Erdoğan’ın, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada öne çıkan cümleler şöyle:
“Esasen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir.
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu kararı, iç hukuk yolları tüketilmeden alarak istisnai bir uygulama yapmıştır. Ancak, istisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahattin Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir. Mahkeme, Batasuna davası kararında, bırakınız şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın dahi cezaya konu suç sayılabileceğine hükmetmiştir.
“Bu resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür”
“Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6-8 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması, resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür.
“Bu şahıs, siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde suçludur. AİHM böyle bir terörist savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir.
“Kobani’nin katili budur. Diyarbakır’daki 52 gencimizin katili budur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz.
“Bu mahkemenin FETÖ ile ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz”
“Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın da işaretleri şimdiden gözükmeye başladı. PKK’ya terör örgütü muamelesi yapmayan, PKK’yla irtibatlı kişileri terörist kabul etmeyen bu mahkemenin, FETÖ’yle ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz. Aksi takdirde, bunca çifte standarda ve riyakârlığa daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın da bilinmesini isterim.”
Erdoğan’ın grup toplantısında üzerinde durduğu öbür başlıklar
“Bütçe görüşmelerinde seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Ancak ahlâk sınırlarını aşanlar da olmuştur. Takdiri milletimize bırakıyoruz. Hakaretten, iftiradan uzak her eleştiriye katılmasak da saygımız vardır.
“Buldukları her fırsatta tek parti faşizmine dönüyorlar, Kuran’ı Türkçe okutma benzeri bir garabet, Mevlevi mukabelesi adı altında İstanbul’da sahnelendi.
“Asıl mesele niçin bu yola başvurulduğu, tasavvufta ‘edep yahu’ kaidesi var. Buna dikkat etmezsen rezil olursun. Bunların da akıbeti budur. Her şey istismar. Gereken dersi, hesabı sormak suretiyle bunlar alacak. Hz. Mevlana’nın veya bir başka mürşidin izinden gidiyorsanız bu yolun geleneklerine saygı göstermek zorundasınız.
“Müslümanlar için Kuran-ı Kerim’in nasıl kıraat edileceğine, ezanın nasıl okunacağına bırakın o inancın kaynakları ve alimleri karar versin. Siz anlamazsınız bu işleri ya. Ama dert başka. Dert bu ülkenin değerleriyle oynamak.
“Dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz. CHP’nin kafasında 1940’ların faşist uygulamalarına dönmek gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.
“Eyüp Sultan’da Yasin-i Şerif’i neden Türkçe okumadın?”
“Eyüp Sultan’da seçim öncesinde kalkıp da bir mihrabiye yerine Kuran-ı Kerim’i önüne açıp, orada Yasin-i Şerif’ten belli bir bölümü, aslına uygun okumak, sana bir şey getirmez. E niye onu da Türkçe okumadın? Onu da Türkçe okusaydın. Bak bakalım millet sana ne değer veriyor.
“Korkarız bu işin sonu bir tarihçi yazarımızın da isabetle belirttiği gibi İstiklal Mahkemeleri’ni yeniden kurma teşebbüsüne kadar varır.
“17-25 Aralık darbe girişimi sonrası FETÖ’nün montaj kasetlerini Meclis’te yayımlayanlara bu görevleri verenleri biliyoruz.
“15 Temmuz gecesi milletimiz darbecilere direnirken Bakırköy’de TV karşısında kahvesini yudumlayarak demokrasinin yıkılışını bekleyenlere bu rahatlığı verenleri de biliyoruz. Darbe girişimine tiyatro diyenin gerisinde aynı zihniyet vardır. Bu zihniyeti gayet iyi tanıyoruz. Bu zihniyet PKK’lı teröristleri hendek kazan arkadaşlar olarak tanımlayanlardır. Gezicileri aydınlanmacı olarak gösteren zihniyettir.
“YPG’lileri ‘vatanını savunanlar’ diye niteleyen zihniyettir. Bu zihniyet ekonominin kötüye gitmesinden ve salgının artmasından dahi siyasi çıkar elde etmeyi umacak kadar alçalan bir zihniyettir.
“Siyaseti öğrenmesi için bu söylediklerini ispat gerekir”
“Dün ne diyor, uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi… Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz diyor… Bu ne sapkınlıktır, istikametini tamamen şaşırmış. Gel uyuşturucu örgütünü kur, organ mafyasını da kur hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin. Başka bir işe yaramıyorsun. Vergi konusunda da belli bir tecrübesi var, belki bu adımı atarsa bir işe yarar. Siyaseti öğrenmesi için bu söylediklerini ispat gerekir.
“Sayın Biden’ın da, ilişkilerimize gereken özeni göstereceğine inanıyoruz”
“Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizi geliştirirken Türk dünyasını, Asya’yı, Latin Amerika’yı, Afrika’yı asla ihmal edemeyiz. Bununla birlikte tüm çabalarımıza rağmen 2020 yılı Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu.
“Türkiye hem Doğu Akdeniz meselesinde hem de S-400’ler konusunda hak etmediği çifte standartlar ile karşılaştı. Yeni yılda ABD ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz.
“Amerika’nın yeni başkanı Sayın Biden’ın da Türk-Amerikan ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inanıyoruz.
“Hiç kimseye karşı ön yargımız, husumetimiz, düşmanlığımız bulunmuyor. Bugüne kadar bize bir adım gelene, biz hep koşarak gittik. Bugün de aynı samimiyeti ve iyimserliği muhafaza ediyoruz. Uzattığımız eli tutan tüm dostlarımızla birlikte barış, adalet, refah, özellikle de bölgemizdeki gerilimlerin azaltılması için çalışmayı sürdüreceğiz.
“Öğrencilere verilen burs/kredi miktarı 650 TL olacak”
“Bugün üniversite öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum. 2021 yılında öğrencilerimize kredi ve burs miktarını belirledik. 2021 yılında lisansı 650 liraya, yüksek lisansı da 1300 liraya çıkarıyoruz. Doktorada ise 1950 liraya çıkarmış oluyoruz. Ocak ayında 452 bin öğrencimize burs, 1 milyon 11 bin öğrencimize kredi olarak yatırılacaktır.”
EK. Erdoğan “bizi bağlamaz” dese de Anayasa’nın 90. maddesi, Türkiye’nin uluslararası andlaşmaların üstünlüğünü kabul ettiğini açıkça gösteriyor: “Milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda mlilletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”