Ana SayfaHaberlerMeclis açıldı; Erdoğan DEM’e özel teşekkür etti

Meclis açıldı; Erdoğan DEM’e özel teşekkür etti

TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı bugün açıldı.CHP, TİP ve EMEP özel oturuma katılmadı. DEM grubu Erdoğan’ı ayakta karşıladı. Erdoğan DEM’e teşekkür etti: “Yapıcı duruş ve çabalarıyla, Türkiye’nin terörden arındırılması yolunda önemli katkılar veren DEM Parti heyetine ve yönetimine şükranlarımı sunuyorum." Erdoğan, Kurtulmuş, Bahçeli, Hatimoğulları, Bakırhan ve Müsavat Dervişoğlu ile Başkanlık Divanı'nda bir araya geldi. Görüşmeye DEM İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan da katıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 4. Yasama yılı, bugün yapılacak özel oturumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başlayacak. 

Geçen yılki açılış oturumunda Erdoğan’ı “ayakta” karşılama kararı alan CHP ise partili belediyelere yönelik tutuklamaları protesto için Genel Kurul’a katılmayacak. 

Yeni çözüm sürecinin hukuki güvencesi olarak nitelendirilen entegrasyon düzenlemeleri yeni yasama döneminin önemli gündem maddeleri olacak.

PKK’yı fesih ve silah bırakma kararına götüren süreci geçen yıl 1 Ekim’de DEM Parti yönetici ve milletvekilleri ile tokalaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başlatmıştı.

TBMM’nin yeni yasama yılının açılışı nedeniyle ilk tören saat 13.00’te Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığındaki heyetin katılımıyla Atatürk Anıtı önünde düzenlenecek. 

Ardından Erdoğan saat 14.00’te Genel Kurul’da geleneksel açış konuşmasını yapacak. 

Akşam da TBMM Başkanı Kurtulmuş bir resepsiyon verecek

Protestolu açılış: CHP, TİP ve EMEP katılmadı

CHP ise bu yıl, partili belediye başkanlarının tutuklanması gerekçesiyle yeni yasama yılı açılışına katılmadı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) ise iktidarın Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayarak “anayasal düzeni fiili olarak kaldırdığı” gerekçesiyle açılış oturumunda yer almadı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhurbaşkanı geldiğinde ne ayakta ne oturarak onu karşılıyoruz. Çünkü bize karşı bir darbe girişiminde bulunmuştur. Milli iradenin tecelligahı o çatının altında bize, geleceğin iktidar partisine ve bir sonraki Cumhurbaşkanı’na Amerika’dan Trump’tan icazetli darbe yapanla aynı çatının altında olmayacağız” sözleriyle kararı duyurdu. 

Özel, Erdoğan’ın katılması halinde akşamki resepsiyona da katılmama kararı aldı.

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan da açılış törenine katılmayacaklarını duyurdu.

TİP milletvekilleri ellerinde Can Atalay'ın serbest bırakılması yönünde çağrılar bulunan dövizleri tutuyor

Geçen yıl yapılan açılış töreninde, “normalleşme” kapsamında CHP Genel Başkanı Özel ve CHP’li bazı milletvekilleri “makama saygı” amacıyla Erdoğan’ı Genel Kurul’da ayağa kalkarak karşılamış, bu durum parti içinde tartışmaya neden olmuştu.

TİP Atalay’ı ziyaret etti

TİP de yeni yasama yılı açılışına katılmayacağını duyurdu. 

TİP milletvekilleri, aynı saatlerde Silivri Cezaevi’nde bulunan ve AYM kararına karşın, Yargıtay kararı doğrultusunda milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ı ziyaret etti.

Erdoğan’dan mesajlar

Erdoğan’ın Genel Kurul konuşmasında, iç ve dış politika gündemine ilişkin açıklamalar yaptı. 

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz”

Burada şunun da özellikle bilinmesini isterim; Amerikan Başkanı Sayın Trump’la gerçekleştirdiğimiz görüşmede de Gazze’de akan kanın durdurulması gündemimizin ilk sırasındaydı. Bu konuda tekliflerimizi yaptık, çıkış yollarını gösterdik, kalıcı barış için nelere ihtiyaç duyulduğunu çok net biçimde ortaya koyduk.

