Ana SayfaHaberlerŞam-SDG arasında Haseke Toplantısı çatlağı: Suriye, Paris’teki zirveye katılmama kararı aldı

Şam-SDG arasında Haseke Toplantısı çatlağı: Suriye, Paris’teki zirveye katılmama kararı aldı

SDG'nin Haseke'de düzenlediği ve Süveyda’da İsrail desteğiyle özerk yönetim kuran Dürzi lider Hicri, Alevi temsilcilerin video konferansla katıldığı toplantı Şam ile SDG arasındaki 10 Mart Mutabakatı’nı sarsıyor. Şam, "ayrılıkçı isimlerin" bu toplantıya katılımı nedeniyle, Fransa'da Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılması planlanan toplantıya katılmama kararı aldığını açıkladı.

Suriye hükûmetine yakın bir kaynak, Şam’ın Fransa’da Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılması planlanan toplantıya katılmama kararı aldığını açıkladı.

SANA’ya konuşan hükûmete yakın kaynak, konferansın devam eden müzakere çabalarına darbe vurduğunu ve hükûmetin Paris’te planlanan hiçbir toplantıya katılmayacağını ve “eski rejim dönemini herhangi bir isim veya kılıf altında yeniden canlandırmaya çalışan hiçbir tarafla” müzakere masasına oturmayacağını açıkladı.

Şam’ın Paris’te SDG ile yapılması planlanan toplantıya katılmama sebeplerinden biri de 10 Mart’ta varılan Şam-SDG anlaşmasını ihlal ederek “düşmanca eylemlerde bulunan ayrılıkçı şahsiyetlerin” Haseke’deki konferansta ağırlanması. 

SANA Haber ajansına konuşan Suriyeli yetkilinin açıklaması şöyle:

“Suriye hükümeti, vatandaşların barışçıl toplanma ve yapıcı diyalog hakkının, ister bölgesel ister ulusal düzeyde olsun, Suriye’nin, topraklarının, halkının ve egemenliğinin birliğini koruyan ulusal proje çerçevesinde gerçekleşmesi koşuluyla devlet tarafından garanti altına alınan ve teşvik edilen korunan bir hak olduğunu savunmaktadır.

Suriye hükümeti, dini veya etnik grupların, faaliyetlerinin barışçıl kalması, devlete karşı silaha sarılmaması ve Suriye devlet yapısına ilişkin kendi vizyonlarını dayatmaması koşuluyla, ulusal yasalar çerçevesinde siyasi görüşlerini ifade etme, toplantı düzenleme ve parti kurma konusunda tam haklara sahip olduğunu teyit etmektedir.

Devletin yapısı mezhepsel veya hizipsel düzenlemelerle değil, halk oylamasıyla onaylanan ve tüm vatandaşların eşit katılımını sağlayan kalıcı bir anayasayla belirlenmelidir. Her vatandaşın devlet vizyonunu ortaya koyma hakkı vardır, ancak bu kamuoyu diyaloğu ve sandık yoluyla yapılmalıdır; tehdit veya silahlı kuvvet kullanımıyla değil.

Kuzeydoğu Suriye’de yaşananlar, birleştirici bir ulusal çerçeveyi değil, Suriye halkının zaferi ve eski rejim döneminin çöküşünden zarar gören tarafların oluşturduğu kırılgan bir ittifakı temsil ediyor. Suriye bileşenlerinin temsilini oldubittiye zorlayarak ve dış destekle tekelleştiren veya tekelleştirmeye çalışan bazı gruplar, geleceğin sorumluluklarından kaçmak ve tek ordu, tek hükümet ve tek ülkeye dayanan Suriye devletinin ilkelerinden vazgeçmek için bu tür konferanslara başvuruyor.

Suriye hükümeti, 10 Mart Mutabakatı’nı açıkça ihlal eden düşmanca eylemlerde bulunan ayrılıkçı şahsiyetlerin ev sahipliği yapmasını şiddetle kınıyor ve SDG ve liderliğini bu eylemin sonuçlarından tamamen sorumlu tutuyor. Hükümet, konferansı Suriye meselesini uluslararasılaştırma, dış müdahaleye davetiye çıkarma ve yaptırımları yeniden uygulama girişimi olarak değerlendiriyor; bu yükümlülüklerin hukuki, siyasi ve tarihi sorumluluğu SDG’ye aittir.

