Ana SayfaHaberlerSalıcı’dan Altaylı’ya: Jetonlu küfür makinesi

Salıcı’dan Altaylı’ya: Jetonlu küfür makinesi

CHP’deki kurultay tartışması için Fatih Altaylı, CHP’li Oğuz Kaan Salıcı’ya “Bölün ulan partiyi” ve “ajan” dedi. Salıcı’dan cevap: “Sen bir jetonlu küfür makinesisin. Ajanların bir kod adı olur. Benim bugüne kadar hiç kod adım olmadı. Sen bu ülkenin siyahlarından değilsin, cümle alem sana niye ‘siyah’ diyor?”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, partisinin İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’ya “Kimse benden kurultay dilenmesin” sözleriyle başlayan tartışma büyüdü.

Salıcı, 8 Kasım 2024’te yayınladığı açıklamada partisinin normalleşme politikasını eleştirmiş, “CHP’de Kurultay bir lütuf değildir, haktır. Gerekirse Kurultay’a gidilir. CHP’nin her genel başkanı son derece saygındır, öte yandan ‘padişah’ da değildir” ifadelerine yer vermişti. 

FATİH ALTAYLI’DAN SALICI’YA: BÖLÜN ULAN PARTİYİ

Fatih Altaylı, YouTube programında Salıcı’ya ağır sözlerle yüklendi: 

 “‘Kurultay olmazsa CHP bölünür’ minvalinde bir cümle kurmuş. Güleyim mi, ağlayayım mı, söveyim mi, ciddiye mi almayayım. Arsızca bir tavır gibi geldi bana. Tehdit ediyor. 

“Bölün ulan partiyi. Çıkın. Haydi bölün. Herkes de ne mal olduğunuzu görsün sizin kardeşim. Sizin aslında kime, neye bunca yıldır hizmet ettiğinizi daha iyi anlasın herkes. Benim 2022 yılında ‘Kemal Kılıçdaroğlu senin çevrende AKP’nin ajanları var dediğinde neyi kastettiğimi bugün daha iyi anlıyoruz. Anlamadığımız tek şey şu. Ben köstebeğe demişim, etrafında köstebek var diye. Çünkü bulgular bunu gösteriyor. Meğerse köstebek bir değilmiş. Köstebek çetesi varmış.”

Oğuz Kaan Salıcı, Fatih Altaylı’ya sosyal medya hesabından cevap verdi:  

“Saçmalama hakkına saygı duyuyorum ama hakaretlerine göz yummayacağım. Seviyemi senin yanına düşürmeyeceğim. ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay tartışması’ hakkındaki sözlerimi çarpıtmışsın. Dediklerinin hepsi iftira ve gerçek dışıdır. Ben söylediklerimi aşağıdaki videoda bizzat paylaşıyorum. Gerçekte ne dediğimi senin araştırman gerekirdi. Okuduğunu ve izlediğini anlaman gerekirdi. ‘Tehdit’ ile ‘tespit’ arasındaki farkı bilmen gerekirdi. Gazeteci olduğunu iddia eden sensin. Ama sen de haklısın, kulağına üflenenleri araştırmana gerek yok. Çünkü sen fevkalade bir tetikçisin. Sen bir jetonlu küfür makinesisin. Kraldan çok kralcı olmak, paralı askerlerin tutumudur. Ben bir hakikat eriyim, hakaret ve iftiradan uzak dururum. Bir gün gelir fon musluklarından akan su kesilir veya kaynaklar el değiştirir. Paralı askerlerin bunları da dikkate alması gerekir.”

CÜMLE ALEM SANA NİYE SİYAH DİYOR?

“Saray’ın ajanı olduğumu iddia etmişsin. Ajanların bir kod adı olur. Benim bugüne kadar hiç kod adım olmadı. Senin kod adın var mı Fatih Altaylı? Tüm Türkiye seni neden ‘Alo Fatih’ diye biliyor? Sen bu ülkenin siyahlarından değilsin, cümle alem sana niye ‘siyah’ diyor?”

GEZİ’DE BEN SOKAKTAYKEN SEN SARAYA ÇANAK TUTUYORDUN

“Gezi Parkı Direnişi’nde ben Partimin İstanbul İl Başkanı olarak sokaktayken, sen AKP İstanbul İl Başkanlığı’ndan yaptığın canlı yayında Saray’a çanak tutuyordun. İyi bir gazeteci olmadığın gibi, makyajı dökülen bir kanaat teknisyenisin. Kötü bir kanaat teknisyeni olduğun gibi, vasatın altında bir yorumcusun. Cumhuriyet Halk Partisi örgütünü ve seçmenini dizayn etmeye kalkarak haddini aşıyorsun. Cumhuriyet Halk Partisi’nin neden 100 yıldır yaşadığını sen bilemezsin. Ben bilirim. Çünkü ben sosyal demokratım, sen değilsin. Cumhuriyet Halk Partisi; Türkiye’nin en demokratik partisi olduğu için, 100 yıldır ulusal ve küresel gelişmelere ayak uydurabilme esnekliğine sahip olduğu için, halkla arasına sarsılmaz bir güven bağı kurabildiği için, kendi içinde yoldaşça tartışmayı bildiği için bir asırdır ayaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi ayakta, sen yerdesin. İftira ve hakaretlerin için yargıya gitmeyeceğim çünkü sen buna değmezsin.”

Tartışmanın nedeni İstanbul Park mı?

Salıcı ile Altaylı arasındaki tartışmanın arkaplanında ise Formula 1 yarışlarının yapıldığı İstanbul Park olduğu iddia ediliyor. 

Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Salıcı, Formula 1 yarışlarının yapıldığı İstanbul Park ihalesini kazanan Lale Cander’in sahibi olduğu Can Holding’in, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne sunduğu 7 milyon 683 bin dolar bedelli kefalet senedinin sahte olduğunun Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEEDK) tarafından teyit edildiğini açıklayarak, ihaleyi düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u kamu zararına yol açtığı iddiasıyla istifaya davet etmişti.

Fatih Altaylı ise 27 Kasım’daki yazısında, söz konusu pistten övgüyle bahsetmiş, “2026’da İstanbul’a gelmesi için önünde çok az engel kalan Formula 1’e kadar kalan eksikler de giderilir. Ama ağırıma giden tüm bu kötülükleri yapanların yaptıklarının yanına kâr kalması ve birkaç siyasetçi ile birkaç FETÖ artığı gazeteciden aldıkları destekle bu muhteşem tesisin sporculara açılmasına hâlâ engel olmaya çalışmaları” demişti.

- Advertisment -