Bizim ilkemiz şudur; savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz. Filistinli kardeşlerimiz onurlu mücadeleleriyle barışı ve huzuru dünyada en fazla hak eden millettir. Hak ettikleri o kalıcı barış ortamıyla Filistinlileri buluşturmak, önce İslam dünyasının sonra da uluslararası toplumun Gazze’ye borcudur. Gazze kana, göz yaşına ve yıkıma artık doymuştur. Bu utanç, bir an önce son bulmalıdır.

“Filistin Devleti kuruluncaya kadar mücadelemiz sürecek”

Biz tek bir masumun daha hayattan kopartılmasını, tek bir çocuğun daha açlıktan ölmesini, Gazze’ye tek bir bombanın daha düşmesini istemiyoruz. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar, inşallah, mücadelemiz sürecek.

Yaşanan onca acıya, oluk oluk akıtılan onca masum kanına rağmen, umudumuzu muhafaza ediyoruz.
Nasıl ki 14 yıllık karanlığın ardından Suriye’nin özgürlüğüne kavuştuğunu görmeyi Rabbim bizlere nasip ettiyse; Allah’ın izniyle ‘nehirden denize’ barışın, huzurun ve güvenliğin hâkim olduğu güzel günleri de göreceğimize tüm kalbimle inanıyorum.

Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize de buradan dayanışma mesajlarımızı gönderiyor; her zaman yanlarında olan Türkiye’nin, inşallah bundan sonra da yanlarında olmaya devam edeceğini önemle ifade ediyorum.

“Bahçeli ve DEM Parti’y’e teşekkür ediyorum”

Geçen yıl tam bu vakitte, yeni yasama dönemi başlangıcında, bu kürsüde, iç cephenin tahkimine dikkat çekmiş; topluma örnek olacak şekilde Meclisimizin iktidar ve muhalefetiyle, uyum, ittifak, uzlaşı, karşılıklı saygı çerçevesinde çalışması temennilerimi dile getirmiştim.

Aynı gün, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, gerek Meclis Genel Kurulu’nda nazik tavrıyla, gerekse Meclis dışında yaptığı ufuk açıcı beyanatlarıyla, iktidar ve muhalefetiyle, terörsüz bir Türkiye’nin inşası için düşüncelerini paylaştı. Geride bıraktığımız 1 yıl içinde, terörsüz Türkiye hedefimize yönelik tarihi nitelikte adımlar atıldı, önemli mesafeler alındı.

Bu vesileyle, engin siyasi tecrübesi, birikimi ve dirayetiyle terörsüz Türkiye idealimizin mimarlarından olan Sayın Devlet Bahçeli’ye bir kez de huzurlarınızda ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum.

Aynı şekilde, bu 1 yıllık süreçte, yapıcı duruş ve çabalarıyla Türkiye’nin terörden arındırılması yolunda önemli katkılar vermiş olan DEM Parti heyetine ve yönetimine de şükranlarımı sunuyorum.

Son nefesine kadar terör duvarının yıkılması, ülkemizin her karışında barış ve kardeşliğin egemen olması için ter döken İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’i de burada rahmetle anıyorum.

“Egemenliği pazarlık konusu yapmıyoruz”

Geride bıraktığımız 1 yıl içinde, terör örgütü saldırılarını durdurmuş, kendisini feshettiğini açıklamış, sembolik bir törenle silahlarını yakmıştır. 1984’ten bu yana hem on binlerce can kaybına, hem de 2 trilyon dolarlık ekonomik kayba yol açan terör belası, böylece bitme noktasına gelmiştir. Sürecin son derece hassas olduğunun farkındayız; ancak en başından itibaren olumlu bakıyoruz, olumlu bakmak için çaba sarf ediyoruz.

Buradan, Meclis kürsüsünden tekrar ifade etmek isterim; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz. Bu meyanda, bazı muhalefet partilerinin tahrikleriyle, zihinlerinde soru işareti oluşan vatandaşlarımız varsa, hepsi müsterih olsunlar. Özellikle şehitlerimizin muhterem aileleri ve gazilerimiz bilsinler ki, onların aziz hatıralarına gölge düşürecek hiçbir adımın atılmasına ne hükümet olarak biz, ne Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi, ne de bu Yüce Meclis müsaade edecektir. Hedefimiz; terörün bitmesi, kardeşliğin kuvvetlendirilmesidir. Adımlarımızı sadece ve sadece bu hedefe yönelik atıyoruz.

Terörsüz Türkiye idealimizin en önemli merkezi, hiç kuşku yok ki burası, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Meclis çatısı altında, ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’, siyasi partilerimizin kahir ekseriyetinin temsilcileriyle çalışmalarına başlamış, șu ana kadar da 12 toplantı yapmıştır. Komisyon, çalışmalarını tamamladığında, şüphesiz elimizde çok önemli doneler olacaktır.

