İskoçya’nın Glasgow şehrinde düzenlenen COP26 Zirvesi’nde konuşan Prof. Dr. Jos Lelieveld, aşırı sıcakların çok daha da kötü bir noktaya geleceğini ve bazı ülkelerde nem oranının azalması sebebiyle klima olmadan hayatta kalmanın imkansız olacağını söyledi.
Lelieveld, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Doğu Akdeniz coğrafyasında zaten durumun kötü olduğunu ve aşırı sıcaklıkların daha kötü sonuçlar doğuracağını kaydetti.
Almanya merkezli kar amacı gütmeyen araştırma kuruluşu Max Planck Enstitüsü’nden Hollandalı atmosfer kimyacısı Prof. Dr. Johannes “Jos” Lelieveld, önümüzdeki yıllarda küresel ısınma sebebiyle dünyanın farklı coğrafyalarında ve farklı ülkelerde “aşırı iklim olaylarına” tanık olacaklarını söyledi.
Euronews’e şu anda dünyanın içerisinde bulunduğu iklim kriziyle alakalı önemli açıklamalarda bulunan Lelieveld, özellikle nemin olmadığı bölgelerde insan ölümlerine yol açabilecek aşırı sıcakların yaşanacağını ve beklenmedik orman yangınlarının çıkacağı konusunda uyardı.
Lelieveld konuyla ilgili olarak, “Bu çok doğal bir şey ve aşırı iklim olayları çok daha kötü bir boyut kazanacak. Ancak beni en çok endişelendiren şey aşırı sıcaklar. Çünkü bazı durumlarda havalar o kadar kötü bir noktaya gelecek ki, insanlar klima kullanmadan hayatta kalmayı başaramayacak.” diye konuştu.
Prof. Lelieveld, özellikle Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinde yaşanan hava olaylarının çok daha sert olacağını belirterek, “Çünkü bu bölgeler zaten kurak ve sıcaklar da git gide artıyor.” ifadelerini kullandı.
Küresel ısınmadan en çok etkilenen ülkeler COP26’da en az temsil ediliyor
Her şey nem oranına bağlı. Batı Avrupa ülkelerinde seller görülürken Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinde daha az yağış olacak ve kuraklık yaşanacak.
Aşırı sıcakların yaşanmasının sebebinin nem eksiliği olduğunu dile getiren Lelieveld, “Her şey nem oranına bağlı. Çünkü havanın soğuması için buharlaşma olmaz. Bunun yanında Afrika ve Asya’da görülen muson yağmurlarına bağlı geniş kapsamlı devinim, az önce bahsettiğim bölgeleri çok daha hızlı ısınan bir yer haline getiriyor. Batı Avrupa ülkeleri de daha fazla yağış alacağı için, bu bölgelerde de sel ve su taşkınları görülecek. Yani Avrupa’da normalden daha fazla yağış görülürken, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinde daha az yağış olacak.”
“İşte bu sebeple kış mevsimi eskiye oranla daha ılıman geçecek. Bunu bir avantaj olarak görebilirsiniz. Ancak kış aylarının yumuşak geçtiği ülkelerde farklı durumlarla karşı karşıya kalacağız.”
Prof. Lelieveld söz konusu iklim değişimlerinde geri dönüşü olmayan bir noktaya gelindiğini, insanlığın yapabileceği tek şeyin bazı uygulamalara sınırlama getirilmesi olduğunu söyledi:
“Olumsuz hava koşullarını büyük oranda değiştiremeyiz. Bu bağlamda geriye dönüş yok. Çünkü atmosferdeki karbobdioksit ve diğer sera gazları git gide artıyor.”
“Yapabileceğimiz yegane uygulama, bu gazları atmosferden temizlemek için bir yöntem geliştirmek. Ancak bu da, çok pahalı olacak. Ve bunun yanında iklim değişikliği uzun süre etkisini hissettirecek çünkü bu tarz doğa olayları uzun vadede görülür. Bu sebeple şimdilik yapılması gereken daha fazla iklim değişikliği yaşamamak için uğraşmak ve duruma adapte olmak.”