Ana SayfaHaberlerMurat Karayılan: Bizim için demokratik siyaset stratejiktir

Murat Karayılan: Bizim için demokratik siyaset stratejiktir

PKK yöneticilerinden Murat Karayılan: “Tören, hareketimiz açısından resmen ve fiilen silahlı mücadele stratejisinin kesin bir biçimde sona erdirilmesi anlamına gelmektedir”, “Çözümün adresi Meclis’tir. Komisyonun başarılı olmasını umut ediyoruz”, “Önder Apo’nun çağrısı herkes için geçerlidir. Önder Apo, genel olarak Türk devletine karşı silahlı mücadeleyi durdurmuştur. Suriye’de yasaların olması gerekiyor. Biz de silah bırakmaları gerektiğini belirtiyoruz ama PJAK’ın silah bırakması için İran’ın yasalarının uygun olması gerekiyor.”

PKK yöneticilerinden Murat Karayılan ile yapılan röportajın ikinci bölümü, örgütün ajansı ANF’de yayımlandı.

Karayılan ile yapılan röportajda öne çıkan başlıklar şunlar:

“Resmen silahlı mücadele kesin bir biçimde sona erdi”

*11 Temmuz günü, Besê Hozat ve Behzat Çarçel arkadaşlar öncülüğündeki 30 arkadaşın katılımıyla yapılan çıkış, önemli, tarihi ve anlamlı bir çıkıştı. Açık ki, bu tören, hareketimiz açısından resmen ve fiilen silahlı mücadele stratejisinin kesin bir biçimde sona erdirilmesi anlamına gelmektedir. Türk devlet yetkililerinin de herkesin de bilmesi gerekir ki, şimdiye kadar bizler silah üzerine ant içen insanlardık. Törenlerimizde ‘şerefimiz ve silahımız üzerine’ diyerek yemin ediyorduk. Ancak şimdi silahları yakmış durumdayız. Bu ne anlama geliyor? Bu, stratejik temelde bir değişimin olduğu anlamına geliyor.

“Çözümün adresi Meclis’tir

*Bilindiği gibi taraflar arasında bir güvensizlik söz konusudur. Kuşkular vardır. Bu görmezden gelinemez. Bizde olduğu gibi, karşı tarafın da aynı biçimde yaklaştığını biliyoruz. Bu güvensizliğin aşılması ve karşılıklı inancın gelişmesi için de mutlak anlamda Önder Apo’nun özgürlüğü gereklidir. Yani bu özgürlük konusu bizim açımızdan birçok anlama gelmekte olduğu gibi, bir anlamı da güvenin tesis edilmesidir. Önder Apo özgürleşmeli ve yalnızca İmralı’da kalmamalı, her yere gidebilmelidir. *Önder Apo bizim başmüzakerecimizdir. Özgür olmalıdır; kendisine bir bölge belirlenmemelidir. 

*Bize göre de -daha önce dediğimiz gibi- çözümün adresi Meclis’tir. Meclis de komisyon yöntemiyle gündemine alabilir. Onun için belirttiğim gibi Meclis’te bir komisyonun kurulması yerinde bir adımdır. Başarılı olmasını umut ediyoruz. Bunun için yüzeysel yaklaşmamak, taktik biçimde ele almamak gerekiyor. Yine siyasi partilerin dar parti çıkarlarını değil tüm Türkiye’nin çıkarlarını esas almaları gerekiyor.

”Çağrı herkes için geçerlidir ve bizim için stratejik olan demokratik siyasettir”

Biliniyor; Türkiye’nin, Ortadoğu bölgesinde demokratik, müreffeh ve büyük bir ülke olarak rol oynayabilmesi için Kürtlere ihtiyacı vardır. Kürtler olmadan bunu yapamazlar. Bugün Ortadoğu’da Kürtlerin böylesi kilit bir rolü vardır. Bunu görmeli ve buna göre karar almalı, buna göre adım atmalılar. Biz varız. Biz burada stratejik yaklaşıyoruz. Açık söylüyorum; kuşkusuz biz tedbirlerimizi alırız. Bizler hiçbir şeye mahkum değiliz. Biz tedbirlerimizi alırız ama aynı zamanda bu sürecin gelişmesi için ciddi olarak yaklaşırız. 

 Önder Apo’nun çizgisine göre mücadelede silahlı savaş, sonuç alıcı bir yöntem değildir. Yani Önder Apo, çağırısıyla, silahlı mücadele stratejisini sonlandırmıştır. Bu herkes için geçerlidir. Hangi parça olursa, hangi taraf olursa olsun, Önder Apo’nun düşüncelerine inanan herkes bilmeli ki, bizim için artık strateji, silahlı mücadele ve savaş değil, demokratik siyasettir. Bu herkes için geçerlidir.

