Tigris Haber’e konuşanHür Dava Partisi (Hüda Par) Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, 19 Aralık 2020’de Beştepe’de Hüda Par heyetiyle birlikte Erdoğan’la yaptıkları görüşmenin detaylarını anlattı.
Zekeriya Yapıcıoğlu, “Kürt meselesi” hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında geçen konuşmayı aktarırken şunları söyledi:
“Konuştuğumuz başlıklardan biri de Kürt meselesiydi ve bize göre Kürt meselesi vardır ve çözülmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanı da diyor ki, ‘vatandaşlarımın sorunu vardır ama sadece Kürt kardeşlerimin değil. Kürt kardeşlerimin de Arabın da Boşnağın da sorunu var ama bunu Kürt sorunu olarak isimlendirmeyi doğru bulmuyorum. Bu doğru bir şey değil, ne demek Kürt meselesi? Sadece Kürdün mü sorunu var? İş aş meselesi var, özgürlükler meselesi var, başka başka sorunlar var ama bu Kürtlere has bir şey değil’. Yani bizim yüzümüze direkt olarak söyledi: ‘Bu meseleyi böyle isimlendirmeniz doğru değil, siz yanlış yapıyorsunuz’. Tabii bu onun düşüncesi, biz de kendi düşüncemizdeyiz, yani birbirimizi ikna edemedik.
“Neticede bu sorunun hallolmasıyla ilgili meselede bu hükümet yapısı (MHP ile ortaklık) devam ettiği müddetçe, anadille ilgili bu hükümetin bir adım atması çok kolay görünmüyor. Daha önce bu hükümetin içerisinde görev alan bazıları anadil, ana sütü gibi helaldir cümlelerini tekrar ettiler. Olmalıdır, olacaktır, yavaş yavaş bunları yapacağız dediler. Sonra belli bir noktaya geldiler ve dediler ki, eskiden cezaevinde annesiyle görüşenler Kürtçe konuşamıyordu. Tabii bu çok büyük bir adım mı ya da yeterli bir şey mi? Tabii Kürtçeyle ilgili bazı adımlar atıldı. Siyasi partilerin Kürtçe propaganda yapmaları daha önce yasaktı ve bu yasak kalktı. İçeriğinden bağımsız olarak söylüyorum, devletin televizyonlarında Kürtçe yayın yapan bir kanalın olması ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır. Fakat bugünkü hükümet yapısıyla daha ötesine adımlar atılması pek kolay görünmüyor ama imkânsız değil.”
“Bir daha onların kapısını çalmayız”
İktidarın Yeni Anayasa çıkışına destek verdiklerini ve siyasi partilerle bir araya geleceklerini belirten Yapıcıoğlu, bu konuda bazı rezervlerinin olduğunu da söyledi:
“Henüz hangi partilerle görüşeceğimize ilişkin kesinleşmiş bir listemiz yok. Prensip olarak siyasi partilerden randevu isteme yönünde bir karar aldık. Partimizin 9’uncu yılındayız ve bu süre içerisinde bazı siyasi partilerle diyalog kurduk ama bazı partilerle de diyalog kurma isteğimiz sonuçsuz kaldı. Dolayısıyla sonuçsuz kalan diyalog isteklerinde de ısrarcı olmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Kimlerle görüşüp görüşmeyeceğimiz yakında netleşir, ama HDP ile görüşmenin zor olacağını söyleyebilirim. Parti kurduktan sonra onları kongremize davet ettik, gelmediler. Bayramlaşma ziyaretinde bulunmak istedik kapılarını bize açmadılar. Onlarla diyalog kurma taleplerimize, ‘size döneceğiz’ dediler, ama bir dönüş yapmadılar. Yeter, biz bir daha onların kapısını çalmayız. Bizim kapımızı çalan olursa da biz şu ana kadar kimseye kapımızı kapamadık, kimseyi kapımızdan kovmadık. Veya kapının arkasından ‘evde yokuz’ numarası yapmadık. Siyasi partilerle yeni anayasa için yapacağımız görüşmelerimizi gizli kapaklı yapmayacağız. Şeffaf bir süreç yürüteceğiz.”
“Yeni anayasa sıfırdan yazılmalı”
Yeni Anayasa sürecine ilişkin yuvarlak bir masa etrafında herkesin görüşünü dile getirmesinden yana olduklarını belirten Yapıcıoğlu, son olarak şunları söyledi:
“Eğer bir konsensüs oluşacaksa yuvarlak bir masa etrafında siyasi partiler, sivil toplum, akademi biraya gelmeli ve nasıl bir anayasanın Türkiye’nin sorunlarını çözebileceğini tartışmalı. Mevcut sorunlara kaynaklık eden maddeler Yeni Anayasada tekrarlanmamalı. Eski anayasanın bir benzerini yapalım olmamalı. Yani iskeletiyle, ruhuyla, yapısıyla, etiyle kemiğiyle yeni bir anayasa olmalı. Şuna dokunmayalım buna dokunmayalım olmaz. Yeni Anayasa demek eskisini bütünüyle kaldırıp köşeye koymak demektir. Mevcut anayasanın ilk 4 maddesini kim yazdı, askeri cunta yazdı. 61 anayasasını yine askeri cunta yazdı. 24’teki anayasayı da yine askeri insanlar yazdı. 100 yıldır Türkiye askeri anayasalarla yönetildi, bu yetmedi mi? Artık sivil bir anayasa lazım. Yeni anayasa sıfırdan yazılmalı, yazılmayacaksa kimse kusura bakmasın. Mevcut anayasada da 22 tane değişiklik yapıldı, maddelerinin yarısından fazlası değişti. Geriye kalan 70 maddenin 66’sını da değiştirseniz bu yeni bir anayasa olmaz. Yeni anayasa bütünüyle yeniden yazılmazsa yeni bir anayasa olmaz.”