İş insanı, sivil toplum aktivisti Osman Kavala’nın tutuklanmasının üstünden tam 1000 gün geçti. Gezi Davası’ndan beraat etmesine, iki kez tahliye kararı almasına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) hak ihlali tespitine rağmen 1000 gündür Silivri Cezaevi’nde tutulan Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra ve davanın avukatları bir basın toplantısıyla bu 1000 günü değerlendirdi.
Boğaziçi Üniversitesi hocalarından Prof. Ayşe Buğra, bu 1000 günü işkenceye benzetti ve şöyle dedi:
“Ben bütün bu yaşananları akıl ve mantık çerçevesinde yorumlayamıyorum. Bunlar Türkiye’de gerçekliğin kaybolduğunu düşündürüyor. Bu gördüğümüz şeyler bunun yargıdaki yansımaları. Bu ortamda makul şüphe, kanıt gibi kavramlar anlamını kaybetti. 1000 gündür özgürlüğünden yoksun olan Osman Kavala ne yapmış diye somut fiillere dayanan bir cevap yok. Bununla birlikte bu soruyu önemli bulmayan, ‘mutlaka bir şey yapmıştır da tutuklanmıştır’ diye düşünen bir kesim de var. Tutuklamalar sürecinde yaşanan acayiplikler böyle bir ortamda oluyor. Eşimin 1000 günlük tutukluluk sürecinde bazı medya organlarında asılsız ve kişiliğe saldırı niteliğinde haber ve yorumlarla karşılaştık. Bizim yaptığımız hukuki girişimler de sonuçsuz kalıyor. Bunlar toplumsal huzur ve refah açısından son derece zararlı. Bizim hayatımızdan çalınan 1000 günün telafisi imkânsız. Eşimin annesi oğlunu bir daha görüp göremeyeceğini düşünüyor. Yargı sürecinin acayipliklerinden rahatsızlık duymayanlar vicdani rahatsızlık duyarlar mı bilmiyorum. 1000 gün işkence süreci haline geldi.”
“Hukuki oyunlar oynanmıştır”
Basın toplantısında konuşan Kavala’nın avukatlarından Prof. Dr. Köksal Bayraktar hukuken oyunlar oynandığını söyleyerek süreci anlattı:
“Her şey 18 Ekim 2017 tarihinde başlıyor. Bu tarihte Osman Kavala Antep’ten uçakla geldiği İstanbul’da, havaalanında gözaltına alınır. 13 gün içinde önce gözaltı sonra uzatılan gözaltı süresi, 58 gün süren sorgulama, savcı önüne çıkarılmama ve sonra tutuklama… Bundan sonra hukuken adeta oyunlar oynanmıştır. Kavala için iki itham var: Anayasal düzeni zorla, cebirle ortadan kaldırmak ve hükümetin görevini yapamaz hale getirmek. 15 ay sonra iddianame tanzim edildi. Bu iddianameyle süren yargılama 18 Şubat 2020’de beraat ve tahliye kararıyla sona ermiştir. Bu tahliye kararından sonra Osman Bey’in evine gitmesi gerekir. Ama böyle olmadı. Osman Bey hakkında yeniden aynı gece yeni bir gözaltı kararı çıkmıştır. 20 Mart 2020 tarihinde devlet bu sefer tutuklama kararını değiştirdi ve yepyeni bir madde ortaya çıkardı: Casusluk suçu! Yargı organları maalesef ceza kanununun birbirinden ağır 3 maddesi etrafında dolaşarak o olmazsa diğer suç demiştir.”
“Siyasetin yargıya müdahalesi ‘otoyola’ dönmüş durumda”
Peki, hapishanede 1000 günü tamamlayan Osman Kavala ne diyor? Kavala, kendisini ziyaret eden CHP milletvekili Utku Çakırözer vasıtasıyla düşüncelerini paylaştı:
“1000 gündür belgesiz, dayanaksız zorla özgürlüğüm elimden alındı. Bugün Türkiye’de adaletsizlik, hukuksuzluk girdiğim günden çok daha yaygınlaşmış durumda. Hiçbir iyileşme gözükmüyor. Siyasetin yargıya müdahalesinde FETÖ’cüler bir ‘stabilize yol’ açmıştı. Şimdi bu yargıya müdahale ‘otoyola’ dönüşmüş durumda. Tam 1000 gündür buradayım. Hakkımda açılmış üç soruşturmanın hiçbiri hukuken beni burada tutmaya yetmiyor. Zincirleme dosyalarla tutukluluğum sürdürülmeye çalışılıyor. En üzücü yanı ise cezaevine girdiğimden bu yana adaletsizlik konusunda, hukuksuzluklar konusunda hiçbir iyileşme gözükmemesi. Gazeteciler, siyasiler, aydınlar içeride. Hukuksuzluk yaygınlaştı. Yargıdaki siyasetin etkisiyle davranma alışkanlığı iyice arttı. 12 Eylül döneminde bile yargıya bu kadar müdahale yoktu. Siyasetin yargıya müdahalesinde FETÖ’cülerin yaptıklarına ‘stabilize yol açmak’ dersek, şu anda bu müdahale ‘otoyol’ oldu. Yargı reformuna rağmen hukuksuzluğun sürmesi, yaygınlaşması Türkiye’nin geleceği açısından ümit kırıcı.”
