Ana SayfaDış HaberPermafrosttan çıkan 44 bin yıllık kurt mumyası araştırmacıları neden heyecanlandırdı?

Permafrosttan çıkan 44 bin yıllık kurt mumyası araştırmacıları neden heyecanlandırdı?

Küresel iklim krizi etkisini günden güne daha fazla hissettiriyor. Dünya genelinde ölçülen sıcaklıklar her gün yeni rekorlar kırıyor.

İklim krizinin sonuçlarının en net görüldüğü yerler ise yüksek enlemler yani kutup ve kutup altı bölgeleri. Buralarda asırlardır donmuş halde bulunan topraklar (permafrost) hızla çözünüyor. Bu da insanlığı her gün yeni bir bilinmezlikle karşı karşıya bırakıyor.

Örneğin 2021 yılında, Rusya’nın Yakutistan bölgesinde yaşayanlar, çözünmüş permafrostta mumyalaşmış halde bir kurt cesedi buldu. Aşağı yukarı 44.000 yıllık olduğu tahmin edilen mumya, bilim insanları için çok ilginç araştırmaların kapısını araladı.

Şimdilerde, Yakutistan’da bulunan Kuzey Doğu Federal Üniversitesi’nden araştırmacılar, söz konusu kurt mumyasını inceleyip hayvanla ilgili daha fazla bilgi edinmeye çalışıyor.

Pleistosende yani Buz Devri’nde yaşamış olan kurdun dişleri ile kürkünün önemli bir kısmı sapasağlam duruyor. Hayvanın iç organlarının bir kısmı da halen yerinde.

Alberta Üniversitesi’nden antropolog Robert Losey, parçası olmadığı araştırmayı Business Insider için “Gerçekten şoke edici” sözleriyle değerlendirdi. Losey, “Bugüne kadar bulunmuş tek eksiksiz yetişkin Pleistosen kurdu bu ve sadece bu keşif bile gerçekten kayda değer ve tamamıyla benzersiz” ifadelerini kullandı.

Bu şekilde iyi korunmuş bir hayvan mumyasından öğrenebileceğimiz çok şey var. Hayvanın genetik yapısı, yedikleri, hatta vücudunda taşıdığı antik bakteri ve virüsler bile araştırmacılar için büyük önem taşıyor.

Deneysel Tıp Enstitüsü araştırmacısı Artemy Goncharov, yaptığı açıklamada, “Canlı bakteriler binlerce yıl hayatta kalabilir. Bu da onları o eski zamanların bir nevi tanıkları haline getirir” ifadelerini kullandı.

Losey, 44.000 yıllık bu kurdun muhtemelen bugün nesli tükenmiş bir türe ait ve günümüzde yaşayan kurtlardan daha iri olduğunu belirtti. Hayvanın genomunun incelenmesiyle bu kurdun köpekgiller familyasındaki konumu da tespit edilecek.

Mumyanın dişlerini inceleyen bilim insanları, kurdun yetişkin bir erkek olduğu sonucuna vardı. Kurt muhtemelen mamutlar, tüylü gergedanlar, nesli tükenmiş atlar, bizonlar ve ren geyikleriyle dolu düz ve soğuk bir ortamda avlanıyordu.

Kurdun mide ve bağırsaklarında bu hayvanların bazılarının kalıntıları da olabileceğine inanılıyor. Araştırmacılar, kurdun midesinden ve sindirim kanalından aldıkları örneklerin analiz sonuçlarının çıkmasını bekliyor.

Losey, araştırmacıların kurdun bağırsaklarındaki antik mikropların ne gibi görevler yaptığını ve hayvanda parazit olup olmadığını da tespit edebilecek. Araştırmacıların yaptığı yazılı açıklamada da herhangi bir bilinmeyen mikroorganizmanın keşfinin gelecekte geliştirilecek ilaçlar için önemli bir rol oynayabileceği ifade edildi.

Araştırmacıların üzerinde çalıştığı tek antik hayvan bu kurt mumyası değil. Fosilleşmiş tavşanlar, bir at ve bir ayı üzerinde de çeşitli çalışmalar yapılıyor. Daha önce yine Pleistosen dönemine ait bir kurt kafası incelenmişti. Başka bir kurt fosili de parçalanıp analiz edilmek üzere bekliyor.

Permafrosttaki çözünme devam ettikçe bu fosil ve mumyaları daha sık göreceğiz. Örneğin Kanada’nın Yukon bölgesinde 2022 yılında bulunan eksiksiz yavru mamut mumyası, paleontologları şaşkına uğratmıştı.

Ancak permafrosttan çıkan her şey bu kadar masum değil maalesef…

Örneğin 2016’da Sibirya sınırları içinde bulunan Yamal Yarımadası’nda açığa çıkan bir ren geyiği iskeleti bir şarbon salgınına yol açtı. 36 kişinin etkilendiği salgında küçük bir çocuk hayatını kaybetti.

Araştırmacılar, tundrada saklanan başka patojenlerin de dünyayı sarıp korkunç hastalıklara yol açabileceğinden endişe ediyor.

Geçen yıl araştırmacı Jean-Michel Claverie, Sibirya permafrostunda bulunan 48.000 yıllık bir virüsü canlandırmayı başardığını duyurmuştu. Virüs aradan geçen zamana karşın tek hücreli amipleri enfekte etme özelliğini yitirmemişti.

Claverie, o dönemde CNN’e yaptığı açıklamada, “Biz amiplere bulaşan bu virüsleri, permafrosttan çıkabilecek diğer tüm virüslerin temsilcisi olarak görüyoruz. Çok çok çok daha başka virüslerin izlerini görüyoruz. Yani orada olduklarını biliyoruz. Halen hayatta olup olmadıklarından emin değiliz. Ama amip virüsleri canlıysa diğer virüslerin de canlı olmamaları ve kendi konaklarını enfekte etmemeleri için bir sebep olmadığını düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Yakutistan’da bulunan kurdun bağırsaklarından çıkacak antik virüsler veya bakteriler de araştırmacıların permafrost varlıkların içinde saklanan mikropları daha iyi anlamasını sağlamaya yardımcı olabilir.


Business Insider‘ın haberini Sevin Turan Türkçeleştirdi. Fotoğraflar: Kuzey Doğu Federal Üniversitesi

- Advertisment -