“Terörsüz Türkiye” hedefi kapsamında TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu hafta, 10 eski TBMM Başkanı’nı ve baroları ağırlayacak. Komisyon bugün, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 6. kez toplanacak. Toplantıda Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan’ın yanı sıra Diyarbakır, Hatay, Mersin, Mardin, Van, Malatya, Sivas ve Bingöl Baro Başkanlarının görüşlerine başvurulacak.
İstanbul ve Ankara Baroları katılmayacak. İstanbul Baro Başkanlığı’na bir gün önce TBMM Genel Sekreterliğinden telefonla çağrı yapıldığı belirtildi.
65 bin 772 avukatın kayıtlı olduğu İstanbul Barosu’nun Başkanı İbrahim Kaboğlu’nun katılmayacağı toplantıda, kentteki 3 bin 592 avukatı temsilen 2 No’lu Baro Başkanı Yasin Şamlı bir konuşma gerçekleştirecek.
25 bin 383 avukatın kayıtlı olduğu Ankara Barosu’nun Başkanı Mustafa Köroğlu’nun da olmayacağı toplantıda, 2 bin 829 üyeli Ankara 2 No’lu Baro’nun Başkanı Gökhan Ağdemir’in bir sunum yapması bekleniyor.
Başkanlar konuştu
Diyarbakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç: Diyanet’nin 8 dilde hutbe yayınlarken, Kürtçe hutbe yayınlamaması Kürt vatandaşlarını incitmektedir. Devlet, Kürtçe ile barışmalıdır artık. Bu toplumun birbirini dinlemeye ve anlamaya ihtiyacı vardır. Bunu başarmadan atılacak adımlar bizi geri dönülemez yollara sürükleyebilir. AİHM kararları uygulanmadığı için cezaevinde tutulan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala, Can Atalay başta olmak üzere tüm tutuklular serbest bırakılmalıdır. Belediyelere kayyum atamaları uygulamasına son verilmeli. Toplumsal uzlaşıya dayalı, özgürlüklere dayanan ve herkesi eşit sayan, 1921 Anayasası’nda yer alan ademi merkeziyetçi anlayışı merkeze alan yeni bir anayasa temel ihtiyaçtır. Seçim ve siyasi partiler kanununda, infaz kanununda düzenlemeler yapılmalıdır.
Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, komisyonun amacı olan milli birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi konusunda ilk adımın mevcut anayasa uygunluk ve hükümete duyulan güven duygusunun tazelenmesi olduğu vurgusunda bulundu. Sağkan, “Yürürlükteki anayasaya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorunun çözülmesi de mümkün değildir. Çatışma çözümleri konusunda ise temkinli ve terditli yaklaşımın benimsenmesi gerektiği inancındayız. Bu yaklaşıma göre yıllara yayılmış derin sorunların çözümü aniden köklü adımların atılmasıyla değil, öncelikle karşılıklı güvenin inşasıyla mümkündür” dedi.
TBB Başkanı Erinç Sağkan, şunları söyledi: “TBB olarak milli birlik ve beraberliğin pekiştirilmesinin ön koşulunun anayasanın içerdiği asgari teminatların sağlanması olduğunu düşünüyoruz. Yürürlükteki anayasaya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorunun çözülmesi de mümkün değildir. Anayasaya saygı konusunda ise özellikle yargı kararlarındaki saptamalara göre bir yol haritası sunmayı anlamlı buluyoruz. Çatışma çözümleri konusunda ise temkinli ve terditli yaklaşımın benimsenmesi gerektiği inancındayız. Bu yaklaşıma göre yıllara yayılmış derin sorunların çözümü aniden köklü adımların atılmasıyla değil öncelikle karşılıklı güvenin inşasıyla mümkündür” dedi. Sağkan “İfade hürriyetine dönük ağır ihlallerden, bazı yargı kararlarının uygulanmamasından ve kayyum uygulamalarının bir an evvel giderilmesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.
