Bu sonuç, 1990’da Pinochet diktatörlüğünün sona ermesinden bu yana Şili’de ilk kez Pinochet çizgisine yakın bir siyasetçinin devlet başkanı seçilmesi anlamına geliyor.
Pinochet geçmişiyle biliniyor
José Antonio Kast, Pinochet dönemini açık biçimde savunmuş nadir siyasetçilerden biri. Kast, 1988’de yapılan ve Pinochet’nin iktidarını sürdürüp sürdürmemesini oylayan referandumda “evet” kampanyasında yer aldığını daha önce kamuoyuna açıklamıştı. Seçim kampanyası boyunca bu geçmişi sık sık gündeme getirilse de, Kast doğrudan bir özür ya da açık bir geri adım atmadı.
İnsan hakları örgütleri ve sol partiler, Kast’ın Pinochet rejimi sırasında işlenen işkence, kayıplar ve infazlara yönelik “göreli sessizliğini” sert biçimde eleştiriyor.
Kampanyanın merkezinde güvenlik ve göç vardı
Kast, seçim kampanyasında ideolojik tartışmalardan çok suç oranları, göç ve kamu güvenliği başlıklarına odaklandı. Özellikle kuzey sınırında artan düzensiz göçü “ulusal güvenlik sorunu” olarak tanımlayan Kast, sınırların askerileştirilmesini, polis yetkilerinin genişletilmesini ve sert ceza politikalarını savundu.
Seçim sürecinde Şili’de artan organize suç, uyuşturucu ticareti ve şiddet olayları, Kast’ın bu söylemlerinin karşılık bulmasında belirleyici oldu.
Sosyal politikalarda sert muhafazakârlık
Kast, kürtaj hakkına karşı çıkıyor, LGBTİ+ hakları konusunda muhafazakâr bir çizgi izliyor ve Pinochet sonrası dönemde kabul edilen bazı sosyal reformların “geri gözden geçirilmesi” gerektiğini savunuyor. Bu yönüyle Kast, Şili’nin son 30 yıldaki görece liberal demokratik çizgisine açık bir meydan okuma olarak görülüyor.
Latin Amerika’da sağa kayışın yeni halkası
Analistler, Kast’ın zaferini yalnızca Şili iç siyasetiyle değil, Latin Amerika genelinde güç kazanan sağ ve aşırı sağ dalga ile birlikte değerlendiriyor. Arjantin, El Salvador ve Brezilya’daki gelişmelerle birlikte Şili’deki sonuç, bölgedeki siyasi dengelerin yeniden şekillendiğine işaret ediyor.
Ancak uzmanlar, Kast’ın başarısının yalnızca Pinochet nostaljisiyle açıklanamayacağını; ekonomik belirsizlik, güvenlik kaygısı ve göç karşıtlığının seçmen davranışında daha belirleyici olduğunu vurguluyor.
Tepkiler ve endişeler
Seçim sonucunun ardından insan hakları örgütleri, Kast yönetiminin yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve geçmişle yüzleşme süreçleri açısından riskler barındırdığı uyarısında bulundu. Şili’nin askeri diktatörlük dönemindeki suçlarla ilgili süren davaların geleceği de tartışma konusu oldu.
Kast ise zafer konuşmasında, “demokratik kurumlara saygılı olacağını” savundu ve “ülkeyi korkuyla değil düzenle yöneteceğini” söyledi.
Görev ne zaman devralınacak?
José Antonio Kast’ın, Şili Anayasası gereği 11 Mart 2026’da devlet başkanlığı görevini devralması bekleniyor.













