Şili’de geçtiğimiz günlerde tüm dünyanın ilgisini çeken bir ‘Sinovac’ araştırması yayımlandı.
Araştırmanın önemi, kapsadığı kişi sayısından geliyor.
Sinovac aşısıyla ilgili farklı ülkelerde, bu aşının etkililiğini araştıran Faz-3 çalışmaları yapılmıştı.
Brezilya’daki çalışmalarda aşının etki oranı yüzde 50,7, Endonezya’da yüzde 65 olarak açıklanmıştı. Türkiye’de ise bu oran yüzde 83,5 olarak açıklanmıştı. Türkiye, aşının hastanede yatışı engelleme oranının ise yüzde 100 olduğunu duyurmuştu.
Şili’nin 10,5 milyon kişiyi kapsayan Sinovac araştırmasının sonuçlarına göreyse, Çin aşısı, semptomatik enfeksiyona karşı yüzde 65, hastaneye yatışa karşı yüzde 85 ve ölümlere karşı yüzde 80 etkili.
Bu arada araştırmada, Sinovac’ın ilk dozunun sadece yüzde 16 koruyucu olduğu, ancak ikinci dozda koruyuculuğunun yüzde 67’e yükseldiği sonucuna da ulaşıldı.
Şili’den gelen bilgiler Türkiye için hangi açıdan, neden önemli?
Şili’nin son araştırmasının sonuçları bilim insanları tarafından, Türkiye açısından da önemli bulunuyor.
BBC Türkçe’ye konuşan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Mehmet Ceyhan, Şili’nin son açıkladığı sonuçların 10.5 milyonluk bir araştırmaya dayalı olduğu için önemli olduğunu söylüyor:
“Çin bir türlü çalışma sonuçlarını açıklamıyor. Çin bunu açıklamayınca ülkeler kendi verilerini açıklamak zorunda kaldı. Türkiye’de, Brezilya’da ve Endenozya’da Faz-3 çalışmaları yürütüldü. Tabii bu rakamların üçü de güvenilir değil çünkü denek sayısı yüksek değildi. Şili’nin son açıklaması o yüzden çok önemli. Bunu dikkate alırsanız Şili’nin açıkladığı veriler çok daha güvenilir. Bunlar, gözlemsel çalışma yani Faz-4 çalışması.”
BBC Türkçe’ye konuşan Boston College Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Emrah Altındiş de çalışmanın cesaret verici olduğunu söylüyor:
“Bu çalışmada toplam 10.5 milyon insanın verisine bakmışlar. Bu grupta 4 milyon kişi bir ya da iki doz aşısını olmuş, 6.5 milyon kişi aşılanmamış şekilde verileri değerlendirilmiş. Dolayısıyla burada elimizde devasa bir kaynak var ve bu devasalığından ötürü çok güvenilir.”
Prof. Dr. Ceyhan, bu araştırmanın en önemli sonuçlarının aşının koruma oranlarıyla ilgili olduğunu belirtiyor. Ceyhan, geçtiğimiz dönemde Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan hastanede yatışı engellemeye dair yüzde 100 oranının da bilimsel olarak mümkün olmadığını söylüyor.
Dr. Öğretim Üyesi Altındiş’e göre çalışmanın varyantların olduğu bir dönemde yapılmış olması da önemli:
“Bu çalışma 2 Şubat ile 1 Nisan arasında yani tüm dünyada hem İngiltere hem Güney Afrika hem de Brezilya varyantları dolaşırken yapılmış. Dolayısıyla bu devasa çalışmada bu aşının varyantlara karşı da aslında etkinliği test edilmiş.”
Prof. Dr. Ceyhan, Şili’deki araştırmada vurgulanan Sinovac’ın ilk dozunun koruyuculuğunun düşük olması sonucunun da önemli olduğunu, asıl koruyuculuğu ikinci dozun yaptığının bilinmesi gerektiğini söylüyor ve devam ediyor:
“İkinci dozun etkisi için ancak iki hafta gerekir. Yani aşıyı yaptığınız an hemen korumaya başlamıyor. O 14 gün, bağışıklık sisteminin gerekli antikorla salgılaması için gerekli.”