“Casusluk suçlaması: Ne bilgi, ne de belge var”
Kavala, hiçbir belge ve dayanak olmadan sadece kendisinin değil, gazetecilerin ve siyasetçilerin de zorla içeride tutulduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Sadece kendi yargı sürecime baktığımda ülkede hukukun niteliğinin ne kadar kötüleştiğini görmek çok üzücü. İlk iki dosyadan beraat ve tahliye çıkınca AİHM’in ihlal kararlarını dolanmak, gereğini yapmamak için üçüncü dosyayı yarattılar. Orada da ortada iddianame yok. Casuslukla suçlanıyorum. Ama bunun için bir bilgi edinme ve bu bilgiyi aktarmam gerekiyor. Ama ortada ne bilgi var, ne de belge var. Ne de aktarım var. Tamamen beni içeride tutmak için yaratılan bir dosya.”
Peki bu 1000 günde neler yaşanmıştı.
İşte Osman Kavala’nın Türkiye hukuku ile imtihanı, o 1000 günün hikâyesi:
18 Ekim 2017
Osman Kavala gözaltına alındı.
25 Ekim 2017
Gözaltı süresi bir hafta uzatıldı.
31 Ekim 2017
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde sorgusu yapıldı.
1 Kasım 2017
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ifade alınmaksızın tutuklamaya sevk edildi. İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından TCK’nin 309 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan tutuklama kararı verildi.
6 Kasım 2017
Cezaevi görüşlerinde avukat kısıtlamasının kaldırılması talebi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruldu.
8 Kasım 2017
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama kararına itiraz edildi.
28 Aralık 2017
Tutukluluk incelemesinin duruşmalı yapılması ve yapılacak inceleme sonucu tahliye kararı verilmesi talepli dilekçe sunuldu.
29 Aralık 2017
Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru yapıldı.
23 Ocak 2018
Tutukluluk incelemesine ilişkin yapılan başvurular toplu olarak reddedildi.
1 Şubat 2018
Tahliye taleplerinin reddine ilişkin karara itiraz edildi.
5 Şubat 2018
İtirazın reddine karar verildi.
17 Şubat 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
8 Mart 2018
Osman Kavala cezaevi vasıtasıyla tahliye talebinde bulundu.
19 Mart 2018
Tahliye talebinin reddine karar verildi.
18 Nisan 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
27 Nisan 2018
Osman Kavala hakkında verilen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin kararları ve tutanakları talep eden dilekçe verildi.
27 Nisan 2018
Anayasa Mahkemesi’nin 12 Nisan 2018 tarih 2016/15637 sayılı Erdal Tercan kararında tutukluluk incelemesinin duruşmalı olarak yapılmamasının hak ihlali olarak nitelendirildiği de belirtilerek; tutukluluk incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talepli dilekçe verildi.
16 Mayıs 2018
Duruşma yapılmaksızın “dosya üzerinden” tutukluluk halinin devamına karar verildi.
21 Mayıs 2018
Osman Kavala’nın soruşturma dosyasının, dosyada yer alan ve hiçbir irtibat bulunmayan şüphelinin/şüphelilerin dosyasından tefrik edilmesi (ayrılması) talepli dilekçe sunuldu.
7 Haziran 2018
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruldu.
11 Haziran 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
3 Ağustos 2018
Osman Kavala’ya ve özel müdafiilerine haber verilmeksizin, İstanbul Barosu’ndan avukat atanmak suretiyle yapılan duruşmalı tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
9 Ağustos 2018
Usule ve yasaya aykırı şekilde yapılan duruşmalı tutukluluk incelemesi neticesinde verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin karara itiraz edildi.
23 Ağustos 2018
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mahkeme İçtüzüğünün 41. maddesi uyarınca Osman Kavala’nın başvurusunun öncelikli olarak değerlendirilmesi talebini kabul etti.
31 Ağustos 2018
Osman Kavala’nın soruşturma dosyasının, dosyada yer alan ve hiçbir irtibat bulunmayan şüphelinin/şüphelilerin dosyasından tefrik edilmesi (ayrılması) ve hakkında tahliye kararı verilmesi talepli dilekçe sunuldu.
