Ana SayfaHaberlerMuhammed Emin Yıldırım’ın Sumud günlüğü: Sumud, 21. yüzyılın Hılfü’l-Fudûl’u…

Muhammed Emin Yıldırım’ın Sumud günlüğü: Sumud, 21. yüzyılın Hılfü’l-Fudûl’u…

Sumud Filosu’ndaki teknelerle yolculuk eden Siyer Vakfı başkanı Muhammed Emin Yıldırım, yolculuk notlarını Serbestiyet için kaleme almaya başladı: “Akdeniz’in tuz kokulu sabahında, ufka bakan her göz bir dua gibi açılır. Göğün mavisiyle denizin derinliği birbirine karışırken, bu filo yalnızca gemilerden ibaret değildir; vicdanın, adâletin ve unutulmayan kardeşliğin yankısıdır.”

Tarih yine döndü insana,

vicdanları yokladı,

ve aynı soruyu sordu:

“Zulüm karşısında ne yaptın?”

Bu kez cevap, kıtaların ve denizlerin ötesinden yükseldi.

Adı dillerde yankılandı: Global Sumud Filosu.

Bir avuç insan, bir avuç vicdan,

birkaç gemiyle koca bir yalanın üzerine yelken açtı.

Modern dünyanın suskunluğunu,

sessiz kabullenişini,

dilsizleşmiş insanlığın utanç perdesini delip geçmek istediler.

Akdeniz’in tuz kokulu sabahında,

ufka bakan her göz bir dua gibi açılır.

Göğün mavisiyle denizin derinliği birbirine karışırken,

bu filo yalnızca gemilerden ibaret değildir;

vicdanın, adâletin ve unutulmayan kardeşliğin yankısıdır.

Her dalga, yüreklerde saklı merhametin ilâhî bir çağrısıdır.

Bu yolculuk, yıllardır sessiz kalınmışlığın haykırışı…

Bu yolculuk, insanlığın en sessiz çığlığıdır…

Sular, kalplerin dualarını taşırken,

her kürek darbesi mazlumun hakkına tutulmuş bir kandildir.

Gemiler ilerledikçe, rüzgâr da şahitlik eder:

Adâlet için atılan her adım, karanlığın içine düşen bir yıldız gibidir.

Akdeniz, asırlardır nice medeniyetin şahitliğini yapmış bu derin su,

bugün de vicdanı diri kalanların umudunu taşır.

Ve biz biliriz ki, gerçek sefer

önce insanın kalbinde başlar.

Adâletin ışığına yürüyen bu yürekler,

dünyaya tek bir hakikati fısıldar:

Zulüm baki değildir.

Bu filoda olanların ne silahları vardı, ne de zırhları…

Ama kocaman umutlar ve hasretler taşıyorlardı.

Ve o yüreklerde,

Hz. Peygamber’in (sas) gençliğinde katıldığı Hılfü’l-Fudûl’un yankısı çınlıyordu.

Hatırlanacağı üzere; Mekke’de bir tüccarın hakkı gasp edildiğinde,

bazı yürekli insanlar bir araya gelmiş,

zalime karşı durmak, mazluma el uzatmak için ant içmişlerdi.

İşte şimdi, o ant yeniden dirildi.

Bu sefer Kudüs için, Gazze için,

abluka altında nefes almaya çalışan bir halk için…

Bu çağın Mekke’si, dev güçlerin çıkar oyunlarıyla örülü.

Bu çağın Ebû Cehilleri, diplomasi salonlarının kadife perdeleri ardında…

Bu çağın zulmü dijital, profesyonel ve küresel…

Ama karşısında, yine inançla yoğrulmuş yürekler var.

Global Sumud Filosu, bir vicdan hareketidir.

Adâletin dini, dili, ırkı olmadığını haykıranların yolculuğudur bu…

Ve her daim kazanacak olan elbette adâlettir.

Bu filo, 21. yüzyılın Hılfü’l-Fudûl’udur.

Zalimin karşısında susmayanların çağrısıdır.

Ve bu çağrıyı duyan her insan,

tarihe ya onurla yazılacak

ya da suskunluğuyla unutulacaktır.

Çünkü bazı yolculuklar limana varmak için değil,

insanlığın pusulasını hakikate çevirmek içindir.

- Advertisment -