Sağlık Bakanlığı verilerine göre dün itibariyle Türkiye’de salgının başından beri Covid-19 sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı toplam 11 bin 233 kişiye ulaştı.
Yine resmi kaynaklar Türkiye’de mevcut yatak doluluk oranını yüzde 53,5, erişkin yoğun bakım doluluk oranını ise yüzde 69,9 olarak açıkladı.
İstanbul, İzmir ve Ankara’da konuştuğumuz hekimler, uzmanlar ve sağlık meslek örgütleri temsilcileri, Covid-19 hastalarının tedavi gördüğü yoğun bakım birimleri ve servislerin tamamen dolduğunu, özellikle İstanbul’da 112 acil servis ambulanslarının sürekli boş yatak aradığını ve bulmakta büyük zorluk çektiğini anlatıyor.
Durumun vaka artışında zirve yaşanan Mart-Nisan aylarındakinden daha vahim olduğunu söyleyen bir çok sağlık çalışanı ve meslek örgütü temsilcisi, ülke çapında sıkı kapatma önlemlerine gidilmesi çağrıları yapıyor.
BBC Türkçe’nin ulaştığı ve sağlık çalışanlarının uyarılarını hakkında yorumunu sorduğu Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, “tekil tecrübelerin genel durumu yansıtamayacağını” söyledi.
Buna karşılık Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlarla, sahadaki tecrübelerinin örtüşmediğini söyleyen, çoğu kamu personeli kadrosundaki sağlık görevlisi, bu haberde isimlerinin gizli kalmasını tercih etti.
İzmir’den bir deneyim: “Hastaneler talebe yetişemiyor”
BBC Türkçe’ye konuşan ve İzmir’in kamu hastanelerinden birinin yoğun bakım servisinde görevli bir hekim, yoğun bakım talebinin giderek arttığını söyleyerek hastanelerin bu talebe etkili bir biçimde yetişemediğini aktardı.
Salgının zirve noktasına ulaştığı Mart-Nisan aylarından farklı olarak bugün pozitif ve yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta sayısının çok daha fazla olduğunu aktaran hekim, 112 acil servislerin Ege Bölgesi’nde boş yoğun bakım yatağı bulmakta zorlandığını belirtiyor:
“Yoğun bakım kapasitemizi artırmaya çalışıyoruz çünkü talepleri karşılayamaz durumdayız. 112 sürekli arıyor ve ‘Yer var mı?’ diye soruyor. Hayır yer yok, aksine iki gündür acil serviste bekleyen Covid hastalarımız var. Hastalar mecburen Acil’de bakılıyor. Düşünün, 112 Acil üç gündür tüm Ege Bölgesi’nde 10 hastaya yoğun bakım arıyor ama bulamıyor.
“Bir Covid hastasını iki haftadan önce yoğun bakımdan çıkaramıyoruz, bu hastaların tedavi süreçleri çok uzun sürüyor. Yani hastalar katlanarak artarken, bizim taburcu ettiğimiz hasta sayısı buna göre çok az kalıyor. Salgın yayılımını azaltmadıkça yeni yatak açmanın sonu yok.”
Hekim, bakanlık tarafından açıklanan yüzde 60 yoğun bakım doluluğu oranının ‘yanlış yorumlamalara’ neden olduğunu aktarıyor:
“İnsanlar bunu okuduğunda ‘Daha yüzde 40’lık hakkımız var’ diye düşünüyor ama öyle bir şey yok. Çünkü Covid-19 hastası almayan, sadece kalp damar cerrahisi hastalarına bakan ve özel hastanelere ait yoğun bakımlar hesaba katılmıyor. Yani yüzde 60 doluluk oranı dediğinizde aslında kamudaki Covid yataklarının yüzde yüz dolu olduğu gibi bir sonuç çıkarmamız oldukça mümkün.”
Ankara’da durum: “Yeni yatak açarak salgınla baş edilemez”
BBC Türkçe’nin konuştuğu hekimler özel hastanelerin şu aşamada Covid-19 hastalarını kabul etmekten imtina ettiğini ya da ek ücret alarak hizmet sunduğunu aktarıyor.
Ankara Tabip Odası, 13 Kasım itibariyle başkentte Covid-19 pozitif tanısı alan sağlık çalışanlarını sayısının bin 192’ye yükseldiğini açıkladı.
Eylül ayında Türkiye’nin en çok vaka artışının yaşandığı kent olan Ankara’da şu an İstanbul’a nazaran daha düşük olmakla birlikte artış trendinin sürdüğü kaydediliyor.
