Drop Site’ın ulaştığı görüntülerde askerlerin, yaktıkları binaların önünde gülerek poz verdikleri görülüyor. Bazı askerler sosyal medyada kundaklamaları “küçük bir hatıra” veya “son dokunuşlar” olarak nitelendirdi. Bir Kfir Tugayı askerinin paylaştığı fotoğrafta ise, yanan gıda paletleri önünde “Gazelilere ulaşmasın diye yiyecekleri yakıyoruz, isimleri silinsin” yazılı bir not dikkat çekti.
Evler ve mahalleler kül oldu
Gazze Şehri’nin Şeyh Radvan Mahallesi’nde çok katlı apartmanlar ateşe verildi. Bu binaların bir kısmı daha önce İsrail ordusu tarafından geçici üs olarak kullanılmıştı. Askerler çekildikten sonra geride kül olmuş evler, duvarlara yazılmış hakaret içerikli grafitiler ve kullanılamaz hale gelmiş yapılar kaldı. Bazı askerler sosyal medyada “İyi eğlenceler, orospular” gibi mesajlar paylaştı.
Kanalizasyon tesisi hedef alındı
En büyük tahribatlardan biri, Gazze Şehri’nin en önemli kanalizasyon arıtma tesisi olan Şeyh Ajlin Tesisinde yaşandı. İsrail askerleri çekilirken tesisi ateşe verdi. Bu tesis, Gazze’nin atık sularını arıtma kapasitesine sahip son büyük merkezdi. Gazze Su ve Kanalizasyon İdaresi (CMWU) Direktörü Monther Shoblaq, “Ateşkese imza attıktan sonra bu tesisi neden yaktılar? Bu saldırı Gazze’nin kanalizasyon sistemini sıfır noktasına düşürdü” dedi.
Shoblaq, tesisin yanmasıyla birlikte atık suların doğrudan denize boşaltılmak zorunda kalınacağını, bunun da ciddi sağlık krizlerine yol açacağını vurguladı. BM verilerine göre Gazze’de halkın yarısından fazlası halihazırda evlerinin 10 metre çevresinde kanalizasyon ya da dışkı sızıntısına maruz kalıyor.
Sistematik yıkım politikası
Drop Site’ın aktardığına göre, İsrail ordusunun kullandığı binaları terk ederken yakması uzun süredir uygulanan bir yöntem. Gazze, Lübnan ve Batı Şeria’da da benzer örnekler yaşandı. Ancak 9-10 Ekim gecesi gerçekleşen kundaklama, bugüne kadar kaydedilen en kapsamlısı oldu.
Gazze’de ateşkes yürürlüğe girmiş olsa da kent büyük ölçüde yaşanmaz hale gelmiş durumda. İsrailli bir albayın yerel medyaya “Arkamızda sadece toz bırakıyoruz, burada hiçbir şey kalmadı” sözleri, bu yaklaşımı özetliyor.