Avukat Gülden Sönmez ve avukat Cihad Gökdemir başkanlığındaki insan hakları alanında uzman uluslararası hukukçulardan oluşan Türk heyeti, Suriye Adalet Bakanı Hakim Şadi El Veysi ile Şam’daki bakanlık binasında biraraya geldi.
Görüşmede, Suriye’de meydana gelen savaş suçları ve insani konular ele alındı. Adalet Bakanı El Veysi, mevcut durumun, rejimin suçlarını bireysel düzeyde tespit etmek, kanıt toplamak ve bunları uluslararası topluma sunmakla ilgilenen uluslararası özel ve kamu merkezleriyle bağlantı kurma ve ağ oluşturma yönünde ortak çabalar gerektirdiğini vurguladı.
Avukat Gülden Sönmez SANA’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘’Ziyaret, Suriye’nin özgürleştirilmesi ve eski rejimin devrilmesinin ardından, etkilenenlerin dosyalarının ve savaş yıllarında işlenen suçların takibini yapmak amacıyla gerçekleşti.’’
Sönmez ayrıca, ‘’Adalet Bakanına, uluslararası hukukçuların 2017’den bu yana neler başardığı ve çeşitli kategorilerdeki 1.183 mağdurun dosyalarının ellerine ulaştığı bilgisi verildi. Bu dosyalar Suriyelilere karşı işledikleri suçlardan dolayı Beşar Esad ve rejimindeki 17 siyasi ve askeri yetkilinin yargılanması için 2019 yılında Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sunuldu’’ ifadelerini kullandı.
Heyet daha sonra Şam’da Esad rejiminin suçlarını bizzat gözlemledi.
“Dönünce Lahey’e gideceğiz”
Avukat Gülden Sönmez, Şam Adliyesi önünden yapılan açıklamada şöyle konuştu:
Bildiğiniz üzere 8 Aralık’tan bu yana açılan bütün cezaevleri, sorgu merkezleri, toplu mezarlar, Suriye topraklarında işlenen bütün zulmü ortaya koydu. Cezaevleri tüm dünya kamuoyunun önüne açıldı. Bizler insan hakları alanında çalışan avukatlar olarak 2017 yılında bir çalışma başlatmıştık. Bu çalışma, birçok savaş mağduru, her yaştan kadın ve erkeğin yaşadığı zulümlerle alakalıydı. Sednaya Cezaevi’nde kalan, 215’te kalan veya Ferah Filistin dediğimiz 235 numaralı askeri istihbaratın sorgu merkezlerinde kalan, işkence gören, işkenceden hayatını kaybetmiş ya da bir şekilde çıkmayı başarmış kişiler, varil ve misket bombalarıyla yaralanan ve hayatını kaybedenler dahil olmak üzere bu topraklarda işlenen tüm savaş suçlarıyla alakalı bazı mağdurlar, avukatlar olarak bize yetki verdiler ve biz bu yetkiye dayanarak her birinin detay detay ifadelerini çalışarak 7 Mart 2019 tarihinde Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bir başvuru gerçekleştirdik. Bu başvuruda 1183 Suriyeli savaş mağdurunun dosyası mevcuttu ve bu dosya içerisine hem Suriye İnsan Hakları Kuruluşları’nın oluşturduğu delilleri hem de müvekkillerimizin bize sunduğu delilleri bu dosyalara ekledik. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde başlayan soruşturma halen açık ve devam ediyor. Yetki sorununu konuşmuştu, herkes konuşuyordu bildiğiniz üzere. Suriye Roma anlaşmasına taraf olmadığı için bu yargılamanın yapılamayacağı söyleniyordu. Oysa aslında şu anda bugün de rahatlıkla Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Han Suriye’de işlenen bu suçların, insanlığa karşı suçların soruşturmasını, yargılamasını başlatabilir, tutuklama kararı da verebilir. Bizler bu başvuru yaptıktan sonra 2019 yılında bugüne kadar bu soruşturma dosyası açık olarak devam etti. Işte şimdi artık bütün uluslararası topluluğun da talebi ve bütün insanlık ailesinin talebi üzerine tam da bu soruşturmanın aktif olarak yürütülmesi Beşar Esed ve bizim şikayetçi olduğumuz on yedi üst düzey askeri ve siyasi yetkili dahil olmak üzere savaş suçlularının tutuklanma kararının verilmesi ve yargılamanın yapılmasının zamanı geldi. Biz yaklaşık 10 günlük bir programla Suriye’deyiz. Ve birçok mağdurla görüştüğümüz gibi müvekkillerimizin yaşadıklarını bizzat görerek, teyit ederek tespit çalışmaları yaptık. Sedneya 215-235’in içerisindeki hem oradaki ortamı gördük, müvekkillerimize karşı işlenen suçların mekanlarını gördük, hem de bazı mağdurlarla görüşmeler yaptık. Tespitlerimiz sonucunda tekrar buradan İstanbul’a döneceğiz ve uluslararası hukukçulardan oluşan heyetimizle beraber arkasından Hollanda ve Lahey’e gideceğiz ve bir takım adımlar atacağız Esed ve diğer suçlulararın yakalanması için.