22 Temmuz 1946 günü Kudüs’te İngiliz manda yönetiminin de karargah olarak kullandığı King David Oteli’nin batı yakası büyük bir patlamayla yıkıldı.
Sudanlı garson kılığındaki militanların süt kutuları içinde otel soktuğu patlayıcılar kolonların yanına yerleştirilmişti.

İngiliz manda yönetiminin çalışanları, otel müşterileri, garsonlar, bellboylar, polis memurlarının da olduğu 41’i Arap, 28’i İngiliz, 17’si Yahudi 91 kişi hayatını kaybetti.
Bu modern tarihin ilk büyük terör eylemiydi.

Saldırıyı üstlenen Yahudi terör örgütü İrgun’un lideri Menachim Begin her yerde aranıyordu.

O terörist 30 yıl sonra İsrail’in başbakanı olacaktı.
Yahudi terör örgütlerinin akıl hocası ise başka bir Rus Yahudisi’ydi

Ze’ev Jabotinsky, 1880 yılında Odesa’da doğdu.
1903’de Rusya’daki Yahudi pogromu dünyaya bakışını değiştirdi.
Vladimir olan adını İbranice “Kurt” anlamına gelen Ze’ev ile değiştirdi.
Siyonist harekete katıldı.
1908 yılında Siyonist Hareket onu 2. Meşrutiyet’in ilan edildiği İstanbul’a gönderdi.
Fransızca yayınlanan Le Jeune-Turc gazetesinin genel yayın yönetmeni oldu.

Esas görevi ise İttihatçı iktidarı Yahudilerin İsrail’e göçüne izin vermeye ikna etmekti.
İstanbul’da altı yıl yaşadı ama İttihatçı liderler Siyonistlerin tekliflerine yanaşmadı.
İttihatçılar 1914’de Almanya’nın yanında savaşa girmeye karar verince Le Jeune Turc gazetesi kapatıldı.
Jabotinsky, Osmanlı’nın yıkılmasının Siyonistler için bir şans olacağını düşünüp Londra’ya gitti ve İngilizleri savaşta Yahudi Lejyonları kurmaya ikna etti.

İlk kurulan Siyon Katır Birliği, Çanakkale Savaşı’nda Osmanlılara karşı savaşın geri cephesinde savaştı
Jabotinsky ise Yahudi Lejyonları’yla Filistin’e gitti ve İngilizlerle Osmanlılara karşı savaştı.
Sonra İngilizlerle arası açıldı, hapse atıldı.
Artık kafası netti: İsrail ancak silahla kurulabilirdi
“Vejeteryan” diye aşağıladığı Siyonist hareketten koparak Revizyonist Siyonizmi kurdu.
Revizyonist Siyonizm Bütün Filistin ve Ürdün’ü kapsayan Büyük İsrail’i savunuyordu.
Ze’ev Jabotinsky, 1923’de yazdığı Demir Duvar adlı makalesiyle: 1948’deki Nakba’nın fikri temellerini attı:
“Yahudiler Araplardan demir bir duvarla ayrılmalıdır. Araplar ile aramızda gönüllü bir anlaşma olamaz. Ne şimdi ne de olası bir gelecekte.”
Savaşın ardından Yahudi Lejyonları silahlı Yahudi örgütlerine dönüştü.
Jabotinsky, Avrupa’da paramiliter gençlik yapılanması olan Betar’ı kurdu.