Ancak silah bırakma farklı bir konudur. O taktik çerçevesine giren bir konudur. Nasıl? Hangi ülkede koşullar nasılsa, ona göre silah gerekli mi değil mi yönünde karar alınabilir. Taktik konular ezbere olmaz. Mesela bir silahlı güçtür. Eğer o devletin güven veren yasaları yoksa ve onların varlığına dönük saldırılar söz konusuysa elbette ki kendini silahla savunacak! Yani Önder Apo’nun çağrısı, ‘silah bırakın ve kendinizi imhaya açık tutun’ biçiminde değildir.

Siyasi çözümün üretilmesi ve bundan sonra silahlı savaşın tercih edilen bir yöntem olmadığı biçimindedir. Yani artık Rojava olur Rojhilat olur, her kim olursa olsun, eğer oradaki örgütsel yapı, Önder Apo’nun çizgisi temelinde hareket ediyorsa, o zaman mücadele yönteminde silahlı mücadele ve savaşı esas almaması gerekiyor.

Önder Apo, genel olarak Türk devletine karşı silahlı mücadeleyi durdurmuştur. Bunun için hiç kimse Türk devletine dönük tehdit oluşturmaz, silah kullanmaz. Esas önemli olan şey budur. Kimse bu dönemde, bu sürecin gelişmesi için Türk devletine karşı silah kullanmaz. Ama üzerine gidilen, varlığı yok edilmek istenen herkesin de meşru müdafa yani savunma hakkı vardır.

”Suriye’de güven veren bir anayasal- yasal sistem yok ki…”

Mesela şimdi Türk yetkilileri Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye üzerine çok tartışıyorlar. Orada SDG var ve ‘SDG silah bıraksın’ diyorlar. Peki Suriye’de bir anayasa var mı? İnsanlara güven veren yasalar var mı? Yok. Kendi kendilerine genel birkaç başlık yazmşlar, ona göre hareket ediyorlar. Devlet adına hareket eden güvenlik güçlerinin Lazkiye’de Alevi toplumuna, Süveyda’da Dürzi toplumuna neler yaptıklarını gördük. Suçladıkları insanları götürüp mahkemelerde yargılayacaklarına, bulundukları yerde infaz ediyorlar. Yani yargısız infaz vardır. Orada devlet halen devlet olamamış ki! Silahlarını bırak diyebileceğin bir yasa yok ki! Dolayısıyla bunda ısrar etmek, suyun yönünü yukarı döndürmek gibi bir şeydir. Yürümez yani.

Her şeyden önce Suriye’de yasaların olması gerekiyor. Anayasanın herkes tarafından onaylanması ve kabul görmesi gerekiyor. Hukuk olması gerekiyor. Hukuk yok ama ‘silah bırakın’ deniliyor. İyi de orada insanları kesiyorlar; bu nasıl olacak? Biraz mantıklı olmak gerekiyor.

Ancak onlar artık Türkiye’ye karşı silah kullanmazlar. Sadece Türkiye’ye karşı değil, hiç kimseye karşı kullanmazlar. Eğer bazıları üzerlerine giderse, tabii ki kendilerini savunma hakları vardır ve kendilerini savunacaklardır. Kısacası bu konuya böyle bakmak gerekiyor.

PJAK’ın silah bırakması için İran’ın yasalarının uygun olması gerekiyor

*Mesela PJAK’tan bahsediyorlar. Tamam da, PJAK İran’ın içini ilgilendiren bir konudur. Yani İran’ın içişlerine de mi müdahale edeceksiniz? PJAK’ın silah bırakması için İran’ın yasalarının uygun olması gerekiyor. Evet, biz de silah bırakmaları gerektiğini belirtiyoruz ama PJAK ve İran devletinin görüşmeler yapması, diyaloglarda bulunması ve siyasi çözüm zihniyeti temelinde silah bırakması gerekir. Bunu gözardı edip de “silah bırakın” demekle olmaz. Belki onların orada ihtiyacı var; kendilerini silahsız olarak savunamıyor olabilirler. 

Eğer bir gücün varlığı tehlike altındaysa varlığını koruyacaktır. Bu onun meşru hakkıdır. Bu, Birleşmiş Milletler’in evrensel yasalarında da vardır. Yani meşru müdafa hakkı vardır. Onun için diğer parçalarda silahlı savaş stratejisinin son bulması açısından Önder Apo’nun çağrısı geçerlidir ama oralarda silah bırakılır mı bırakılmaz mı, bu, o ülkeyi ilgilendiren farklı bir konudur.

- Advertisment -