Ataköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin ikinci etabının açılışını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Covid-19 salgınının Türkiye’de ve İstanbul’da çok endişe verici boyutlara ulaştığını vurguladı.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre hasta sayılarının yüzde 50’sinin İstanbul’da olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “İstanbul’da kontrol dışı bir süreç yaşıyoruz. Ben de bunu deneyimledim. Görüyoruz ve herkes farkında ki bu iş, mart-nisan-mayıs dönemindeki gibi değil. Çemberi gittikçe daralan biçimde çok yakın çevremizde neredeyse herkesin bu hastalığı yaşadığını görüyoruz” diye konuştu.
İmamoğlu, salgının 7. ayına girdiğini, her geçen gün artan sayıya bağlı olarak bazı hastanelerin yoğunluk nedeniyle zorlanmaya başladığını belirtti.
Açıklanan vaka ve ölüm sayılarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen İmamoğlu şunları dile getirdi:
“Nüfusu İstanbul’dan az olan Avrupa ülkelerinden dahi daha az sayı açıklamanın salgınla mücadelede ne anlama geldiğini ben anlayabilmiş değilim. Toplumda ‘gerçekleri konuşmuyorsunuz’ intibaı oluşmasına katkı sunan yetkililerin, bu tavrını ben çözemiyorum bir türlü. Madem biz nüfusu 10 milyonu bile aşmayan bir kısım ülkelerden 83 milyonluk ülke olarak çok daha iyi durumdaysak dünyanın gelip bunu incelemesi, bizi alkışlaması gerekmez mi? Bizim de bunu insanlık adına bütün dünyaya anlatmamız gerekir. Düşünün ki; vaka- ölüm sayısı bizde 11 milyonluk Belçika’dan bile 2-3 kat az ise gerçekten bunu bütün dünyaya insanlık namına öğretelim, anlatalım. Ama eğer bir yanlış varsa açıklamalarda bunun anlamlı olmadığını, milletimize yanlış bilgiler vermenin doğru olmadığının altını çizmek zorundayım.”
“İstanbullu adına konuşmak zorundayım“
İstanbulluların yaşam hakları için en sert uyarıları yapması gereken makamda olduğunu dile getiren İmamoğlu “Bulaşıcılığı derhal azaltmak zorundayız. Yazıktır insanlarımıza, sağlık çalışanlarımızın emeklerine, yaşamlarına. Her şeyi yerine koyabiliriz ama kaybettiğimiz yaşamı, canları tekrar yerine koyma şansımız yoktur” diye konuştu.
“Ben İstanbul adına konuşmak zorundayım” diyen İmamoğlu şu çarpıcı açıklamaları yaptı:
“Madem işin yarısı İstanbul’da, madem Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği hususlarla süreci teminat altına alabiliriz, o zaman benim de bu anlamda bütün doğruları vatandaşlarımızla ve yetkilileri uyararak paylaşma zorunluluğum var. Dünya Sağlık Örgütü’nün iki adet açılma kriteri var. Birincisi en az 14 gün boyunca test sayısı artacak ama vaka sayısı da azalacak ki açılma olsun. İkincisi en az 14 gün boyunca ölüm sayıları ve sağlık personeli hastalanma sayısı azalacak. Türkiye’mizin ve özellikle İstanbul’umuzun şu anki verilerine baktığımızda iki kriteri de önümüze koyduğumuzda kesinlikle bir kapanmanın şartlılığı ortada. Bilim Danışma Kurulumuz, özellikle salgının hızını düşürmek ve çok hızlı şekilde bulaştığı bu dönemi radikal şekilde kontrol etmek adına 2-3 haftalık kapanmanın ve bu sürecin ardından da güçlü bir takip dönemi ile beraber kontrollü bir açılma dönemini İstanbul’a öneriyorlar. Verilerimizin Nisan Mayıs aylarından çok daha ileride olduğunun altını kalın bir şekilde çizelim. İstanbul için çok hızlı hareket etmemiz gerektiğinin altını çizelim.
“Son bir haftada Türkiye için açıklanan vefat sayısının 50 fazlası sadece İstanbul’da var“
“İstanbul’da bir gerçeği sizinle paylaşalım. Bugün İstanbul’da bize sağlık kurumlarının kendi notu ile ‘bulaşıcı hastalık’ diye gönderilen vefat sayılarına baktığımızda; son bir hafta için özellikle konuşuyorum, Türkiye için açıklanan vefat sayısının en az 50 kadar fazlası sadece İstanbul’da var. Bu kadar net. Mezarlıklar Müdürlüğü’ne sağlık kuruluşlarından yanlış bilgi geliyorsa bize bildirsinler, doğruyu biz de görelim. Az insan vefat ediyorsa pandemiden ben de mutlu olurum. Bu doğruların vatandaşlarımızla paylaşılması gerek ve bu doğrular üzerinden gerekli tedbirleri ciddiyetle almalıyız.”
İmamoğlu, hasta verilerinin kendileriyle paylaşılmamasına da tepki göstererek şunları söyledi:
“İnsanların dışarıya çıkışlarında en önemli takip sistemi bizim elimizde: İstanbulkart. Milyonlarca kullanıcısı var. Hasta verilerini bize verin, biz de İstanbulkart kullanıcılarını engelleyelim. Otobüse geldiğinde kartı alarm verecek, uyarıyı yapacak ve biz gerekli işlemleri vatandaş hakkında başlatacağız. Israrla bize tek bir hasta verisi verilmedi. Bunu anlayabilmiş değilim. Bu talebimizi haksız bulan hiçbir devlet yetkilisine de rastlamadım. Madem haklıyız, bize hasta verisini niye vermezsiniz. Şu yapılıyor; biz yolcuların sayısını göndereceğiz, bindikten sonra takip edilecek. Hasta araçlara bindikten sonra takip etsen ne olacak, bulaştırdıktan sonra bulsan ne olacak bulmasan ne olacak? Sebepsiz yere uzatılan bu tür yanlış uygulamaları gidermeliyiz.”
(DUVAR)