Örgütün sloganı: “Genç Yahudi, ateş açmayı öğren”di.
1933 yılında Betar, İstanbul ve İzmir’de de Yahudiler arasında örgütlenmiş ve kamplar açmış, 1970’lere kadar faaliyetlerine devam etmişti.
Rifat Bali’nin kitabı sayesinde revizyonist Siyonizmin Türkiye’de örgütlenmesi ilk kez ortaya çıktı.
Kitaba göre Betar mensuplarından biri, uzun yıllar Türkiye Yahudi cemaatinin liderliğini yapan Bensiyon Pinto’ydu.
Pinto ömrünün sonuna kadar sır olarak sakladığı bu örgütten anılarında bile bahsetmemişti.
Kitapta İstanbul ve İzmir’deki Betar gençlik kamplarına katılanların hatıraları da yer alıyor:
“Yıldırım Spor’u biz kurduk. Yıldırım Spor’a Betar olsun olmasın herkes girdi ama bunun içinde biz Betarlar özel kişilerdik. Bugün bunları biraz ti’ye alarak konuşuyorum ama o zaman bayağı ciddiye alırdık, fısıldaşarak konuşmalar, gece yürüyüşleri, sopayla dövüş, silah eğitimi, silah parçalama ve toplama eğitimi. Bu eğitime ben de girdim. Yani bir tabancayı parçalara ayırıp tekrar toplamak. Bu eğitimi de bir junior vermişti bize. Tabanca havluya sarılı şekilde fermuarlı bir plastik spor çantası içinde gelirdi. Sene 1961-62”
“Betar faaliyetlerimiz sırasında Betar İzmir bölge kumandanı olarak seçildim. Betar askerleri, subayları ve bölge kumandanları olan bir askeri yapılanma gibi organize olmuştu. Her defasında 35-40 çocuğun sorumluluğunu almam gerektiği için bu faaliyetlerin çok dikkatli planlanması gerekiyordu. En sorumluluk sahibi dostlarımı faaliyetlerde subay olarak seçiyordum. Bu arada İzmir’in Yahudi cemaati için istenmeyen şahıs olmuştum. Çünkü İsrail lehine yaptığım çalışmalarım arkadaşlarımla Türkiye’den ve dolayısı ile ebeveynlerinden ayıracak nitelikteydi. İzmir’deki diğer hareketler kendilerini siyonist olarak tanımlamalarına rağmen Betar’da olduğu gibi bir marşları yoktu, bayrakları yoktu, ciddi bir hedefleri yoktu”

Betar teşkilatları içinde Jabotinsky’nin en yakın adamlarından biri 20’li yaşlardaki Belarus doğumlu Menachim Begin’di. (Arkada gözlüklü)

Jabotinsky’nin kurduğu Filistin’deki Yahudi Lejyonları’na katılan genç avukatın adı ise David Ben-Gurion’du.
İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk okuyan Ben-Gurion, tercüman olarak Yahudi Lejyonları’nda Osmanlılara karşı savaşmıştı.
İstanbul’da birlikte okuduğu arkadaşı ve İsrail’in ikinci Cumhurbaşkanı olacak Yitzhak Ben-Zvi ise savaşa Osmanlı ordusunda tercüman olarak katılmıştı.

Savaştan sonra ikisinin yolu Filistin’de kesişti.
İngiliz mandası altındaki Filistin’de nüfusun yüzde 5’ini oluşturan Yahudilerin yönetim organı Yahudi Ajansı’nın yöneticileri oldular.
Jabotinsky’nin Filistin’deki Yahudi Lejyonları savaştan sonra ilk Yahudi silahlı örgütüne dönüştüler: Haganah…
Ama “Savunma” anlamına gelen Haganah 1929’daki Arap İsyanı sırasında saldırıda etkisiz kaldığı için eleştirildi.
Jabotinsky, 1931’de Haganah’dan ayrılarak ikinci Yahudi silahlı örgüt olan Irgun’u kurdu.

Irgun’un logosunda Filistin ve Ürdün’ü kapsayan Büyük İsrail haritası vardı ve silahın altında da “Ancak böyle” yazıyordu.

Silahlı Siyonist Yahudi örgütler silahlı eylemlerden önce Nazizm’in yükseldiği Avrupa’daki Yahudileri Filistin’e göç ettirmek için organizasyonlar yaptılar.
Ama göç artınca 1939’da İngiltere Hükümeti, Filistin’e Yahudi göçünü sınırlayan White Papers’ı yayınladı.