Türkiye’de kamuoyunun bir bölümünde, Sinovac’ın Çin şirketi olması nedeniyle hakkında, Avrupa merkezli üretilen aşılara kıyasla bazı önyargıların olduğu biliniyor.
Altındiş, bu son araştırma ardından bu konudaki kaygıları daha da azaltması gerektiği kanısında:
“Sinovac aşısı dünyanın pek çok ülkesinde on milyonlarca uygulanmış durumda ve bugüne kadar, bu aşının hiçbir ağır yan etkisi görülmedi. Aşı güvenli. Buna ek olarak bu Şili çalışması, aşının koruyuculuk sağladığını ve ölümleri, hastaneye gidişleri, yoğun bakıma gitmeleri çok güçlü oranda engellediğini de gösteriyor.” Dolayısıyla o aşı tedirginliği yaşayan insanlar, bu verilere güvenerek, Sinovac aşısına ulaşabiliyorlarsa bu aşıyı, aynı şekilde pek çok çalışmayla etkinliği gösterilmiş olan; İsrail’de, ABD’de ve Avrupa’da on milyonlarca insana yapılmış olan Pfizer aşısını gönül rahatlığıyla olabilir.
“Pfizer aşısının etkinliği henüz bu kadar devasa çalışmalarla gösterilmedi ama İsrail’de 600 bin aşı olmuş ve 600 bin aşı olmamış insanı karşılaştıran bir araştırma yapıldı ve araştırma, aşının ölümlere karşı yüzde 95 oranında koruma sağladığını gösterdi. Dolayısıyla Türkiye’deki her iki aşı da koruyucu ve güvenli. İnsanlar gönül rahatlığıyla olsunlar.”
Prof. Dr. Ceyhan, Şili’de yoğun aşılamaya ve araştırma sonuçlarının aşının gücünü göstermesine rağmen, vaka oranlarının henüz istenilen seviyelere düşmemesini ise farklı ülke karşılaştırmaları yaparak yorumluyor:
“Ben toplumun yüzde 30’unu aşılarsam, vaka sayıları da yüzde 30 azalır diye bir yanlış inanış var. Bu böyle olmuyor çünkü kullandığınız aşılar bulaşıcılığı engellemiyor. Siz diyelim aşılısınız, virüsü aldınız, virüs sizde hastalık yapmıyor ama boğazda çoğalmaya devam ediyor ve gidip başkasına bulaşıp onu hastalandırıyor. Siz aşının etkisini ne zaman görürsünüz? Bu hastalık için toplumun yüzde 70-75’i diye hesaplıyoruz, o oranını aşıladığınızda görürsünüz. O zamana kadar tedbirleri sıkı bir şekilde yürütmeniz lazım.
“Bunun en güzel örneği İsrail, Avustralya, Yeni Zelanda’dır. Mesela İsrail, yetişkinlerin yüzde 80’ini iki dozda aşıladı. Okullar, işyerleri, mağazalar kapalıydı. Yüzde 80’e geldikten sonra yavaş yavaş kaldırmaya başladılar. Şimdi İngiltere aynı hatayı yapıyor. Aşılaması o seviyelere gelmeden açılmaya başladılar.”
Şili’de sağlık yetkilileri, medyaya verdikleri demeçlerde, şu andaki hızla devam edilirse Haziran veya Temmuz ayında toplum bağışıklığına erişeceklerini belirtiyor.
Eğer bu gerçekleşirse Şili, önemli oranda Sinovac aşısı kullanarak bu seviyeye ulaşan ilk ülke olacak gibi görünüyor.
Bunun başarılması halinde Şili’nin bu aşamayla ilgili deneyimleri de, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, Sinovac aşısı kullanan ülkeler açısından önemli olacak gibi duruyor.
Kaynak: BBC Türkçe