Washington’da Donald Trump’ın ikinci döneminde dünya yeniden şekillenirken, Tokyo da yeni döneme ayak uydurdu. Takaichi, Trump’a ideolojik olarak en yakın Asya lideri: Göçmen karşıtı, sert Çin muhalifi, güçlü devlet yanlısı.
Bir bateristin başbakanlığa uzanan yolu
Takaichi, Japonya’nın batısındaki Nara kentinde, çok tutucu bir ailede büyüdü. Ailesi onun okumasına karşıydı. Başarılı olmasına rağmen iyi okullara gönderilmedi — para erkek kardeşine ayrılmıştı. Ama Takaichi pes etmedi. Üniversiteye gitti, hatta daha sonra ABD Senatosu’nda staj yaptı.
O dönem hayatını değiştirdi. Japonya’nın Amerika’ya olan bağımlılığını yakından gözlemledi. Şimdi, “ABD’ye yakın ama bağımlı olmayan bir Japonya” vizyonundan söz ediyor.
Takaichi, politik sahneye çıktığında alışılmış Japon lider profiline uymuyordu. Heavy metal dinliyor, bateri çalıyor, ama göçmenleri istemiyor. Japon kültürünü “Batı karşısında korumak” gerektiğini savunuyor.
Trump’ın Asya’daki doğal müttefiki
Takaichi’nin yükselişi, Washington’da “Trump dünyası”nın Asya’daki yankısı olarak görülüyor.
Trump’ın yeni dönemi “ulus-devletlerin geri dönüşü” olarak tarif edilirken, Takaichi’nin politikaları bu çizgiyle birebir örtüşüyor.
Her iki lider de küreselleşmeyi zayıf bir ideoloji, ulusal egemenliği ise kutsal bir değer olarak görüyor. Takaichi, Çin’e karşı sert bir tutumdan yana; Tayvan konusunda tavizsiz. Trump yönetimiyle iyi ilişkiler kurmak istediğini gizlemiyor.
Bir “kadın”dan çok, bir “doktrin”in temsilcisi
Takaichi’nin başbakan oluşu Japonya için sembolik bir kırılma. Ama bu kırılma, “kadınların yükselişi” değil, “Trumpizm’in Asya’daki kurumsallaşması.”
O, Batı’nın liberal değerlerinden uzak, erkek egemen ve milliyetçi bir siyasetin kadın yüzü.
Takaichi hem sistemin içinden geldi, hem sisteme başkaldırıyor gibi görünüyor — ama esas olarak Japon sağının yeni, sert bir versiyonunu temsil ediyor.
Japonya’nın ilk kadın başbakanı heavy metal dinliyor, bateri çalıyor, ama göçmen istemiyor. Bu bile başlı başına bir sembol: 21. yüzyılın yeni muhafazakârlığı artık sadece Batı’da değil, Asya’da da kendi ritmini bulmuş durumda.
Ve bu ritmin temposunu, artık Takaichi’nin baterisi tutuyor.