White Papers, Yahudi silahlı örgütleri böldü. Haganah ve Irgun militanları İngiliz ve Amerikan saflarında savaşıyordu.
Bu sırada Ze’ev Jabotinsky, 1940 yılında New York’taki Betar’ın silahlı eğitim kamplarını ziyaret ederken 60 yaşında kalp krizinden öldü.
Savaşta İngilizlerin desteklenmesine karşı çıkıp, Almanlar ve İtalyanlarla ittifak kurulmasını savunan Avraham Stern, Irgun’dan ayrılıp yeni ve radikal bir terör örgütü kurdu: Lehi
İngilizler tarafından terör örgütü ilan edilen Irgun’un lideri Stern, iki yıl sonra öldürülünce yerine Yitzhak Yezernitsky geçti.
Ya da Başbakan olduğunda bütün dünyanın öğreneceği adıyla; Yitzhak Şamir.

1942’de Romanya’daki 800’ü aşkın Yahudiyi Filistin’e getirmeye çalışan Struma Gemisi, İngiliz manda yönetimi izin vermediği için Karadeniz’de batırıldı
Olay Yahudi örgütlerini İngiliz manda yönetimine karşı dönmesine neden oldu.

Avrupa’da İngilizler Nazilere karşı savaşırken Filistin’deki silahlı Yahudi örgütleri ise İngiliz mandasına ve Araplara karşı savaş için talimlere başlamıştı.
Haganah bünyesinde terör saldırıları yapmak üzere Palmach adlı yeni bir özel tim kuruldu.
Eski Betar militanı olan Menachim Begin, Filistin’e geldi ve Irgun’un başına geçti. 1944 yılında İngiliz manda yönetimine karşı silahlı isyanı başlattı.

Yeni terör örgütlerinin adını bütün dünya ise 6 Kasım 1944 günü Kahire’de İngiltere’nin Orta Doğu’dan sorumlu Devlet Bakanı Lord Moyne’un iki Lehi militanı tarafından öldürülmesiyle duydu.
Suikast İngiltere’yi şok etti. İki terörist yakalandı ve idam edildi.

Saldırı üzerine Haganah ile Irgun ve Lehi arasında Sezon adı verilen kısa süreli bir iç savaş yaşandı.

Ama örgütler arası iç savaş üç örgütün 1945’de biraraya gelerek Yahudi Direniş Hareketi’ni kurmasıyla bitti.
Hareketin kuruluşunu duyurmak için 1 Kasım 1945’de 1000 silahlı Yahudi militan Filistin’deki demiryolu hattını havaya uçurdu.
Ardından bir terör dönemi başladı.
İngiliz manda yönetimi terör saldırılarına 26 Haziran 1946 günü Agatha adlı dev bir tutuklama operasyonuyla cevap verdi. 2500 Yahudi örgüt militanı tutuklandı, Jewish Agency’nin bütün evraklarına el kondu
Agatha Operasyonu’na cevap 22 Temmuz 1946’da modern çağın ilk büyük terör saldırısıyla geldi.
Bütün dünya gazeteleri ve dünya liderleri olaydan açıklamalarında o günlerde çok da popüler olmayan bir kavramla bahsediyorlardı: “Terör”
91 kişinin öldüğü saldırıyı Menachim Begin liderliğindeki terör örgütü Irgun üstlendi.
Ama David Ben-Gurion’un başında olduğu Haganah da saldırının ilk planlama aşamasında yer almıştı.
Terör kampanyası King David Otel’in bombalanmasıyla bitmedi.
29 Temmuz 1947’de dünya Filistin’den gelen bir fotoğraf karesiyle sarsıldı. Irgun militanları, kaçırdıkları iki İngiliz subayı öldürüp cesetlerini ağaçlara asmışlardı.


