Özgür Özel, Medyascope’a konuştu:
“Devlet Bey’in oldukça sert, benim asla bir muhataba kullanmayacağım kadar hâlâ sert olsa da belli mesajlarında, kendi ölçütü içinde bazı kelimeleri özenle seçtiğini, bazı satır arası mesajları verdiğini görüyorum. Ama bu bir siyasi taktik mi? Siyasi hamle mi? Yoksa bir başka adım ve arayış mı? Bunu bilmiyorum. Aslında Türkiye’de siyaseti takip eden herkes de Devlet Bey ve AK Parti arasında bir uyumsuzluk olduğunu görüyor.”
“Devlet Bey bir erken seçiminin önünü açacaksa, o konuda son derece açığım”
“Ama siyasi fal bakar gibi, siyasi müneccimliğe soyunmak benim pozisyonum açısından müsait değil” ifadelerini kullanan Özel şöyle devam etti:
“Bu kadar sıkıntı varken, bu ülkeyi bir erken seçime götürme ve sonrasında da bu ülkenin Anayasa’ya, hukuka uygun, Anayasa’nın ilk dört maddesine sadık ve CHP’nin de altı okuna halel getirmeyecek şekilde yönetilmesi noktasında, Devlet Bey bir erken seçiminin önünü açacaksa ben o konuda son derece açığım.”
“Bu ülkede iktidar el değiştirecek, Devlet Bey adım atacaksa kapımı kapalı tutmam”
“Benim söylemim değil, bütün geçmiş yaşamım ona bir teminattır. Bu ülkede iktidar el değiştirecek. Bu iktidarın el değiştirmesinde eğer, bu kötüye gidişat yerine bir seçim ve arkasından çok daha güçlü bir yönetim istiyorsa, Devlet Bey bu konuda bir adım atacaksa ben ona kapımı kapalı tutmam. Bu kadar net.”
“Kürtleri dışlayarak bir gelecek kuramayız”
Kürtleri ya da diğer siyasi partileri dışlayarak bir gelecek kuramayız. Öyle eski tüketilmiş Altılı Masa’lardan bahsetmiyorum. Muhalefetin minimum müştereklerde birleşip, ortak mücadele vermesinden bahsediyorum. Böyle bir mücadelenin içinde olmak istiyoruz.”
“Tayyip Bey bir takvim içinde erken seçime gitmeyi düşünüyorsa, o takvimi konuşabiliriz”
“Devlet Bey de bu kadar yokluk, yoksulluk varken, bu ülkenin önünü açmak istiyorsa, Devlet Bey’e de kapımız açık. Tayyip Bey bir takvim içinde erken seçime gitmeyi düşünüyorsa o takvimi de konuşabiliriz. Ben gelecek sene kasımı söylemiştim. Ama bir erken seçim artık kaçınılmaz. Bunun çağrısını yapıyoruz. Biz Türkiye’de demokratik standartları yüksek bir seçimle iktidarı devralmak istiyoruz. Sonrasında da hukuka uygun davranmak istiyoruz.”
“Devlet Bey ya taktik yapıyor ya da teknik hata yapıyor”
“Devlet Bey ya taktik yapıyor ya da teknik hata yapıyor. Taktik yapıyorsa kendi bileceği iş ama teknik doğru değil. Dünyada çatışmalı süreçlerin nasıl çözüldüğü belli. Gerçekten evrensel kazanımlar var bu konuda. Orada artık insanlar bunu satır satır yazmışlar. İşte müzakerelerden önce bir ön müzakere dönemi. Sonra karşılıklı mutabık kalınan jestlerin gerçekleştirilmesi. Daha sonra üzerinde mutabık olunmayan jestlerin karşılıklı yapılması. Sonra müzakerenin sürdürülmesi, sonuç evresi, takip evresi. Burada da bir sürü mekanizma var.”
Bahçeli’nin Öcalan çağrısına benzetme: “‘Apandisit ameliyatını Vikingler gibi yapacağız’ diyor”
“İnsanlık üç bin beş yüz yıldır ameliyat yapıyor. Son geldiğimiz noktada apandisitin alınması gerekiyorsa önce tahliller, tomografi, ultrason. Bir moral iğnesi yapıyorlar. Sonra her ihtimale karşı bir oksijen veriyorlar. Ondan sonra destek. Biraz uyuşturuyorlar. Sonra üç kesi yapıyorlar. Özel bir şekilde patlak apandisiti güzelce alıyorlar ve yüzde 100 başarılı. Devlet Bey diyor ki ‘Apandisit ameliyatını Vikingler gibi yapacağız. Kamayı saplayacağız, sonra elimi sokacağım, o apandisiti kendim çekip alacağım oradan.’ E patlayacak, hasta da ölecek. Bu denenmiş, şu anda insanlar Vikingler gibi apandisit ameliyatı yapmıyor artık. O yüzden Devlet Bey’in önerdiği yöntem olmuyor.”
