Filistin halkına tarihi bir sorumluluğun da ifası olacağı kanaatindeyim.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a, Ukrayna’daki çocuklar için gösterdiği hassasiyeti Gazze’de öldürülenler için de göstermesi çağrısında bulunduğu bir mektup gönderdi.

Baş başa yedikleri yemek ve bahçede yaptıkları yürüyüş esnasında Trump’ın paylaşımlarının, güncel meselelere dair hassasiyet taşıyan bir vicdana sahip olduğunu hissettirdiğini ifade eden Emine Erdoğan, bu vicdani hassasiyetin yansımasını, Melania Trump’ın geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yazdığı mektubunda da gördüğünü bildirdi.

Emine Erdoğan mektubunda şu ifadeleri kullandı:

“Sizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Washington’da Beyaz Saray’daki buluşmamızda sizin içten sohbetiniz ve zarif ev sahipliğiniz, üzerinden altı yıl geçmesine rağmen zihnimde hâlâ tazeliğini koruyor. Baş başa yediğimiz yemek  ve bahçede yaptığımız yürüyüş esnasındaki paylaşımlarınızda güncel meselelere dair hassasiyet taşıyan bir vicdana sahip olduğunuzu hissetmiştim. Bu vicdani hassasiyetin yansımasını, geçtiğimiz günlerde Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin’e yazdığınız mektubunuzda da gördüm. Yazdıklarınızın insanlığın ortak hissiyatına tercüman olduğunu düşünüyor, bu kıymetli duruşunuzu takdirle karşılıyorum. Sizin de mektubunuzda belirttiğiniz gibi; çocukların sevgi dolu ve güvenli bir ortamda büyüme hakkı evrensel ve tartışılmaz bir haktır. Ve bu hak, hiçbir coğrafyanın, ırkın, etnik kimliğin, dini grubun ya da ideolojinin imtiyazı değildir. Dolayısıyla, bu haktan mahrum bırakılan mazlumların yanında yer almak, en başta insanlık ailesine karşı büyük bir sorumluluğu yerine getirmektir. Bu çerçevede, bilhassa bir lider eşi olarak, Ukrayna’daki savaşın yıkıcı etkileri altında yok olan hayatlara, dağılan ailelere ve kimsesiz kalan çocuklara gösterdiğiniz duyarlılık, kalplere umut aşılayan bir girişimdir.

“Gazze’de tarih, öksüz ve yetim kalmış küçücük çocukların yaşadıkları tarifsiz acı ve korkularla saçlarına aklar düştüğünü yazıyor”

“Sessiz bir kahkahaya mecbur bırakılan” Ukraynalı çocukların neşeli gülüşlerinin geri getirilmesi talebiniz çok anlamlıdır. Savaşta hayatını kaybeden 648 Ukraynalı çocuk için gösterdiğiniz bu önemli hassasiyetinizi daha da güçlü bir şekilde, 2 sene içerisinde 18 bini çocuk olan 62 bin masum sivilin zalimce katledildiği Gazze için de göstereceğinize inanıyorum. Zira Gazze, tarihte benzeri görülmemiş bir zalimliğe, çağımızın en acı soykırımına sahne oluyor. BM Çocuk Fonu, 45 dakikada 1 çocuğun öldürüldüğü Gazze’de, yerin üstünü çocuklar için bir “cehenneme”, yerin altınıysa bir “çocuk mezarlığına” benzetiyor. Savaşlarda kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan “meçhul asker” kavramını, bir gün çocuklar için de kullanacağımız aklınıza gelir miydi? Bugün ardında kimsesi kalmamış, adı dahi tespit edilemeyen binlerce Gazzeli çocuğun kefenlerine yazılan ”meçhul bebek” ibaresi vicdanlarımızda onulmaz yaralar açıyor. Derin bir psikolojik yıkıma sürüklenen, gülmeyi tamamen unutan bu çocuklar, uzatılan mikrofonlara ölmek istediklerini haykırıyor ve masum kalplerinde baş edemeyecekleri bir savaşın yorgunluğunu taşıyor. Gazze’de tarih, öksüz ve yetim kalmış küçücük çocukların yaşadıkları tarifsiz acı ve korkularla saçlarına aklar düştüğünü yazıyor. 

“Bir mektubu da, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır”

Kahkahaları susturulanlar yalnızca Ukrayna’nın çocuklan değildir. Filistin’in çocuklan da ayni neşeyi, aynı özgürlüğü, aynı onurlu geleceği hak etmektedir. Gazze’deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı da içeren bir mektubu da, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır. Dünyanın ortak bir uyanışa geçtiği, Filistin’in tanınmasının küresel bir iradeye dönüştüğü bu günlerde, Gazze adına sizden gelecek bir çağrının, Filistin halkına tarihi bir sorumluluğun da ifası olacağı kanaatindeyim. Filistin’de yaşananlar, bir soykırımın da ötesinde, bir grup insanın çıkarı ve rahatı için kalan herkesin ve her şeyin değersizleştirilebildiği keyfi bir uluslararası sistemin dayatmasıdır. Dünyamızın bazı bölgelerindeki Çocukların yaşamını, diğerlerinden daha değersiz gören bu çarpık düzene karşı sesimizi ve gücümüzü birleştirmeliyiz. İtibarsızlaştırılan uluslararası hukuk kurallarını ve ortak insani değerlerimizi savunmak, müşterek ilkelerimiz etrafında kenetlenmek mecburiyetindeyiz. Ancak o zaman bu vahşet karşısında günbegün umutsuzluğa sürüklenen “sonraki nesillerin umutlarını besleyebiliriz”. Ancak o zaman “kahkahaları susturulan çocuklara” yeniden neşe kazandırabilmenin, tüm dünyada ve kalıcı bir barışın ihtimalinden söz edebiliriz.

Sizin mektubunuzdaki duyguları, bir anne, bir kadın, bir insan olarak derinden paylaşıyor, ayni umudu Gazze’nin barışa ve huzura susamış çocukları için de yeşertmenizi diliyorum. 335 kurşunla öldürülen 6 yaşındaki Hind Recep, dedesinin neşeyle gülen gözlerinin içinden öperek veda ettiği 3 yaşındaki Rim gibi kaybettiğimiz 18.885 Gazzeli bebek ve çocuk için artık çok geç. Ama hayatta kalmayı başarmış 1 milyonu aşan Gazzeli çocuk için hâlâ bir şansımız var.

Vakti çoktan geldi.”

- Advertisment -