Maradona’nın öldüğünü Arjantin’in önde gelen gazetecilerinden Clarin, twitter hesabından duyurdu.
Arjantin’in önde gelen gazetelerinden Clarin: İki hafta önce geçirdiği beyin ameliyatı sonrası evinde dinlenmekte olan Maradona (60) kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Maradona: Çalkantılı hayatı, futbol başarıları, hataları ve doğruları ile büyük bir futbol yıldızı
30 Ekim’de 60’ncı yaş gününü kutlayan Diego Maradona, 25 Kasım’da geçirdiği kalp kriziyle yaşamını yitirdi. Çalkantılı hayatı, futbol başarıları, hataları ve doğruları ile büyük bir futbol yıldızı. İspanyol futbol yazarı Guillem Balague kaleme aldı.
30 Ekim’de Diego Maradona’nın 60’ıncı yaş günüydü. Pek çoğumuzun futbolun başıboş serserisi ve dehasının bugünü görebileceğine dair şüphelerimiz vardı.
Umutsuzluğun en derin, en karanlık çukurlarına inmeden önce, en yüksek zirvelere ulaşan bir hayat yıldızlıkla gelen övgülerle ve ona bahşedilen tanrısal statüyle baş edemiyordu. Ancak görünüşe göre onsuz da hayatta kalamıyordu.
Diego’yu doğru anlamak için Arjantin’in gizemini çözebilmek lazım. Diego gibilerin kendisini layık gördüğü büyüklük düzeyine taşıyabilecek Mesihler olmasına ihtiyaç duyan bir ülkedir Arjantin.
İnanılmaz paradokslarla dolu bir hikayeye sahip Maradona’yı takdir etmek için de, inişleri ve çıkışları hakkında anekdotları, destansı başarıları ve hatalarını da bilmek lazım.
Peki, gerçek Maradona hangisi?
Diego, Buenos Aires’in gecekondu kasabası Villa Fiorito’dan çıkan son derece yetenekli bir sokak çocuğu ve halkın adamı mı?
Yoksa Maradona bir tanrı, bir efsane ya da bir intikamcı olarak insanların hayallerinin, özlemlerinin ve Arjantin’in dünyanın en iyi ülkesi olduğuna dair kanaatlerin somutlaşmış hali mi?
Liderliği ailede öğrendi
Sekiz çocuğundan beşincisi olan Diego’nun başarısı babası için “mangalın kralı” olmanın yanı sıra bir daha hiç çalışmaması anlamına geliyordu.
Diego da 15 yaşında zaten ailenin reisi haline gelmişti ve babasına onun yanında olmasını söyledi.
Diego, erken yaşlarından itibaren liderliğin ileriye doğru atılacak doğal bir adım olduğunu öğrendi. Bilhassa da ihtiyaç duyulan anlarda.
Maradona söz konusu olduğunda hiçbir şey basit değildi
Argentinos takımından arkadaşı Ruben Favret, bir hazırlık maçı için Brezilya’ya gittikleri bir hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Renkli televizyon dönemiydi. Dönüşte hepimiz bir TV almak istiyorduk. Ama ikramiyelerimiz ödenmemişti. 18 yaşındaki Diego, herkes için ayağa kalktı ve Consoli’ye (Argentinos kulübünün başkanı) ödeme yapılmaması durumunda sahaya çıkmayacağını söyledi.”
Bu dönemi Boca Juniors forması giyeceği dönem izledi. 4 milyon dolarlık transfer ücreti ve bazı Boca oyuncular ile çeklerin teminat olarak gösterilmesiyle transfer gerçekleşti. Maradona söz konusu olduğunda hiçbir şey basit ya da açık değildi.
Ancak daha sonra formasını giydiği Barcelona, onun en iyi dönemine asla şahit olamadı. 2 yıl top koşturduğu Barcelona’da bu sürenin yarısında Maradona ya hastaydı ya sakatlanmıştı.
Athletic Club’dan Andoni Goicoechea’nın korkunç müdahelesi sonrasında korkunç bir ayak bileği sakatlığı yaşadı.
Daha sonra Athletic Club ile oynadıkları Copa del Rey finalinde çıkan büyük kavganın baş kahramanı olunca kulüpteki kaderi neredeyse kesinleşmişti.
Aslında o noktada iflasın eşiğine gelmişti ve yeni mali teşviklerle bir hamle gerekliydi. Ayrıca, kendisini yabancı hissettirildiği Katalonya’daki hayata da asla uyum sağlayamamıştı.
Yeni gerçeklik: Kokain
İki ayın ardından da İtalya’nın Napoli kulübüne transfer oldu. Ki burada da kariyerinin en başarılı dönemini geçirdi.
Kalabalık, gürültülü ve özel hayatın esamesinin okunmadığı mafyatik şehirde Fioritolu çocuk Diego, artık Maradona markasını yaratmaya başladı.
Burada bu boğucu hayatının farkına varmıştı. Bir çocuktan daha fazlasıydı artık.