Komisyonda dile getirilen önerilerin istişare ve uzlaşma neticesinde hayata geçirilmesi bir sonraki aşamayı teşkil edecektir.

Burada mühim olan, Türkiye’nin yerli, milli, çözüm odaklı siyasi partilerinin böyle hayati bir mesele için yük alması, aynı komisyon çatısı altında buluşması, konuşması, birbirini saygıyla dinlemesi, istişareler yapmasıdır. Bu, ülkemiz demokrasisi adına, umutlarımızı büyüten çok müstesna bir kazanımdır.

“Silahla çözüm olmaz”

Bu komisyon da göstermiştir ki, silahla çözüm olmaz, sıkılı yumruklarla musâfaha yapılmaz. Her şey, saygı çerçevesinde konuşulabilir, tartışılabilir, istişare edilebilir. Komisyonun toplanıp, her konuyu açıklıkla ve açık yüreklilikle istişare etmesi, Türkiye’nin zararına değil, hiç tartışmasız yararınadır.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonumuz işte bu olgunluğu sergilemiş, Türkiye’nin de bu olgunluğa eriştiğinin en güzel delili olmuştur.

Bu vesileyle, komisyonumuzun değerli üyelerine, çalışanlarına da teşekkür ediyor, bundan sonraki oturumlarında başarılar diliyorum.

Türkiye, oluşan bu huzur ve güvenlik iklimini en güçlü şekilde muhafaza edecektir. 86 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye, enerjisini terörle mücadele için değil, refah için seferber edecektir. Her alanda elde edilen başarılar, ‘Terörsüz Türkiye’ ortamında pekişecek, kuvvetlenecek, inşallah yeni atılımlara fırsat oluşturacaktır.

“Suriye’de bir ‘dejavu’ yaşanmasına izin vermeyeceğiz”

Şu hususun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum; Türkiye’nin güvenliği ile yakından alakalı meselelerde atacağımız adımlar, oluşan huzur ve kardeşlik ikliminden tamamen ayrı tutulmalıdır. Türkiye, Türkiye içindeki Kürtlerin anavatanı olduğu kadar, Türkiye sınırları dışındaki Kürtlerin de en büyük, en samimi, en güvenilir hamisidir, kardeşidir; zor günlerde kapısı çalınan ilk sığınağıdır. Bu, yüzyıllardır olduğu gibi, bugün de yarın da böyledir; inşallah hiçbir zaman değişmeyecektir.

Sınırlarımızın ötesindeki Kürt kardeşlerimizin, birtakım terör örgütlerinin baskılarıyla, Türk, Kürt, Arap, genel olarak Müslüman düşmanı birtakım ülke ve odaklar tarafından istismar edilmesine asla rıza göstermeyiz. En başından itibaren Suriye’nin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde destekliyoruz. Bugün de Suriye’nin bölünme planlarının en güçlü şekilde karşısındayız.

Gerek Suriye’nin toprak bütünlüğünü temin etmek, gerekse sınırlarımızın ötesinde herhangi bir terör oluşumunu engellemek amacıyla, diplomasinin tüm kanalarını devreye almış durumdayız. Bu kanalları kullanmayı sabırla, samimiyetle ve sağduyuyla sürdürüyoruz. Diplomatik girişimler cevapsız kalırsa, Türkiye’nin pozisyonu da, politikası da bellidir. Türkiye, Suriye’de bir ‘dejavu’ yaşanmasına izin vermeyecektir.

Bu ilkeli tavrımız, Kürt kardeşlerimiz dahil Suriye halkının aleyhine değil, tam tersine onların lehinedir; bölgemizi terör belasından kurtarmaya dönük bir tavırdır.

“Türk, Kürt, Arap ittifakı”

Tekrar altını çizerek söylüyorum; Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri… Etnik köken, dil, mezhep ayrımı yapmadan hepimiz ortak bir geleceğin yolcularıyız. Bu yolculukta bizim ezeli ve ebedi kardeşliğimiz, evelallah, her türlü engeli aşacak kudrettedir.

Aklı selimle hareket edildiğinde, bin yıllık ortak maziden beslenen bir gelecek tasavvuruyla yaklaşıldığında, evelallah, her sorunu çözer, her oyunu bozarız. Biz, birbirimize, bir duvarın tuğlaları gibi kenetlendiğimizde, bölgedeki sıkıntılar tek tek çözülecek, bölge kalıcı barış ve huzura kavuşacaktır. Aramıza simsarların girmesine göz yumduğumuzda ise coğrafyamızda kan, gözyaşı, çatışma, zulüm eksik olmayacaktır.

