Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Teşkilatı’nın iftar programında konuştu.
Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü İmamoğlu ve beraberindeki isimlere yönelik soruşturmaya ayırdı.
Erdoğan şunları söyledi:
“Bizim belediyelerimiz, yolsuzluktan yana olmayacak”
Şunu lütfen biraz olsun unutmayınız bizler milletine sevdalanmış bir kadroyuz. Kırarak dökerek dışlayarak değil, gönüller kazanarak ilerleyeceğiz. Kardeşliği yücelten tarafta yer alacağız. Muhalefet ne yaparsa yapsın sağduyulu olacağız. Bizim belediyelerimiz, yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz, haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz, helal haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek.
Milletimizin iç cephesini takviyesi için fırsata çevirmeye çalışırken, ana muhalefet tam tersi şekilde hareket ediyor. Alevi canlarımızı kışkırtarak kardeşliğimize pusu kurmaya kalktılar. Milletimiz CHP’nin Suriye’deki ateşi ülkemize çıkarma tezgahına gelmedi. Milletimizi yolsuzluk soruşturması üzerinden proveke ediyorlar. 4 gündür milletin huzurunu kaçırmak için her şeyi yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten, görevini yapan polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına göz dağı vermekten, sokak terörüyle milli iradeyi baskı almaya kadar bunlarda her şey var.
Ortaya diploma sahtekarlığı dahil bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan soldan balya balya paralar fışkırılıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. CHP’ye çökmüş bir avuç paragöz, asırlık partiyi parmağında oynatıyor. ‘Gazi’nin emaneti’ diyerek CHP’ye oy veren vatandaşlarımız da emin olun İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı sindiremiyor. Bunun işaretlerini sadece yargıya yapılan ihbarlarda değil, sosyal medyadan medyaya birçok yerde rastlıyoruz.
Son olarak, bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını gösterdiler. Medya organlarının adı vererek tehdit ettiler. Böyle siyaset olur mu? Böyle politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde kargaşa oluşturmak için her yolu deniyorlar. Mevcut yönetim altında CHP, seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür.
Lafa her başladıklarında Atatürk’ün kurduğu parti olmakla övünenler sırf ağababalarına diyet borçlarını ödemek adına Gazi’nin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece deveyi hamuduyla götürenlerin değil marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir.
“CHP haramilerin, marjinal sol örgütlerin oyuncağı oldu”
CHP, sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil, marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir.
Diploma sahtekarlığı dair ortaya akıl, ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Dolarlar, Avrolar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç vurgundan bahsediliyor. CHP genel başkanı ve şürekâsı bunların hiçbirine cevap veremiyor. ‘Sahtekarlık, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet yoktur’ diyemiyorlar. Ne biz ne arkadaşlarımız harama el uzatmadı diyemiyorlar.
Belediye başkanı, yöneticilerine, yol yürüdükleri arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine bize saldırarak Cumhur İttifakı ortağımızın muhterem genel başkanına hakaret ederek gençlerin arkasına saklanarak marjinal örgütleri öne sürerek suç bastırmayla çalışıyorlar.
“İSKİ skandalından 32 yıl sonra tekrar aynı olaylara şahit olundu”
Ortaya dökülen bu pislikler bizi ve milletimizi değil CHP içindeki vicdan sahiplerini de rahatsız etmektedir. CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, Gazi’nin partisi CHP diyen CHP vatandaşlarını endişelendiriyor. İSKİ skandalından 32 yıl sonra tekrar aynı olaylara şahit olmayı içine sindiremiyorlar.
CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu harami, yağmacılardan temizlenmedikçe, siyasi itibarını ve parti kimliğini tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine kolay kolay konulamayan erdemlerdir. CHP genel Başkanı Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır.
Türkiye’nin ana muhalefet partisi genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda kalitemize ve kalibremize uygun muhalefet görmeyi arzu ederiz. Bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum; sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri, marjinalleri, vandalları alarak milli iradeye parmak sallama artık geride kalmıştır. Sokak teröründen siyasete, adalete istikamet çizildiği günden eski Türkiye gibi mazide kalmıştır.
“Türkiye hukuk devletidir”
Türkiye hukuk devletidir, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi ve hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Akla kara, masumla mücrim hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı azınlık yoktur ve olmayacaktır.