Ana SayfaHaberlerSalim Ensarioğlu: “MKYK’da değil ‘süreç’te görev almak isterim. ‘Öcalan televizyonda açıklama yapsın’...

Salim Ensarioğlu: “MKYK’da değil ‘süreç’te görev almak isterim. ‘Öcalan televizyonda açıklama yapsın’ diyen ilk benim”

AK Parti’ye katılan Salim Ensarioğlu konuştu: “Taraf olmadan, HADEP'li olmadan, devletin bakanıydım. Devletin gizli ajandasından değil, Türk ve Kürt için bu kanın durmasına mücadele etmiştim. İlk ben Öcalan’ın televizyonda açıklama yapması gerektiğini söyledim. Bölücü dediler. MKYK’da yer alma talebim olmadı, olmaz. Sadece bu ‘süreç’te yer almak isterim. Cumhurbaşkanım böyle bir görev verirse yaparım.”

İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, AK Parti’nin dün (23 Şubat) düzenlenen 8. Olağan Kongresi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rozet takılarak AK Parti’ye katıldı.

14 Mayıs 2023’teki seçimlerde İYİ Parti’den milletvekili seçilerek Meclis’e giren Salim Ensarioğlu, Aralık 2023’te ise İYİ Parti’den istifa etmiş ve bağımsız olarak milletvekilliğine devam etmekteydi.

Salim Ensarioğlu’nun, AK Parti’ye katılmasıyla ilgili Rudaw’dan Ömer Sönmez’e verdiği röportaj şöyle.

“Öcalan’ın televizyonda açıklama yapmasını ilk ben söyledim”

Dün 8. Büyük Olağan Kongresi’nde AK Parti’ye katıldınız. Rozetiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından takıldı. AK Parti’ye geçiş nedeniniz neydi?

Kısa ve öz söyleyeyim; Birincisi bana en yakın parti AK Parti’ydi. Parlamentoda bana en yakın zihniyet merkez sağdı, en yakın olan parti ise AK Parti idi. Ama tabii karşılıklı konuşmakla olur. Yani tek başına olmadı.

Geliş nedenim de şuydu: 65 yaşında milletvekili olmam bana bir şey kazandırmaz. Geçmişte bakanlık yaptım, milletvekilliği yaptım. Burada Türkiye’de akan, Ortadoğu’da akan bir kan vardı. Ve başından beri taraf olmadan, HADEP’li olmadan, devletin bakanıydım. Devletin gizli ajandasından değil, vatandaş için, Türk ve Kürt için, bu kanın durması için mücadele etmiştim.

Hatta ilk defa ben Abdullah Öcalan’ın televizyonda açıklama yapması gerektiğini söyledim. Hedefe koydular. Benim için bölücü falan dediler. Sonra da işte Bahçeli tuttu ve dedi ki, ‘Öcalan Meclis’e gelsin konuşsun.’ Benim dediğim 10 yıl önceydi.

“Suriye’de, Irak’ta dostluğun perçinleşmesi için AK Parti’ye katıldım”

Cumhurbaşkanı’nın daveti üzerine mi AK Parti’ye katıldınız?

Cumhur İttifakı benim düşünceme yakındır. Ben onlara yakınım. Daha açıkçası AK Parti Türkiye partisidir.

Ben birincisi barış için, ikincisi sayın Cumhurbaşkanı’nın iyi bir devlet politikası yürüttüğü Suriye’de dostluğun perçinleşmesi için katıldım. Irak’la da aynı şekilde. Çünkü bizim Kürtler en çok Türkiye’de, ondan sonra Irak ve Suriye’dedir.

Bizim Kürtler derken Türkler de benim kardeşimdir. Hiçbir ayrım yapmam. Ama bu kanın durması gerektiğini, bu kanın da Suriye’deki politikayla, Türkiye’deki barışla duracağını inandığım için… Sayın Cumhurbaşkanı beni çağırdı, gittim aynı şeyi onunla paylaştım.

Sayın Bakan AK Parti’ye katılmadan önce mi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştünüz?

