Ana SayfaHaberlerErdoğan’dan ilk Komisyon’un İmralı ziyareti değerlendirmesi: "Sürecin önünü açan, sürece katkı sunacak,...

Erdoğan’dan ilk Komisyon’un İmralı ziyareti değerlendirmesi: “Sürecin önünü açan, sürece katkı sunacak, terörün tasfiyesini hızlandıracak bir karar”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Komisyonun aldığı en son kararı, sürecin önünü açan, sürece katkı sunacak, terörün tasfiyesini hızlandıracak bir karar olarak değerlendiriyoruz. Partimizi temsilen Hatay Milletvekilimiz Hüseyin Yayman'ı malum görevlendirdik. Hüseyin Bey uzun yıllar bu meseleyi çalışmış, daha önce Akil İnsanlar Heyetimizde yer almış bir arkadaşımız. Bu konuya vukufiyeti sebebiyle Partimiz adına çalışmalara Hüseyin Bey katılacak. Terörsüz Türkiye menziline varana kadar sabırla, samimiyetle, cesaretle ve kararlılıkla hareket etmeyi sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nden dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan’a iç politika gündemiyle ilgili yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

Mecliste oluşturulan Milli Birlik ve Dayanışma Kardeşlik Demokrasi Komisyonu’nun İmralı’ya gitme kararını hep birlikte takip ettik. CHP’nin İmralı’ya gidecek heyette yer almama kararını, tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz acaba?

Cumhur İttifakı olarak, Terörsüz Türkiye çalışmalarını eşgüdüm içinde yürütüyoruz. Hem bizim Sayın Bahçeli’yle hem de arkadaşlarımızın MHP’deki muhataplarıyla yakın diyaloğu var. Ayrıca DEM Parti heyetini de belli periyotlarla kabul ediyoruz. Bu çalışma modeli ile süreci buraya kadar kazasız belasız getirdik. Meclis’te kurulan komisyon, farklı siyasi partilerin sürece dahil olması ve katkı vermesi açısından çok mühimdi. Komisyon Sayın Meclis Başkanımızın riyasetinde önemli işlere imza attı. Biz de Komisyona her türlü katkıyı, desteği verdik. Terörsüz Türkiye sürecini, gündelik siyasetin yıpratıcı tartışmalarının uzağında tutmaya özen gösterdik.

Komisyonun aldığı en son kararı, sürecin önünü açan, sürece katkı sunacak, terörün tasfiyesini hızlandıracak bir karar olarak değerlendiriyoruz. Partimizi temsilen Hatay Milletvekilimiz Hüseyin Yayman’ı malum görevlendirdik. Hüseyin Bey uzun yıllar bu meseleyi çalışmış, daha önce Akil İnsanlar Heyetimizde yer almış bir arkadaşımız. Bu konuya vukufiyeti sebebiyle Partimiz adına çalışmalara Hüseyin Bey katılacak. Terörsüz Türkiye menziline varana kadar sabırla, samimiyetle, cesaretle ve kararlılıkla hareket etmeyi sürdüreceğiz.

“Kılıçdaroğlu da koyunlarında besledikleri yılanlardan rahatsız olmuş ve isyan etmiştir” 

Belediyelerin imkan ve kaynaklarının çıkar amaçlı suç örgütleri tarafından kullanıldığına dair somut tespit ve iddia ve iddianamelerle karşı karşıyayız. Öncelikle bu düzene bir idari ve yasal çerçevede neşter vurulması gerektiğini düşünüyor musunuz? Bunun tamamlayıcı kısmı da Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanının son açıklaması. Kendisi CHP’nin rüşvet çarkının aktörleriyle anılmaması gerektiğini ve bu rüşvet iddialarından da arınması gerektiğini ifade etti. Yorumunuz ne olur?

Malum belediyeler milletin biz yöneticilere emanetidir. Tıpkı oturduğumuz koltuklar, bulunduğumuz makamlar gibi millete aittir. Onların emanetine el uzatmaya yeltenenlerin ellerini kırmak ve açtıkları yolları tıkamak da devletin en temel vazifesidir. Milletin bir kuruşunu dahi, kimsenin çetelerine, çıkar gruplarına peşkeş çekmesine izin vermedik, bundan sonra da vermeyiz. Değerli arkadaşlar, şayet birileri mevcut sistemden tünel kazarak, hırsızlıklarına, yolsuzluklarına, rüşvet çarklarına su taşıyan bir yol açmışlarsa, kimsenin şüphesi olmasın, o yolları da keseriz.