Kürtçe konuşmaya izin verilmemesine tepki
Bir önceki oturumda Barış Annesinin, Kürtçe konuşmasına izin verilmemesine tepki gösteren Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, “Bu tutum Kürt meselesinin özünü ortaya koymaktadır” dedi. Diyarbakır Barosu Başkanı “Çok açıktır ki bu toplumun birbirini dinlemeye ve anlamaya ihtiyacı vardır. Bunu başarmadan atılacak adımlar, toplumda belli kırılma noktaları yaratarak bizleri geri dönüşü olmayan yollara sevk edebilir. Komisyonunuz, ayrıştırıcı bu dili reddederek toplumsal kesimleri yeniden bir araya getirmeli; barışın dilini, çözümün dilini, hukukun ve demokrasinin evrensel değerlerini esas alan kapsayıcı bir anlayışla geliştirmelidir. Bu kapsamda acil ve somut adımlar gerekmektedir. Öncelikle, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması zorunludur” dedi.
‘Emperyalist müdahaleler’ vurgusu
İstanbul 2 No’lu Baro Başkanı Yasin Şamlı, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, “Bazı hususlar ise zamana ve toplumun ortak kabulüne bırakılmalıdır. Ayrıştırıcı, ötekileştirici, çatışmacı dil ve üsluptan uzak durmalıdır. Manipülasyonlara, tevziratlara ve süreci çeşitli yöntemlerle zehirlemek isteyenlere fırsat vermemek için Abdullah Öcalan’ı periyodik olarak süreç hakkında bilgilendirilmelidir” dedi. Şamlı “’Terörsüz Türkiye’ projesinin başarısı yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını değil bütün gönül coğrafyamızı etkileyecek, barışı, kardeşliği perçinleyecek, refahı arttıracaktır. Karanlık, kanlı, kirli emperyalist planların önünde en büyük engel olacaktır. Emperyalist müdahaleler ortadan kaldırıldıktan sonra bireysel hak ve özgürlükler konusunda cesur adımlar atılabilir” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, yeni çözüm süreci komisyonu toplantısında baroların dinlenmesinin ardından yaptığı açıklamada, “bazı kurumların mesleyi tam olarak anlamadığını savundu.
‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun üyesi olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, komisyonun bugünkü toplantısı devam ederken bir açıklama yaptı.
Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na davet ederek dinlediğimiz bazı kurumların meseleyi tam olarak anlamadığı görülmektedir. Bu sürecin temel amacı, terör örgütü PKK’nın tüm uzantılarıyla birlikte, ön koşulsuz ve kalıcı biçimde silah bırakmasının sağlanması; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında terörün tüm boyutlarıyla sona erdirilmesi ve milli birliğin daha da sağlam temeller üzerine inşa edilmesidir.
Aynı zamanda Türk milletinin müşterek vicdanında karşılık bulan barış, kardeşlik, güvenlik ve refah temelinde şiddetten arındırılmış bir gelecek inşa edilmesi hedeflenmiştir.”
CHP’li Murat Emir ise Yıldız’a komisyoncu amacını hatırlatarak şöyle yanıt verdi:
“Sayın Feti Yıldız’a kendisinin de oy verdiği Komisyon Çalışma Usul ve Esasları yönergesinin amaç bölümünü tekrar anımsatmak isterim. Komisyonun amacını kendince daraltmaya çalışması ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın hukuk devletimizin güçlendirilmesi adına yaptığı konuşmasından rahatsız olması deneyimli hukuk adamı kimliği ile bağdaşmamıştır.”
İmralı heyeti yarın Öcalan’la görüşecek
DEM Parti İmralı heyeti üyeleri Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol, yarın İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşecek. Heyetin 28 Ağustos perşembe günü yapacağı ziyaret, TBMM’de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kurulmasının ardından yapılan ilk görüşme olacak.
Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye sürecinin hiçbir noktasında terör örgütüyle hiçbir pazarlık yapılmamıştır
Büyük Taarruz’un 103. yıl dönümü dolayısıyla Afyonkarahisar’da bulunan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Afyonkarahisar’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Türkiye’nin önüne şimdi tarihi bir fırsatın çıktığını belirten Kurtulmuş, “Bu süreci en iyi şekilde değerlendirmek, özellikle terör örgütünün kendisini feshettiği kararını ilan etmesiyle birlikte ortaya çıkan tabloyu en iyi şekilde değerlendirmek ve bir daha terörün hiçbir şekilde Türkiye’nin gündeminde olmayacağı bir döneme geçmek zorundayız.” diye konuştu.