Kokain ise orada onun yeni gerçekliği oldu. Uyuşturucu tercihi, onu dünyadaki en iyi futbolcu olduğunu sürekli olarak kanıtlamak zorunda olmanın zorlu gerçeklerinden uzaklaştırdı.
Maradona’nın Mexico City’de 22 Haziran 1986’da Azteca Stadyumu’nda oynanan Dünya Kupası çeyrek finali maçında İngiltere’ye karşı attığı tarihi gol. Başka bir deyişle de ‘Tanrı’nın Eli’ golü.
‘Tanrı’nın Eli’ savaşın intikamını aldı
Tüm bunların ortasında, öyle bir an geldi ki, şöhretinin yalnızca büyük bir futbolcu olduğundan daha ileriye taşıdı.
1986 Meksika Dünya Kupası’nda ‘Tanrı’nın Eli’ olmasaydı, dört yıl önce Birleşik Krallık’a karşı kaybedilen Falklands Savaşı’nın intikamı nasıl alınabilirdi ki?
Bu maç, ülkesinin gözünde ona ölümsüzlük bahşetti.
Kimse sefaletlerini sergilemekten hoşlanmaz
Son projem futbolculuğunda emekliliğine kadar bir dönemi kapsayan Diego hakkında bir biyografi.
Gerisi çok kişisel ve tatsız. Yazmak için her şeyin başladığı yere, Villa Fiorito’ya geri gitmem gerekiyordu.
Beni kimse oraya götürmeyecekti. 2020’nin başlarında Buenos Aires’teki son günümdü. Ancak nihayet Buenos Aires’ten beni oraya götürebilecek bir taksici oldu ve onu güç bela ikna ettim.
Gergin bir sessizlik içinde seyahat ettik. Etrafı yarı çitlerle, düz olmayan kaldırımlarla ve bakıma muhtaç bitkilerle çevrilmiş küçük kutular şeklindeki evler görünmeye başladı.
Evlerin önüne konan çöp konteynerlerinin arasında çocuklar yalın ayak top oynuyorlardı.
Sokak daraldı ve düz olmayan bir toprak yola dönüştü. Sağa döndük. Kaldırıma yığılmış moloz yığınlarından kaçınmak için dar yolun ortasından bir adam yürüyordu.
Taksi şoförü mahcup bir ses tonuyla, “Diego’nun ilk evi şurada, 200 metre ileride” dedi. Evin önüne gelince arabayı durdurdu ama motoru çalışır vaziyette tuttu.
Bütün bitkiler orman gibi olmuştu. Öğleden sonraydı. Beyaz yelek giymiş bir adam sallanan sandalyesinden hızlıca ayaklandı.
“N’apıyorsunuz?” diye sordu.
Arabayı vitese takıp hızla kalkarken “Hiçbir şey, efendim. Arkadaşım sadece burayı görmek istedi…” diye cevapladı taksi şoförü. Solda tek kalesi olan toprak bir saha gördüm.
Oraya doğru giderken bölgenin tarihini ve en ünlü sakinini gösteren tek bir işaret dahi yoktu.
Ve burayı turistik bir cazibe merkezine çevirmeye dair hiçbir niyet de yok. Kimse sefaletlerini sergilemekten hoşlanmaz.
Burası Diego’nun eviydi. Çocuk Maradona’nın içinde büyüdüğü yer.
Aslında bugünlerde o çocuktan geriye kalanları bulmak zor. Şimdi Arjantin ligi takımı Gimansia de la Plata’nın teknik direktörü. Maradona, büyük sahneyi asla terk edemedi.
Teknik direktörlük kariyeri parlak geçmiyor
Bir futbolcu olarak emekli olduktan sonraki hayatı için en hafif tabirle ‘karmaşık’ denebilir.
En az 11 çocuğu oldu. Yakın arkadaşı ve menajeri olan Guillermo Coppola ile bittiği gibi eski karısı Claudia Villafane ile olan ilişkisi de mahkemede son buldu.
Arjantinli futbol yıldızı Diego Maradon, Buenos Aires’te 35. yaş gününü kutlamak için eşi Claudia ve iki kızı Giannina (solda) ve Dalma (Sağda) ile birlikte poz veriyor.
2008-2010 yılında çalıştırdığı Arjantin milli takımından sonra birkaç kulübün daha başına geçti. Ancak futbolculuk döneminde elde ettiği hiçbir başarıyı kulüplerin başında hoca olarak elde edemedi.
Üç yıl önce kokaini tamamen bıraktığını söyledi Maradona. Aldığı tıbbi ilaçlarla sakin kalabiliyor.
Kendini şanslı sayabilir
Lüks hayatı sevmekten dolayı aldığı kilolar, yaşadığı sakatlıklar, bu sebepten geçirdiği operasyonlar onun fiziksel zorluklarını açıklıyor.
Eylemlerinden dolayı duyduğu pişmanlıkları itiraf eden Maradona, hayatın sonuna kadar yaşanması gereken bir şey olduğunu da her zaman anlamıştı.
Şimdi 60 yaşında, çok daha yaşlı birinin deneyimlerinin birikimiyle, hayatta olduğu için kendini şanslı sayabilir.