Ankara’dabir üniversite hastanesinin yoğun bakım servisinde görev yapan bir profesör, kamu hastaneleri yetersiz kaldığı için valiliğin emriyle, özel hastanelerin yataklarının yüzde 25’inin, üniversite hastanelerinin ise yüzde 40’nın devreye sokulduğunu, ancak ‘yeni yatak açarak’ salgınla baş edilemeyeceğini söylüyor:
“Mart-Nisan ayı neydi ki? Şu anki hasta sayısı çok daha fazla. Durum felaket, her gün patır patır insan ölüyor, ne yapacağımızı bilmiyorum. Şu anda yapılan testlere neredeyse yüzde yirmi pozitif yanıt gelmeye başladı.
“Hastaneler buna dayanamayacak, bakanlık sürekli yoğun bakım yatağı açacak. Ancak yeteri kadar yoğun bakım uzmanı yok, yani yatak açmak yetmeyecek. Salgının bulaşını engellemek lazım ama bununla ilgili herhangi bir tedbir alınmıyor.”
TTB: 112 araçları yoğun bakım hastalarını acil servislere bırakmak zorunda kalıyor
Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi Osman Elbek, İstanbul’da kamu hastanelerinin yoğun bakım servisleri başta olmak üzere tüm yataklarının dolduğunu söylüyor:
“Bazı 112 Acil servisler, hastanelerdeki yoğun bakım doluluğu nedeniyle hastaları doğrudan acile getirmek zorunda kalıyor. 112 aracının yoğun bakıma ihtiyacı olan bir Covid-19 hastasını ilk bulduğu hastanenin acil servisine bırakıp gittiğine tanık oldum.”
“112’yi arayan hastanın durumu kritik olmadığı sürece hizmet verilemiyor çünkü İstanbul’da açılan her yeni yatak birkaç saat içerisinde doluyor. İki gün önce bir hastanın pandemi hastanesine sevki için 112’yi aradık, bizim hastamızın önünde sevk bekleyen 88 kişi olduğu belirtildi. Kamu hastanelerinde Covid-19 hastalarının bir bölümü acilde sedyeyle duruyorlar.”
Elbek, Nisan ayından farklı olarak şu an hastaları, durumu çok kritik olmadıkça, eve göndermek zorunda kaldıklarını anlatıyor.
İstanbul’da durum: “Son iki haftadır tam bir mayınlı arazi gibi”
İstanbul Kadıköy’de bir özel hastanede çalışan başka bir profesör, hastaneye Covid-19 hastası kabul etmemeye çalıştıklarını çünkü hastanede halen 5 hekim, 20 hemşire ve yardımcı sağlık personelinin Covid-19 sebebiyle tedavi görmekte olduğunu aktarıyor.
Hekim, kendi tecrübelerine göre şu anda İstanbul’da herhangi bir devlet hastanesinde ya da üniversite hastanesinde yoğun bakım yatağı bulmanın ‘imkânsız’ olduğunu söylüyor:
“Bir hemşire arkadaşımın babası aslında hastanede takip edilmesi gerektiği halde yoğunluktan ötürü evde takibe alınmıştı. Bir anda acilen yoğun bakıma geçmesi gerekti ve ancak bir AKP’li milletvekili torpiliyle, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir adet yoğun bakım yatağı bulabildik.”
“Covid pozitif olan gebe bir hastamın doğumu için hastanede zar zor yer ayırabildik. Hastane yönetimimiz, ‘Doktorlarımızdan hastalanan olursa yatırırız diye boş tuttuğumuz bir oda var, hastayı iki gün içerisinde taburcu edeceğinize söz veriyorsanız orayı sezeryan için ayıralım’ dedi de öyle doğurttuk çocuğu.”
İstanbul’da radyoloji uzmanı bir profesör, kendisine danışanların şikayetlerinin son iki haftadır Covid-19 ile ilgili artışı ortaya koyduğunu söylüyor:
“Yaz döneminde hastalardan bana gönderilen tomografi sayısı hem oldukça azalmıştı, hem de Covid-19 ile uyumlu buzlu cam görünümü yoktu. Şimdi ise günde yaklaşık 100 adet film gönderiliyor ve neredeyse tamamında Covid-19 bulgusu var. Çoğu hasta yakını, ileri yaşta ve solunum sıkıntısı çeken hasta için hastanelerde yer bulamadığından yakınıyor. İstanbul özellikle son iki haftadır tam bir mayınlı arazi gibi.”
Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nde bir hekim ise, hastanedeki toplamda üç yoğun bakım servisinin ikisinin Covid-19’a ayrıldığını ve ikisinin de tamamen dolu olduğunu aktardı.
Bu arada bir grup hekim bir araya gelerek, salgın döneminde enfekte olmaktan korktuğu için hastanelere gidemeyen hastaların Twitter üzerinden kendilerine ücretsiz olarak danışabileceği bir sanal hastane kurdu.
“Hemşireler her şeyi bırakıp ağlamaya başlıyor”
İstanbul’da Göğüs Hastalıkları Profesörü Bülent Tutluoğlu bugün Twitter paylaşımında, “İstanbul’da durum çok sıkıntılı. Covid’li hastalar hastane hastane dolaşıp yer arıyorlar. Özel hastanelerde bile yatış sıraları olmaya başladı. Solunum yetmezliğinde doktor bir arkadaşımıza 24 saattir yatak ayarlanamadı. Yoğun Bakım yatağı da çok zorlanarak bulunabiliyor” diyor.
Yatak kapasitesi kadar önemli bir sorun da yoğun bakım ünitelerinde çalışan personelin artan yüke yetişip yetişemediği.
BBC Türkçe’ye konuşan Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkan Yardımcısı Aycan Kelez Yayık’a göre “Hayır, yetişemiyorlar.”
Yayık da “Mart-Nisan’dan daha kötü durumdayız” diyerek şöyle anlatıyor:
“Çalıştığım hastanede serviste tedavi gören hasta sayısı 200’lere dayandı. Ameliyathaneler Covid yoğun bakım haline getirildi ve yatak kapasiteleri mevcut halinin üç katına çıkarıldı. 112 elindeki hastaları sevk edebilmek için sürekli yer olup olmadığını soruyor.
“Ben 36 yataklı bir yoğun bakımda çalışıyorum, bugün sadece üç yatağım boş ama hemen dolacak çünkü bir gecede 4-5 yeni hasta alıyoruz. Herkes yatak sayısını, ventilatör sayısını konuşuyor ama Türkiye’de yoğun bakım hemşire sayısı bu kapasitede bir artışı karşılayamıyor.”
Öte yandan yoğun bakım hemşireliğinin ciddi bir alan eğitimi ve tecrübe gerektirdiğini hatırlatan Yayık, Mart’tan bu yana çalışan tecrübeli hemşirelerin tükendiğini aktarıyor:
“Yapman gerekeni biliyorsun bütün enerjini harcıyorsun ama hala hastalara yetişemiyorsun. Bu duygu çok kötüdür. Vicdan azabı gibi bir şey. Bunu yaşayan çoğu arkadaşımız bir noktada her şeyi bırakıp ağlamaya başlıyor, sinir boşalması yaşıyor.
“Üçüncü düzey bir yoğun bakımda bir hemşire en fazla iki hasta bakmalıdır, yasal koşulu ve standardı budur. Şu anda alanda 4-5 hasta bakan, 24 saat nöbet tutmak zorunda kalan hemşireler var. Hiç dışarı çıkmadan, dinlenmeden çalışmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar.”
Sağlık meslek örgütleri uyarıyor: Acil kapanma gerekiyor
Türk Toraks Derneği geçen gün yaptığı basın açıklamasında salgının toplum sağlığını Mart-Nisan aylarından çok daha fazla tehdit etmekte olduğunu ve acilen bir ay ya da en az iki hafta tam kapanma önlemleri ilan edilmesi gerektiğini söyledi.
Salgının İstanbul başta olmak üzere bütün Türkiye’de kontrolden çıktığını söyleyen dernek, yoğun bakımların doluluk oranlarının salgın başından beri hiç olmayan kritik seviyeye gelmişken “Artık önlemlerin alınmasında daha fazla gecikilmemelidir” dedi.
İstanbul Tabip Odası da kentteki salgının bir ‘kırana’ dönüştüğünü söyleyerek, İstanbul için acil kapanma çağrısında bulundu.
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, ambulansların Covid-19 hastalarını taşımaya yetişemediğini, hastaların saatlerce sedyece beklendiğini söyledi.
Yoğun bakımda yatması gereken birçok hastanın acillerde ya da servislerde bekletilip, yoğun bakım yataklarının boşalmasının beklendiğini kaydetti.
Kamu hastaneleri ihtiyaca yetişemediği için devreye sokulan özel hastanelerin ise Covid-19 hastalarını sadece ücret karşılığını kabul ettiğini, filyasyon ekiplerinin ise vakaların çok az bir bölümüne yetişebildiğini belirtti.
Kaynak: BBC Türkçe