“Terör örgütlerinin başına ‘Meclis’te konuş’ deyip de terörü çözebilen bir ülke yok”
“Yani terör örgütlerinin başlarına ‘Gel Meclis kürsüne çık, konuş ve bu iş bitsin’ deyip de terörü çözebilen bir ülke yok. Ama bu terörün sebebi neydi? Biz buraya neden geldik? Hangi yanlışları yaptık? Elbette haklıyız, ülkemizi böldürmek istemiyoruz. Elbette acımız çok. ‘Bu sorunu nasıl çözeriz’ diyen, öncesinde bir müzakere götüren, sonrasında şeffaf, adil ve hesap verebilir meşru zeminler yaratan, genelde parlamento olan bu zeminde bunu yapan, sonrasında toplumsal mütabakata varan bir süreç.
“‘Biz bunu yapıyoruz. Silah bırakılacak. Örneğin şunlar, şu cezasını çekecek, bunlar şiddete karışmamış olanlara bir kovuşturma yapılmayacak. Şu unsurlar ülkeyi terk edecek. Karşılığında da şu demokratik kazanımlar elde edilecek.’ Şehit annelerinin de gazilerin de rızasını alan, Kürt siyasi hareketinin de mutabık olduğu, ana muhalefetin de, iktidarın da içinde olduğu, kimsenin kimseye karşı siyasi bir istismar yapmayacağı bir zemin yaratırsan oluyor. Bu işte en modern apandisit ameliyatı. Hasta da kurtuluyor, her şey halloluyor.”
“Devlet Bey kendince bir ütopyanın peşinde, ne örgütü ne ittifak ortağı arkasında”
“Bizim maalesef bugün gördüğümüz noktada Devlet Bey kendince bir ütopyanın peşinde. Ya bir taktik yaptı, Erdoğan’a olmazı göstermek istedi, bu da bir ihtimal dahilinde. Ya da Devlet Bey bir teknik hata yapıyor. Bundan da sonuç almak mümkün olmaz. Onun için her hafta ‘Sözlerimin arkasındayım’ diyor. Ama ne örgütün arkanda, ne toplumsal bir destek var. E ittifak ortağın da arkanda değil. Sözde Devlet Bey’e bir iki övgü var ama demiyor ki ‘Devlet Bey’in dediği yöntemle çözelim.’ Bekliyor, herkes bekliyor. Bizim burada sorumlu ama kararlı bir siyaset anlayışımız var. Kendi çizgimiz çok belli.”
“Normalleşme meselesinde algıyla olgu yer değiştiriyor”
“Bu normalleşme meselesinde algıyla olgu yer değiştiriyor. Gerçekten kötü niyetli birtakım yakıştırmalar, sanki gerçekmiş gibi algılanıyor. Ona üzülüyorum. Normalleşmenin kendisi şu, siyasi muhataplarla ilişki kurmak gerektiğinde görüşmek ve onlarla sert kişisel kavgalar yerine siyasi kavgalar vererek onun da seçmenine seslenebilmek. Yani normalleşme aslında Tayyip Erdoğan’ı aşarak AK Parti’lilere konuşabilmek. Devlet Bahçeli engelini, bariyerini aşarak MHP’lilere konuşabilmek. Bunun da yolu gerçek siyaset yapmaktan, ülkenin gerçek gündemleri içinde kalmaktan geçiyor.”
“AK Parti de 31 Mart’taki oyunun gerisinde”
“Seçim gecesi seçmen AK Parti’ye tarihi bir ceza verdiği halde aramızdaki oy farkı 2,28 puan. Yani varıp da AK Parti’ye 20 puan fark atmadık ki. Biz aldık ama onlar da aldı. AK Parti de 31 Mart’taki oyunun gerisinde. AK Parti de yüzde 37 almıyor ki, 30-29 alıyor.”
“Tayyip Bey’in yaptıkları normal değil, bununla normalleşmem savaşırım”
“Anıtkabir’de, şehit cenazesinde birbirinin yüzüne bakmayan, el sıkışmayan pozlar oluyordu. Hani özel bir gayret için değiliz ama denk gelirse el sıkışıyoruz. Bu, kişinin şahsından ve makamından çok onu seçenlere saygı. Bunun sahada karşılığı var. ‘İyi yapıyorsunuz’ diyorlar. Ama Tayyip Bey’in yaptıkları normal değil. Yani şu anda bu kayyum politikası normal değil. Bununla normalleşmem, bununla savaşırım, itiraz ederim. Ya da etki ajanlığını getirmek normal değil. Ben onu normale davet ederkenki normalleşme kelimesiyle, bugün bana itiraz ediyorlar.”