31 Ağustos 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
28 Eylül 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
26 Ekim 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
24 Kasım 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
21 Aralık 2018
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
18 Ocak 2019
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
15 Şubat 2019
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
19 Şubat 2019
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İddianame düzenlendi.
5 Mart 2019
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tensip zaptı (duruşma hazırlık tutanağı) düzenlendi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. İlk duruşma tarihi olarak 24 Haziran 2019 günü, duruşma yeri olarak ise Silivri Yerleşkesi bildirildi.
13 Mart 2019
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne verdiği cevap tebellüğ edildi.
1 Nisan 2019
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Anayasa Mahkemesi’ne verdiği cevap tebellüğ edildi.
2 Nisan 2019
Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluk halinin devamına karar verildi.
15 Nisan 2019
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Anayasa Mahkemesi’ne verdiği cevaba karşı cevap verildi.
19 Nisan 2019
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği cevaba karşı cevap verildi.
30 Nisan 2019
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutukluluk incelemesi duruşmalı olarak yapıldı. 1 Kasım 2017 tarihindeki tutuklama kararı sonrasında ilk kez Osman Kavala’nın avukatları duruşmaya davet edildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
22 Mayıs 2019
Anayasa Mahkemesi, Osman Kavala’nın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin yapmış olduğu bireysel başvuruyu 5’e karşı 10 oy ile reddetti.
Osman Kavala’nın hakkının ihlal edildiği yönünde karşıoy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Başkan Yardımcısı; Gezi Protestolarının Osman Kavala tarafından finanse edildiğine, Gezi Protestolarının hükümeti devirmek amacıyla gerçekleştiğine ilişkin dosyada ikna edici herhangi bir delil olmadığını belirtti.
24 Haziran 2019
Silivri Kampüsü’nde görülen celsenin ilk gününde Osman Kavala’nın sorgusu yapıldı.
25 Haziran 2019
30. Ağır Ceza Mahkemesi, Başkanın “suçun vasfının değişme ihtimali” belirtilerek tahliye edilmesi gerektiğine ilişkin karşı oyuna rağmen Osman Kavala’nın oy çokluğu ile tutukluluk halinin devamına, bir sonraki duruşmanın 18-19 Temmuz 2019 tarihinde Silivri Kampüsü’nde görülmesine karar verdi.
11 Temmuz 2019
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yayımladığı yetki kararnamesiyle, davanın ilk duruşmasında vekaleten heyete başkanlık eden ve Kavala hakkındaki tutukluluğunun devamı kararına şerh koyan Mahmut Başbuğ 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na getirildi.
18 Temmuz 2019
30. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala’nın oy çokluğu ile tutukluluk halinin devamına, bir sonraki duruşmanın 8-9 Ekim 2019 tarihinde Silivri Kampüsü’nde görülmesine karar verdi.
29 Temmuz 2019
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yayımladığı yetki kararnamesiyle 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci bir heyet oluşturuldu ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davaya bakan heyet, ikinci heyete kaydırılarak dosyadan alındı.
8 Ekim 2019
30. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala’nın oy birliği ile tutukluluk halinin devamına, bir sonraki duruşmanın 24-25 Aralık 2019 tarihinde Silivri Kampüsü’nde görülmesine karar verdi.
9 Ekim 2019
Gezi Parkı olaylarına ilişkin 8 Ekim 2019 Salı günü İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasında Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesinin ardından Kavala’nın avukatları tarafından bilgilendirme ve değerlendirme toplantısı düzenlendi.
11 Ekim 2019
Osman Kavala 2017/96115 soruşturmalı dosyada yer alan TCK 309. maddede düzenlenen Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan re’sen tahliye edildi.
10 Aralık 2019
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.1, 5.4 ve 18. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, tutukluluğun bir hak ihlali olduğuna ve Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına karar verdi. 30.Ağır Ceza Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 10 Aralık 2019 tarihli kararında belirtilen, Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına ilişkin kararını hiçe sayarak oy birliği ile Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme bir sonraki duruşmanın 28 Ocak 2020 tarihinde Silivri Kampüsü’nde görülmesine karar verdi.
25 Aralık 2019
24 Aralık 2019 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasında Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesinin ardından Kavala’nın avukatları tarafından bir açıklama yayınlandı.
28 Ocak 2020
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 10 Aralık 2019 tarihli kararında belirtilen, Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına ilişkin kararını bir kez daha hiçe sayarak oy birliği ile Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme bir sonraki duruşmanın 18 Şubat 2020 tarihinde Silivri Kampüsü’nde görülmesine karar verdi.
18 Şubat 2020
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda Gezi Davası olarak bilinen 2019/74 Esas sayılı dosyada oy birliği ile Osman Kavala’nın BERAATİNE karar verildi.