Menachim Begin’in liderliğindeki Irgun Nazi yöntemleri kullanmakla suçlandı.
Şok terör saldırısı sonrası Londra’da Yahudilere ait mağazalara saldırılar
Saldırının yarattığı kamuoyu baskısıyla İngiliz hükümeti Filistin’den çekilmeye karar verdi.
BM’de Filistin’de bir Arap ve bir Yahudi devleti kurmayı öngeren Partition Plan kabul edildi.
Bölünme planını Yahudiler kutlarken, Filistinli Araplar isyan etti.
İngilizlerin çekildiği, Araplarla Yahudilerin baş başa kalmıştı.
1947 Aralık’ında 1,6 milyon nüfusu olan Filistin’de 1 milyon Filistinli Arap ve 600 bin Yahudi yaşamaktaydı.
David Ben Gurion ve diğer Yahudi silahlı örgütlerin uzun süredir beklediği andı bu.
1940’ların başından itibaren Ben-Gurion’un talimatıyla Filistin köylerinin havadan fotoğrafları çekilmiş, köylere ziyaretlerle haritaları çıkarılmıştı.
Ben-Gurion’un talimatıyla İngilizlerin Filistin’den çekilmesi sonrası için hazırlanan A,B, C, D planlarından D (Dalet Planı) için düğmeye basıldı.
Planın özeti Yahudilere verilen bölgelerde kalan Filistinlilerin sürülmesiydi
Aralık 1947’de Filistin köylerine saldırılar başladı.
Filistinliler yıllar sonra buna Nakba adını verdiler
Baskınlar dünya medyasında da manşetlere çıkmaya başladı.
18 Aralık 1947 günü Haganah’ın Hisbi köyüne saldırıp beşi çocuk 15 sivil köylüyü öldürmesi New York’un birinci sayfasından verilince Ben-Gurion önce özür diledi, sonra katliam Haganah’ın başarı hikayelerine yazıldı.
Terör saldırılarında sivil, askeri hedef ayrımı yapılmıyordu
Kudüs’te Hristiyan Arap bir ailenin işlettiği Semiramis Hotel’e Haganah’ın terör saldırısında biri bebek 26 insan hayatını kaybetti.
Kudüs, Hayfa, Yafa’daki terör saldırılarıyla onbinlerce insan göçe zorlandı.
Ben-Gurion, sivillerin öldüğü saldırılarla arasına mesafe koyarak Batı medyasını oyalıyordu.
9 Nisan 1948’de Irgun ve Lehi terör örgütü militanlarının Deir Yassin köyünde 107 Filistinli sivili öldürdüğü katliam ise örtbas edilemedi.
Deir Yassin katliamından bir ay sonra yüzbinlerce Filistinlinin köylerinden sürülmesiyle sonuçlanan Nakba’nın mimarı David Ben Gurion, İsrail devletinin kuruluşunu ilan etti.
Dalet Planı ile Nakba’nın emrini veren David Ben Gurion İsrail’in ilk Başbakanı oldu.

Ama İsrail’in kurulması bile Yahudi terör örgütlerini durdurmadı. Terör örgütü Lehi, 2.Dünya Savaşı’nda yüzlerce Yahudi’yi Nazilerin elinden kurtarmış İsveçli diplomat ve BM’nin Filistin arabulucusu Folke Bernadotte’yi öldürdü.
Silah yüklü gemisini devlete teslim etmek istemeyen Menachim Begin’in komutasındaki Irgun militanlarıyla, Haganah ve Palmach militanları arasındaki çıkan çatışmada 19 silahlı militan öldü

Bu olaydan sonra Haganah, İsrail Ordusu IDF’ye dönüştü. Logo bile aynı kaldı.

Dünyada terör listesinde olan Irgun, Herut adıyla partileşti. Yine logo değişmedi.
Irgun’un her yerde aranan terörist lideri Menachim Begin anamuhalefet lideri oldu


Ama terörist olduğunu unutmayanlar da vardı.
Menachim Begin’in Aralık 1948’de ABD’yi ziyareti sırasında aralarında Albert Einstein ve Hannah Arendt’in de olduğu bir grup Yahudi aydın New York Times gazetesinde açık mektup yayınladı

