Sahip olduğu küçükbaş hayvan varlığı ile bölgenin kırmızı et tedarikçisi konumunda olan Van’da hayvancılık çökmüş durumda. Yakın döneme kadar yurt içi ve yurt dışına tonlarca et ve canlı hayvan sevk eden kentte birçok nedenden dolayı kan kaybeden hayvancılık, artan maliyetlerin ardından bitme noktasına geldi.
1990’lı yıllara kadar Türkiye’deki koyunların yüzde 5,34’ü (1.904.920) sığırların yüzde 1,5’i (150.020) Van’da bulunuyordu. Küçükbaş hayvancılığında eski potansiyelini kaybetse de son üç yıla kadar ülke birinciliği vasfını koruyabilen Van 37 milyon 276 bin olan ülke varlığının 2 milyon 505 binini barındırıyordu.
Van’ı 2 milyon 191 bin başla Konya ve 1 milyon 969 bin başla Şanlıurfa izliyordu.
Ancak şu anda tablo tersine dönmüş durumda. Son yıllarda uygulanan mera ve yayla yasağı ile sınır uygulamaları sonucunda hayvancılık Van’da iyice güç kaybetti. Bu, il için aynı zamanda büyük bir işsizlik anlamına geliyor.
Van canlı hayvan pazarı önceki yıllara göre sakin görünüyor, besiciler mevcut kalabalığın ise ‘kuru kalabalık’ olduğunu söylüyor.
Öyle ki kentin nüfusu 2011’deki depremden sonra ilk kez azaldı.
İstatistiklere göre, 2020’de 1 milyon 149 bin olan nüfus, 2021’de 1 milyon 141 bine düştü. En son 2011 depreminden sonra büyük bir göç veren kentin nüfusu 2012’de düşüş göstermiş ve o tarihten sonra kent nüfusu yükselme eğilimi göstermişti.
Yıllar sonra baş gösteren bu göçün başat nedeni olarak tarım ve hayvancılığın gerilemesine bağlı olarak köyden kente doğru gerçekleşen göç gösteriliyor.
Ancak bölgedeki önemli bir kesim hâlâ hayvancılık yapmakta ısrarcı.
Uzun yıllardır yaşanan olumsuzluklara rağmen sektörde kalmayı başarabilen besiciler, şu sıralar artan maliyetler ve satışların azlığından şikâyetçi.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala kentteki canlı hayvan pazarına yaptığımız ziyarette besicilere mikrofon uzattık.
Besiciler, ülkedeki diğer hayvancılar gibi artan maliyetlerden ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikalardan dert yanıyor.
“Hayvancılık artık yapılabilir bir iş değil”
Canlı hayvan veya kırmızı ete yüzde 50 oranında zam yapıldığını kaydeden besiciler, yem ve yakıt fiyatlarındaki artışın ise yüzde 300’ü aştığını söylüyor ve hayvancılığın artık kendileri için ‘yapılabilir bir iş olmadığını’ ekliyor.
Besiciler, son yıllarda İran üzerinden canlı hayvan ithalinin başladığını kaydediyor.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşmanın kazandırmadığını düşünen besiciler, yıllardır yaptıkları bu işi bırakmak zorunda kalmaktan endişe duyuyor.
Besicilerle kurbanlık almak isteyen yurttaşlar arasında sıkı pazarlıklar yapılıyor.
“Gençler boş, ev lazım düğün lazım ama…”
Uğur Kay isimli besici, artan fiyatlardan örnekler verdikten sonra kimsenin bu sektörde kalmaya devam edemeyeceğini söylüyor:
“Besicilik 2015 yılından bu yana bitme noktasına geldi. Şu an yüzde 10’a düşmüş, bayramdan sonra da tamamen bitebilir. Maliyetler arttı, 3 torba yem 1000 TL olmuş. Arpa sezonu olmasına rağmen Arpa 7bin 500 TL olmuş. Yılbaşından sonra 12 bin TL’yi bulur. Artık kimse hayvan besleyemez. Kaldı ki Van hayvancılık merkeziydi. Artık bu para etmiyor. Gençler boş, ev lazım düğün lazım ama para kazanamıyor buradan.”
Kay, yaşananları uygulanan yanlış politikalara bağlıyor ve şöyle devam ediyor:
“Yanlış politikalar sonucu buralara varıldı. Arpayı kooperatifler üzerinden fabrikalara verdiler yem fiyatları düşsün diye. Tam aksine yemin fiyatları iki misli arttı. Besici bundan faydalanamadı. Yem girdileri oldukça arttı. Öte yandan geçtiğimiz sene bir kilo eti 55 TL’ye alabiliyordu vatandaş. Bu yıl bu 95 TL’ye çıkmış. Etteki fark buyken geçen sene 2 bin 500 TL’ye aldığımız arpanın fiyatı bu yıl 7 bin 500 TL. Etin bugün kilo fiyatı 150 TL civarında olmalıydı ama bu haliyle faturasını ödeyemeyen vatandaş nasıl et alsın veya kurban kessin?
“Gelen yüz kişiden 3’ü hayvan alıyor. Geçen sene biz bu vakte kadar otuz kadar kurbanlık hayvan satmışken bu yıl şimdiye kadar üç hayvan satabildik. Mal olduğu gibi duruyor. Gelenler kuru kalabalıktan ibaret.”
Uğur Kay- Besici
Aksu: “Hayvan fiyatlarına yüzde 50, yem fiyatlarına yüzde 300 zam geldi”
32 yaşındaki Emrah Aksu isimli besici de Kay gibi fiyatların artışına değiniyor ve zararına yaptıkları bu işi bırakacağını söylüyor:
“Geçen seneye oranla satış fiyatlarında yüzde 50 gibi bir artış varken yem fiyatlarında yüzde 300 civarlarında bu. Buradaki politikayı anlayamadık. Şu an zarar ediyoruz. Kurban Bayramından sonra bu işi yapmayı düşünmüyoruz. Ne işi yapabileceğimi bilmiyorum ama bu işi yapamıyoruz artık. Harman yapacak yakıtı da alamıyoruz, nasıl besleyeceğiz?”
63 yaşındaki besici: “Bu işi bırakıp inşaata gideceğim”
“7 gündür buradayım, 14 koyunum var daha bir tanesini satamadım. Bu yaşımla gideceğim inşaatta çalışacağım ama bu işi bırakacağım.”
Bu sözler de 63 yaşındaki besici Mehmet Emin Gencer’e ait. Birkaç küçük baş hayvanı ile bekleyen Gencer de diğer besiciler gibi yem ve yakıt fiyatlarındaki artıştan ve alım gücünün düşüşünden dert yanıyor:
“Geçinemiyoruz. Bir koyunun fiyatı şu an 1500 TL ancak bir torba unun fiyatı da 500 TL’yi buldu. Hepimiz perişanız. Arpayı geçtiğimiz yıl 3 TL’ye alırken bu yıl 7 TL olmuş. Saman yine öyle. Bu işi yapamıyoruz, terk edeceğiz. Mazot 31 TL olmuş ancak hayvan fiyatları artmadı ki. Alan da yok gerçi. Geçen sene alan vardı ancak bu yıl hiç yok.’’