Konferans, 10 Mart Anlaşması’na aykırı öneriler sunma girişimini temsil ediyordu. Bu öneriler, ister “yeni bir ulusal ordunun çekirdeği” oluşturulması, ister anayasal bildirgenin yeniden gözden geçirilmesi, isterse idari bölünmelerin değiştirilmesi olsun, anlaşmanın Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumları devlet kurumlarına entegre etmeyi ve hakların bağlılığa değil yetkiye dayalı olarak garanti altına alınmasını öngören açık hükmüne rağmen dile getirildi.

Konferans ayrıca, Suriye hükümetinin Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu’nun kurulması ve çalışmalarına başlaması gibi halihazırda uygulamaya koyduğu taahhütlerin yanı sıra, Suriye hükümetinin Şubat ayında başlattığı ve ülke güvenli kıyılara ulaşana kadar istikrarlı bir şekilde devam eden ulusal diyalog sürecinin de ihlali anlamına geliyor.

Konferans, ateşkes ve kurumların entegrasyonuna ilişkin taahhütlerden kaçınmanın ve anlaşmanın sürekli ihlalinin bir göstergesidir. Aynı zamanda, Kandil’den talimat alan aşırılıkçı Kürt gruplar tarafından yürütülen, Suriye Araplarını hedef alan sistematik demografik değişim politikalarına kılıf oluşturmaktadır.

Suriye’yi bölmeyi amaçlayan bağımsızlık öncesi konferansların yaklaşımını yeniden canlandıran bu adım, Suriye hükümetinin, bu tür planları boşa çıkaran ve Bağımsızlık Devleti’ni kuran Suriye halkının, bu projeleri bir kez daha boşa çıkaracağı ve İkinci Cumhuriyet’in inşasına doğru emin adımlarla ilerleyeceği yönündeki tutumunu bir kez daha teyit etmektedir.

Suriye hükümeti, bu konferansın devam eden müzakere çabalarına bir darbe vurduğunu teyit etmektedir. Bu doğrultuda, Paris’te planlanan hiçbir toplantıya katılmayacak ve eski rejim dönemini herhangi bir isim veya kisve altında yeniden canlandırmaya çalışan hiçbir tarafla müzakere masasına oturmayacaktır. Hükümet, SDG’yi 10 Mart Anlaşması’nın uygulanmasına ciddiyetle katılmaya ve uluslararası arabulucuları, Suriyeliler arasında meşru ve ulusal diyalog platformu olan Şam’a tüm müzakereleri aktarmaya çağırmaktadır.”

Haseke’deki SDG konferansı

Kuzey ve Doğu Suriye Bileşenleri Ortak Tutum Konferansı, dün (8 Ağustos) Haseke kentinde yapılmıştı. 

Konferansın sonuç bildirisinde, “Konferans katılımcıları Kuzey ve Doğu Suriye bileşenlerinin tarihi derinliğinden ve kültürel zenginliğinden; Suriye’deki merkezi sistemin ihmal ve ötekileştiriciliğinden bahsetmiştir. Bu ihmal ve ötekileştirme özellikle devrilen rejim döneminde uygulanmıştır. Rejim bölge bileşenlerine yönelik kimliklerin bastırılması, toplumsal ve ekonomik altyapıyı zayıflatmanın yanında bileşenleri demokrasi, adil temsil, kalkınma ve katılım gibi temel haklarından da mahrum bırakmak gibi sistematik politikalar yürütmüştür,” denilmişti. 

Bildiride ayrıca “Katılımcılar SDG’nin bölgeyi ve halkların onurunu korumak için gösterdiği fedakarlığı selamlamış, Suriye toplumunu doğru şekilde temsil eden, toprakları koruyan DSG’nin uzman ve gönüllülük esasına dayalı yeni bir Suriye ulusal ordusu için gerekli çekirdek güç olduğunu vurgulamıştır,” ifadelerine yer verildi. 

Paris görüşmeleri 

SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin ABD Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile Paris’te geçen ay yapmayı planladığı toplantı, Suriye’nin güneyindeki şiddet olayları nedeniyle ertelenmişti. 

Taraflar daha sonra “mümkün olan en kısa sürede” görüşmeler yapılması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu. 

- Advertisment -