Evet, kendisini ziyaret ettim. Aramızda bir siyasi pazarlık olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı Ortadoğu’da akan Müslüman kanının durması gerektiğini söyledi ve ben de buna inanarak AK Parti’ye katıldım.

Sayın Bahçeli’ye de çıkışı için teşekkür ediyorum. Burada bu mücadeleyi vereceğim.

“Cumhurbaşkanı görev verirse ‘süreç’te yer almak isterim”

Görüşmenizde Erdoğan bu yeni sürece dair neler söyledi?

Size söylediğim gibi bu kanın durması, barış konusu ile Suriye ve Ortadoğu’daki son gelişmeleri konuştuk.

Sayın Cumhurbaşkanı’na, Ortadoğu’da tek ayakta kalan, dik duran, kanın durması için, insanları ve barışı savunan kişisiniz dedim. Onun için ben de burada olup bunun mücadelesini vermek istiyorum dedim.

Peki dün yapılan kongrede AK Parti yönetimi olan MKYK’da etkili bir Kürt siyasetçi yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

AK Parti yönetimindeki bu durum sayın Cumhurbaşkanı’nın takdiridir. Benim de yönetime girmek gibi bir talebim olmamıştır.

Anladığım kadarıyla siz başlatılan bu yeni süreçte rol almak istiyorsunuz?

Ben sekiz defa genel başkan yardımcılığı yaptım. Üç defa bakanlık yaptım. 24 yıl bir siyasi partinin merkez karar yönetiminde yer aldım. Sağlık komisyonu başkanlığı, bütçe komisyonu başkanlığı yaptım. Tekrar gidip merkez yürütmede yer alma gibi bir talebim olmadı. Bundan sonra da olmaz.

Sadece bu süreçte yer almak isterim. O da sayın Genel Başkan, Cumhurbaşkanım bunu uygun bulursa bana böyle bir görev verirse yaparım. Ama düşüncelerimi görev almasam bile mutlaka sayın Cumhurbaşkanı’na iletirim.

“Muhafazakâr Kürtlerin de fikri alınmalı”

Süreçle ilgili de değerlendirmenizi merak ediyorum. Şimdi İmralı heyeti, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bir ziyaret gerçekleştirdi ve birkaç gün içerisinde İmralı Adası’na gidip üçüncü kez Öcalan ile görüşmesi bekleniyor. Görüşme sonrası Öcalan’ın bir çağrı yapması bekleniyor.

Ben sizin televizyonunuzda da söylemiştim daha o zaman heyetin Kuzey Irak’a gideceği belli değildi: Kesinlikle Sayın Barzani’nin fikri alınmalıdır.

Bu süreçte muhafazakâr Kürtlerin de en başta da kesinlikle sayın Barzani’nin fikri alınmalıdır.

Peki siz sürecin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben şu an bu konuda ne devletin bilgisine sahibim ne AK Parti’nin ne de Cumhur İttifakı’nın. Daha dün bir, bugün bismillah, daha 24 saat bitmedi.

Ben sürecin nasıl yürüdüğünü bilmem. Ben de sizin gibi basından takip ediyorum.

“Hem Kürşad Zorlu’nun hem benim katılmam AK Parti’nin Türkiye partisi olduğunu gösteriyor”

Ayrıca dünden beri tartışılan bir konu da şu: İYİ Parti eski sözcüsü Kürşat Zorlu, Şeyh Said açıklamanıza sert tepki gösterip sizi partinin Disiplin Kurulu’na sevk etmişti. Bunu üzerine siz partiden istifa etmiştiniz. Şimdi tekrar aynı partide yer alıyorsunuz. Hatta Kürşat Zorlu, AK Parti MKYK üyesi oldu. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Ne yapayım şimdi, adamın fikri o, benim fikrim de bu. Bu da AK Parti’nin Türkiye partisi olduğunu gösteriyor.

Türkiye partisinde Alevi’si de olur, Sünni’si de milliyetçisi de. Yani Türkiye’deyiz biz, ben Kürşat Zorlu ile Ankara’da aynı havayı teneffüs ediyorum. O dönemde o kendi düşüncesini söylemiş ve seni disipline veriyorum demiş. Ben de sizi ciddiye almıyorum deyip istifa etmiştim.

- Advertisment -