Kurtulmuş, “Bu sürecin hiçbir noktasında terör örgütüyle hiçbir pazarlık yapılmamış ve bundan sonra da yapılmayacaktır. Bundan emin olunuz.” dedi.
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Türkiye’nin bütün meselelerinin çözüleceği bir komisyon olmadığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu komisyon asla ve asla altını üstünü çizerek söylüyorum. Bir anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmanın yapılacağı bir siyasi zemin değildir. Bu komisyonun özelliği şudur. Şu anda Türkiye’deki halkın oylarının yüzde 95’inin temsil edildiği bir komisyondur. Bir siyasi parti dışında bütün siyasi partiler, hatta grubu olmayan siyasi partilerin de tamamı bu komisyonda temsil edilmektedir. Çok farklı fikirlerde olanların ortak bir noktada yani terörün bitirilmesiyle birlikte Türkiye’de güçlü bir iç yapının kurulabilmesi için görüşlerini burada açıkça dile getirdiği bir süreci yaşıyoruz. Burada tekraren ifade ediyorum, herhangi bir anayasa tartışması asla söz konusu değildir. Çok açık söyleyeyim, bir özerklik tartışması, ayrı bir bölge tartışması, farklı ana dillerin resmi dil olması şeklinde en ufak bir talep yoktur. Örgüt liderinin dışarıya çıkarılması, serbest bırakılmasıyla ilgili de en ufak bir çalışma olmadığı gibi bu konuda da bir talep söz konusu değildir.”
Kurtulmuş, Cumhuriyet tarihinin 50 yılına mal olan bir terör meselesinin Türkiye siyasetinin yüzde 95’inin de katkılarıyla sonlandırılacağını ve terör örgütünün Türkiye gündeminden kalkacağını vurguladı.
“Bütün toplumsal kesimlerin dinleneceği bir süreci yaşıyoruz”
Bu sürecin başarılı şekilde devam etmemesi için içeride ve dışarıda süreci engellemek isteyenlerin olacağını anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin amiral gemisi olmasından rahatsızlık duyan bazı emperyalist güçlerin ve onların bölgedeki bazı yansımalarının da süreçten rahatsızlık duyacağını gayet iyi biliyoruz. Onun için burada milletimizin bütün fertlerinin, bütün toplumsal kesimlerin dinleneceği bir süreci yaşıyoruz. Bunun sonunda da ortak mana bir noktada ümit ederim ki bir çerçeveyi ortaya koymak ve bunu da Meclis’in Genel Kurulu’na teklif olarak sunmak mümkün olur. Görüşmelerimize öncelikle hayatlarını, canlarını ortaya koyan şehitlerimizin ailelerini, gazilerimiz ve gazilerimizin ailelerini dinleyerek başladık. Gerçekten oldukça duygulu bir toplantı yaşandı. Orada gazilerimizden birisi, bir çatışmada kaybettiği gözünün yerine takılan yapay gözünü eline alarak, konuşmasını yaptı. Diğer gözünün korneası da çatışmada yanında şehit düşen bir arkadaşından alınan korneayla gerçekleştirilmiş olan bir göz nakliydi. Çok duygulu bir oturum oldu. Şunu söyledi o değerli arkadaşımız. ‘Evet, gözümü kaybettim. Gözümün önünde arkadaşlarımı kaybettim ama terör bitecekse, bu ülkede insanlar bir daha asla hayatlarını kaybetmeyeceklerse ve terör örgütü tasfiye edilecekse biz bu sürece sonuna kadar destek veriyoruz.’ dedi. Aynı şekilde yine anneleri dinledik. Annelerin konuşmaları içerisinde de bir yaşlı anne dedi ki ‘Biz evlatlarımızı gömmek yerine silahları gömmeyi tercih ederiz.’ Ümit ederim bu iyi niyetli çalışmalar sonuç verir ve bu memlekette silahlar susturulur.”