18 Şubat 2020
Osman Kavala hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından daha önce re’sen tahliye kararı verilen 2017/96115 sayılı soruşturma kapsamında gözaltı kararı verildi.
18 Şubat 2020
Osman Kavala, Silivri Cezaevi’nden çıkmadan gözaltına alındı.
19 Şubat 2020
Osman Kavala Emniyet’te ve Savcılık’ta sorgulanmadan tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.
19 Şubat 2020
İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği Osman Kavala hakkında daha önce Savcılık tarafından re’sen tahliye kararı verilen soruşturmada TCK’nin 309. maddesi uyarınca yeniden tutuklama kararı verdi.
25 Şubat 2020
İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin vermiş olduğu tutuklama kararına; 1. yargı paketi ile kanunlaşan soruşturma aşaması için azami tutukluluk süresi olan iki yıllık sürenin dolduğu, AİHM’in ihlal kararının tutuklamaya konu suçlamayı da kapsadığı, tutuklama kararında yer alan ve Osman Kavala’nın Henri Barkey ile bir araya geldiği iddia edilen günlerde; Osman Kavala ve Henri Barkey’in farklı şehirlerde olduğu ve bu hususun 2017 senesinde yapılan Emniyet Sorgusu’nda sabit olduğu, tutuklamaya gerekçe olarak gösterilen kaçma şüphesine ilişkin hiçbir delil ileri sürülemediği, Gezi Protestolarından dört sene, Darbe Girişiminden bir sene sonra 2017 senesinde gözaltına alınan Osman Kavala’nın kaçma şüphesinden söz edilemeyeceği gerekçe gösterilerek itiraz edildi.
9 Mart 2020
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, hakkında daha önce TCK’nin 309. ve 312. maddeleri uyarınca tutuklama kararı verilen, sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen tahliye kararı verilen, sonra TCK’nin 309. maddesi uyarınca tekrar tutuklama kararı verilen Osman Kavala hakkında bu kez TCK’nin 328. maddesi uyarınca casusluk suçlamasıyla yine aynı soruşturma dosyası (2017/96115) kapsamında tutuklama kararı verdi. Osman Kavala’nın tutuklama kararı öncesinde emniyette ya da savcılıkta ifadesi alınmadı. Osman Kavala bu kez Adliye’ye dahi getirilmeden tutuklandı.
9 Mart 2020
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın tutukluluğu hakkında vermiş olduğu hak ihlaline ilişkin karara Adalet Bakanlığı tarafından itiraz edildi.
13 Mart 2020
Osman Kavala’nın avukatları tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne İç Tüzüğün 9.1. maddesi uyarınca AİHM’in Osman Kavala hakkında vermiş olduğu hak ihlali ve derhal tahliye edilmesine dair kararın uygulanmadığına ilişkin dilekçe sunuldu.
20 Mart 2020
Osman Kavala TCK 309. maddede düzenlenen Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan bir kez daha re’sen tahliye edildi.
7 Nisan 2020
İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafıdan dosya üzerinden yapılan tutukluluk incelemesi neticesinde Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
9 Nisan 2020
Osman Kavala’nın avukatları tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na TCK’nin 328. maddesi uyarınca casusluk suçlamasından tahliye kararı verilmesi talep edildi.
4 Mayıs 2020
Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devam etmesinin hak ihlali olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunuldu.
12 Mayıs 2020
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu hak ihlaline karşı yaptığı itiraz reddedildi. Osman Kavala’nın tutuklanmasının hak ihlali olduğu ve siyasi amaçla gerçekleştiği kesinleşti.
19 Mayıs 2020
Osman Kavala’nın avukatları tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na TCK’nin 328. maddesi uyarınca casusluk suçlamasından tahliye kararı verilmesi talep edildi.
25 Mayıs 2020
Osman Kavala’nın avukatları tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne İç Tüzüğün 9.1. maddesi uyarınca AİHM’in Osman Kavala hakkında vermiş olduğu hak ihlali ve derhal tahliye edilmesine dair kararın uygulanmadığına ilişkin 12 Mayıs 2020 tarihinde AİHM kararının kesinleştiği de belirtilerek ek dilekçe sunuldu.
28 Mayıs 2020
Osman Kavala’nın avukatları tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na TCK’nin 328. maddesi uyarınca casusluk suçlamasından tahliye kararı verilmesine ilişkin talep İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi.
25 Mayıs 2020
Osman Kavala’nın avukatları tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne İç Tüzüğün 9.1. maddesi uyarınca AİHM’in Osman Kavala hakkında vermiş olduğu hak ihlali ve derhal tahliye edilmesine dair kararın uygulanmadığına ilişkin 12 Mayıs 2020 tarihinde AİHM kararının kesinleştiği de belirtilerek ek dilekçe sunuldu.