Nasıl ki Türk, Kürt, Arap; Sultan Alparslan’ın, Selahattin Eyyubi’nin, Sultan Fatih’in ordusunda omuz omuza verip zaferler kazandıysa… Nasıl ki Çanakkale’de Türk, Kürt, Arap birlikte İslam toprağını kahramanca savunduysa… İnşallah yarın da, ebediyen de Türk, Kürt, Arap ittifakı coğrafyanın barışını, huzurunu, kalkınmasını, refahını birlikte temin ve tahkim edecektir. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz.

CHP’siz liderler buluşması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’nin açılış oturumunun ardından Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile Başkanlık Divanı’nda bir araya geldi. Yarım saat süren görüşmeye DEM İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan ve DEM Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de katıldı.

Bahçeli: Sığ ve kısır söz düellolarıyla geçirilecek vakit yoktur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı açıklama yaparak CHP’nin boykotunu eleştirdi:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28’inci Dönem 4. Yasama Yılı bugün özel gündemli oturumla açılacak, böylelikle komisyon ve genel kurul çalışmaları başlayacaktır.

Temennim ve beklentim milletimizin akut ihtiyaç ve talepleriyle ilgili yasal düzenlemelerin süratle yapılması, belirginleşen sorunların muhtevalı şekilde ve mutabakat zemininde ele alınarak çözüme kavuşturulmasıdır.

Sipariş gerginliklerle, sığ ve kısır söz düellolarıyla geçirilecek vakit yoktur.

Türk milletinin hadim ve haysiyetli bir siyaset anlayışına, ahlaki temele dayanan yapıcı ve sorumlu yasama faaliyetlerine layık olduğu asla unutulmamalıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi millet iradesinin tecelli mekanı, Milli Mücadele’nin tekmil, temin ve terakki merciidir.

Bu hususiyet ve hüviyetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi devlet kuran, ordular idare eden, demokrasiye mana ve ruh veren muazzez ve müstesna bir niteliğe haiz ve havidir. 

Gazi Meclis gelişigüzel protesto alanı veya gafilce ikmal edilen siyasi pervasızlık sahası değildir.

Taşımış olduğu tarihi saygınlığa bağlılık ve riayet herkesin, bilhassa Meclis çatısı altında görev yapan muhterem milletvekillerinin ortak mesuliyet ve mükellefiyetidir.

Yapılan açıklamalar mucibince Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü açılış oturumuna, hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın bulunacağı resepsiyonakatılmayacağı anlaşılmaktadır.

CHP’nin bu gayri ahlaki siyasi tavır ve tercihi yalnızca Sayın Cumhurbaşkanımıza saygısızlık değil; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarihsel mehabet ve müktesebatına, aynı şekilde demokrasinin ilke ve esaslarıyla Türk milletinin iradesine kesif bir saldırıdır.

Bu vahim durum bir hakkın kullanımı değil, var olan milli ve demokratik hakların kundaklanmasıdır.

Nitekim yapılan fahiş yanlışlara bir yenisi daha eklenecektir.

Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ve kuruluş temellerine karşı olduğunu belgelemektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı konuşmaya peşinen tahammülsüzlük, üstelik Trump icazetli darbe iddialarının bizzat CHP Genel Başkanı ağzıyla telaffuzu siyasi aymazlık, daha ötesi demokrasiyi hiçe sayan totaliter ahlaksızlıktır.

Yeni yasama yılının asılsız ve anlamsız meşruiyet tartışmalarının gölgesinde kalacak olması Cumhuriyet Halk Partisi’nin hapsolduğu kriz girdabının genişleyerek ilerlediğini göstermektedir.

Meşruiyeti sorgulanan Sayın Cumhurbaşkanımız yüzde 52 oyla seçilmiş ve göreve gelmiştir.

Bu seçimin sorgulanıp sulandırılma arayışı evvelemirde milletimize hakaret, devlete ve demokrasiye de başkaldırı teşebbüsüdür.

Cumhuriyet Halk Partisi skandal yanlıştan dönecek cesaret, dirayet ve erdemi bilavasıta sergilemek durumundadır.

Tam tersi bir ısrar ve inat bu partinin erimesini daha da hızlandıracaktır.”

- Advertisment -