“Günümüzün en rahatsız edici siyasi olaylarından biri, yeni kurulan İsrail devletinde, örgütlenmesi, yöntemleri, siyasi felsefesi ve toplumsal çekiciliği açısından Nazi ve Faşist partilere çok benzeyen bir siyasi parti olan “Özgürlük Partisi”nin (Tnuat Haherut) ortaya çıkmasıdır. Bu parti, Filistin’deki terörist, sağcı, şovenist bir örgüt olan eski Irgun Zvai Leumi’nin üyeleri ve takipçilerinden oluşmuştur.
Terörist parti, eylemleriyle gerçek karakterini ele vermektedir; geçmişteki eylemlerinden, gelecekte ne yapabileceğini tahmin edebiliriz.
Şok edici bir örnek, Arap köyü Deir Yassin’deki davranışlarıdır. Deir Yassin olayı, Özgürlük Partisi’nin karakterini ve eylemlerini örneklemektedir. Yahudi topluluğu içinde aşırı milliyetçilik, dini mistisizm ve ırkçı üstünlükçülüğü bir arada vaaz etmişlerdir.”
Menachim Begin’in Herut Partisi, 1973’de aşırı sağ partilerle birleşerek yeni bir ad aldı: Likud.
1977’de Begin İsrail’in altıncı başbakanı seçildi. Başbakan seçildiğinde hala İngiltere’ye “Terörist” olarak giriş yasağı vardı.
1983’te Likud liderliğini devrettiği yeni Başbakan da eski bir teröristti. Deir Yassin katliamının faillerinden terör örgütü Lehi’nin eski lideri, “ Yitzhak Shamir
1993 yılında Shamir sonrası Likud liderliği için iki isim yarıştı; Menachim Begin’in oğlu Benny Begin ve 44 yaşındaki Benjamin Netanyahu. Shamir, babasını yakından tanıdığı genç Netanyahu’yu desteklemişti

Benzion Netanyahu, Jabotinsky’nin sadık öğrencilerinden biriydi.

Litvanyalı bir Rabbi olan babası İsrail’e taşınınca soyadlarını “Tanrı verdi” anlamında Netanyahu yapmıştı. Oğluna ise Siyon’un Oğlu demek olan Benzion adını vermişti.
Benzion Netanyahu, Betar hareketinin dergi ve gazetelerinde uzun yıllar editörlük yapmış, Jabotinsky’nin özel sekreteri olarak çalışmıştı.
1947 yılındaki BM Partition Planı’na New York Times’a ilanlar verecek kadar Araplardan nefret ediyordu:
Oğullarından İsrail özel kuvvetlerinde asker olan Yonathan Netanyahu, 1976 yılında sosyalist Popular Front for the Liberation of Palestine militanları tarafından Uganda’nın Entebbe şehrine kaçırılan uçaktaki yolcuları kurtarma operasyonunda öldürüldü
Diğer oğlu Benjamin Netanyahu ise önce terör örgütü Irgun’un devamı olan Likud’un lideri, 1996 yılında ise İsrail’in Başbakanı oldu.
Netanyahu, aslında babasının sekreterliğini yaptığı Revizyonist Siyonist Zeev Jabotinsky’nin yolundan gitti.

Irgun’un lideri Menachim Begin’in hayranı oldu.

2006’da King David Hotel’in bombalanmasının 60’ıncı yıldönümü törenlerine katılacak kadar harekete bağlıydı.
İngiliz parlamentosu Netanyahu’yu kınayan bir bildiri yayınlamıştı.
“King David Oteli’nin bombalanmasının 60. yıldönümünün 22 Temmuz 2006 tarihinde olduğunu not eder; bu vahşette 96 kişinin hayatını kaybettiğini ve bunun terör saldırısında ölen İngiliz vatandaşlarının sayısının en yüksek olduğu olay olduğunu hatırlatır; bu olayı anmak için Kudüs’te bir etkinlik düzenlendiğini ve eski Başbakan Binyamin Netanyahu da dahil olmak üzere Knesset’in önde gelen üyelerinin bu etkinliğe katıldığını belirtir; terörizmi kayıtsız şartsız kınar”
Netanyahu, zannedildiği gibi bir pragmatist sağcı politikacı değil.
Büyük İsrail fikrini babasından miras almış fanatik bir revizyonist Siyonist.
Bugün de Jabotinsky’nin, Begin’in ve babasının Siyonist hayallerini gerçekleştiriyor.
Yani karşımızda sadece uluslararası hukuk dinlemeyen bir devlet değil, o devleti ele geçirmiş kökleri terör örgütlerine giden aşırılıkçı fikirler de var.
Ve bu aşırılıkçı fikirlerin yolu İstanbul’dan da geçmişti.
Şüphesiz tarih selefleri Begin, Şamir gibi Netanyahu’nun adını da İsrail’in terörist Başbakanları arasında yazacak.