Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 3 Ekim 1993 tarihinde aynı aileden 7’si çocuk 9 kişinin öldüğü katliama ilişkin davanın duruşması Kırıkkale 1’inci Ağrı Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Yargıtay’ın bozma kararı vermesinin ardından yeniden görülen Vartinis Davası’nda sanık olarak yargılanan dönemin ilçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklama kararı çıkartıldı.
‘ETKİN SORUŞTURMA YAPILMADI’
Duruşmaya, katliamda ölen ailenin avukatları Kadir Karaçelik, Fuat Özgül, Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz, Urfa Baro Başkanı Mehmet Velat İzol katıldı. Aile yakınlarından ise Abdullah Öğüt, Adem Öğüt, Nurullah Öğüt ve Aysel Öğüt hazır bulundu.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan mağdur yakınlarından Adem Öğüt, sanığın cezalandırılmasını talep etti. Aysel Öğüt de sorumluların cezalandırılmasını talep ederek “Ben yıllardır mahkeme salonlarına gidip geliyorum gidip geliyorum. Daha da uzamasını istemiyorum. Sanık en ağır cezayı hak etmiştir” dedi.
Avukat Kadir Karaçelik, davanın zaman aşımına uğrayacağını belirterek, “Bizler 2013 yılından beri burada bu dava dosyasını takip ediyoruz. Hak arama sürecinin mağdurlar açısından ne kadar çileye dönüştüğü tahmin edebilirsiniz. Yargıtay’ın verdiği bir bozma kararı var ve bu karar yalnızca bir sanıkla sınırlı. Etkin bir soruşturma yapılmadı ve dolayısıyla etkin bir kovuşturma da yapılmıyor. Biz bütün aşamalara dair delilleri toplarken bir yandan da bu davanın ‘zaman aşımına uğrayacağını’ düşünüyoruz. Ulusal mevzuat açısından bu ayrıca bir problem” ifadelerini kullandı.
‘BÜTÜN TEDBİRLER UYGULANSIN’
Karaçelik yargılamanın hızlı, sağlıklı ve pratik bir şekilde ilerlemesi için gerekli bütün tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi. Adli sürecin devamlılığının sanığın inisiyatifine bırakıldığını belirten Karaçelik sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Hukuk sistemi bunu kabul etmez. Ceza yargılama sisteminin içerisinde en büyük makamın bir sorumluluk tespiti var. Bu iş mağdurun beyanını aştı. Bu yargılama süreleri açısından bir anlamı olmalı. Bu sanığın tutuklanması gerekiyor. Sadece yurtdışı yasağı gibi zayıf bir adli kontrol tedbirle getirilemez. Zorla getirilme kararı çıkarılması gerekir. Bu konudaki kararı reddettiniz. Mahkeme dilerse bir sanığın zorla getirilmesine karar verebilir. Sizlerin bunu yapması gerekiyordu. Hem hukuki hem vicdanı açıdan bu dava dosya gerçekten dikkat çeken bir dosya özeti taşımaktadır. Bu nedenle bir sanığın tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istiyoruz.”
‘TEK SORUMLU MÜVEKKİLİM DEĞİL’
Sanık avukatı Emine Delihasanoğlu ise “Evet yaşanan olay vahşettir fakat tek sorumlusu müvekkilim değildir. Sanığın savunmasının tekrar alınmasını, tanığın yeniden dinlenmesine ilişkin dilekçemizi mahkemeye ibraz ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Avukatların beyanı ardından mahkemeye kısa süre ara verildi. Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “Bozma ilamının içeriği nazara alınarak tanık Süleyman’ın yeniden dinlenmesine ilişkin talebin reddine, sanığın SEGBİS ile savunmasının tespiti yönünde İstanbul Anadolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimatın sanık hakkında tutuklanmasına yönelik yakalama emri çıkartıldığı alınarak müzekkere yapılmasına; Sanık hakkında çıkartılan yakalama emri infaz edildiğinde duruşma günü beklemeksizin dosyanın varsa tevsi tahkikat yoksa esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak üzere iddia makamına tevhidine” karar verdi.
Heyet, bir sonraki duruşmayı 4 Kasım 2021 tarihine erteledi.