Sayın Kılıçdaroğlu da görüyoruz ki; koyunlarında besledikleri yılanlardan rahatsız olmuş ve isyan etmiştir. CHP’yi rüşvet, irtikap, hırsızlık, yolsuzluk girdabına sürükleyen anlayıştan rahatsız olduğunu söylüyor. Demek ki; bir rüşvet çarkı var. Onu kendisi de kabul ediyor. Bugün, CHP yönetiminin tek gündemi yargının önündeki korkunç iddiaları perdelemek, dikkatleri başka yönlere çekmek, gürültü çıkartarak partinin içine düştüğü bataklığın görülmesini engellemektir. Umarız CHP’liler, partilerini çepeçevre kuşatan bu ahtapottan kurtarabilir.

Deprem bölgesinde 350 bininci konutu teslim ettiniz. Asrın felaketinin ardından yıkılan şehirler hızla ayağa kaldırılıyor. Ama muhalefet burada da verilen sözlerin tutulmadığı ve yapılması gerekenlerin yapılmadığı şeklinde bir çıkışta bulunuyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? 

Değerli arkadaşlar, yıllardır milletimize bunların gözleri olduğunu ancak gerçekleri görmediklerini, kulakları olduğunu fakat hakikatleri işitmediklerini, dilleri olduğunu ancak doğruları söylemediklerini hep anlattık, anlatıyoruz. Bakın, en son deprem bölgesinde 350 bininci konutun anahtar teslimini yaptık. Bu sıradan bir rakam değil. Halep oradaysa arşın burada. Gidin asrın felaketinin yıktığı şehirlerimizin nasıl ayağa kalktığını görün. Fakat bunlar oralara sadece oy istemeye gittikleri için, milletin durumu ile zerre kadar ilgilenmedikleri için, çamur atmakla meşguller. Hatırlayın, seçim zamanı depremzedeler kendilerini seçmeyince onlara nasıl ağır hakaretlerle saldırdıklarını. Biz milletimize yapılan hiçbir şeyi unutmayız, unutturmayız.  Değerli arkadaşlar, daha millete temel belediyecilik hizmetini veremeyen CHP, çıkıp bize ahkam kesiyor. En büyük şehirleri trafiğe, susuzluğa mahkum eden, çöplerini toplayamayan CHP’nin sözüne milletim de asla itibar etmeyecektir.

Dünyada yeni ittifaklar oluşurken, Türkiye’nin ‘yükselen güç’ olarak öne çıkabileceği başlıca stratejik gelişme alanları nelerdir? Hangi alanlarda yeni hamleler planlıyorsunuz?

Her şeyden önce Türkiye, bölgemizin, dünyanın parlayan yıldızıdır. Ülkemizi her alanda kalkındırmak için gayret gösteriyoruz. Bir ülkenin gücü kendi ayaklarının üzerinde durmasıyla ölçülür. Biz kendi yolumuzu çiziyoruz, kendi kaderimizi kendi ellerimizle inşa ediyoruz. Ülkemizin potansiyelinin farkındayız ve bunu harekete geçirmek için çaba gösteriyor, adımlarımızı bu doğrultuda atıyoruz. Yüksek teknoloji, enerji, araştırma-geliştirme gibi alanlarda yerli üretim kapasitemizi artırmak, temel amaçlarımız arasında. Kendi tankımızı, uçağımızı, insansız hava aracımızı üretiyoruz. Sağlam bir aile yapısının korunmasını, aileye yönelik saldırıların bertaraf edilmesini son derece önemsiyoruz. Her alanda bugünü değil, geleceği, 50 yıl sonrasını, 100 yıl sonrasını özellikle düşünerek, adımlarımızı da buna göre atıyoruz. Nasıl, devraldığımız Türkiye ile bugünün Türkiye’si arasında uçurum varsa, gelecek nesillere devredeceğimiz Türkiye de bugünün fersah fersah ilerisinde olacaktır.

- Advertisment -
Önceki İçerik