ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı Beyaz Saray’da protokolün izin verdiği en üst düzeyde karşıladı. Resmî askerî tören kıtası, Beyaz Saray’ın üzerinden alçak uçuş yapan ABD savaş jetleri ve akşamında verilen tam teşekküllü devlet yemeği, bu ziyaretin Washington tarafından “tarihi önemde” görüldüğünü göstermek üzere tasarlanmıştı. Trump, törenin ilişkilerin geldiği yeni noktayı işaret ettiğini belirterek, “Bugün iki ülke için tarihi bir gün” ifadesini kullandı.
Zirvenin ardından Beyaz Saray, iki ülke arasında nükleer enerji, savunma, yapay zekâ ve kritik mineraller gibi stratejik alanlarda imzalanan anlaşmaların, ABD–Suudi ortaklığını “tarihi ölçekte genişlettiğini” açıkladı. Mayıs ayında Riyad’da başlayan temasların devamı niteliğindeki işbirliği paketi, Suudi Arabistan’ın ABD’ye yönelik yatırım taahhüdünü 600 milyar dolardan neredeyse 1 trilyon dolara çıkardı. Açıklamaya göre taraflar, “Sivil Nükleer Enerji İşbirliği Müzakerelerinin Tamamlanmasına İlişkin Ortak Bildirge”yi imzalayarak uzun vadeli, milyarlarca dolarlık nükleer ortaklığın yasal temelini attı; tüm çalışmaların nükleer silahların yayılmasını önleme standartlarıyla tam uyum içinde yürütüleceği vurgulandı. Kritik mineraller konusunda imzalanan çerçeve anlaşması ise ABD’nin özellikle stratejik madenlerdeki küresel bağımlılığını azaltacak; iki ülke tedarik zincirlerini çeşitlendirme ve ulusal stratejilerini uyumlandırma kararı aldı.
Zirvenin diğer önemli başlıklarından olan yapay zekâ mutabakatı, Suudi Arabistan’a Amerikan yapay zekâ sistemlerine erişim tanırken, ABD teknolojisinin “yabancı etkilerden korunmasını” güvence altına aldı. Beyaz Saray, bu düzenlemenin ABD’li teknoloji üreticilerinin küresel yapay zekâ ekosistemini şekillendirmede daha güçlü bir konumda kalmasını sağlayacağını belirtti. Savunma alanında ise ABD-Suudi Stratejik Savunma Anlaşması (SDA), ilişkilerin 80 yıllık tarihinde “tarihi güçlendirme” olarak nitelendirildi; gelecekteki F-35 teslimatlarının yolunu açan savunma satış paketi, ABD savunma şirketlerinin Suudi Arabistan’da daha etkili faaliyet gösterebilmesine imkân tanıyan düzenlemeler ve 300 Amerikan tankı için yeni anlaşma paketin omurgasını oluşturdu. Trump ayrıca Suudi Arabistan’ı resmen “NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik” ilan ettiklerini duyurdu.
Görüşmede en dikkat çeken siyasi açıklamalardan biri ise Filistin meselesine dair oldu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Trump’ın yanında yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın Trump’ın yürüttüğü Abraham Anlaşmaları’na katılma isteğini yineledi ancak çok net bir şart koydu: “Suudi Arabistan Abraham Anlaşmaları’na katılmak istedi. Ama bu, Filistin devletine giden açık ve gerçek bir yol olduğu sürece mümkündür.” Bu sözler, Riyad’ın İsrail normalleşmesini Filistin meselesiyle açık biçimde bağlantılı tutmaya devam ettiğini gösterdi.
Trump, görüşmede Suriye yaptırımları konusunda hem Riyad’dan hem Ankara’dan talep aldığını söyledi ve süreci şu sözlerle aktardı: “Veliaht Prens beni aradı ve Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynısını talep etti; yaptırımlar yürürlükte kaldığı sürece Suriye için umut olmadığını söyledi.” Trump, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile yaptığı görüşmenin de “çok olumlu geçtiğini” belirterek, “Suriye güçlü bir lidere ihtiyaç duyuyordu” ifadelerini kullandı.
Zirvede Selman’ın 11 Eylül değerlendirmesi de dikkat çekti. Prens, “Usame bin Ladin 9/11 saldırılarını ABD–Suudi ilişkilerini yok etmek için yaptı. Buna inanmayan herkes o amaca hizmet eder” diyerek saldırının hedefinin doğrudan iki ülke ilişkileri olduğunu savundu.
Basın toplantısının en gergin anı ise Kaşıkçı cinayeti sorulduğunda yaşandı. Trump, soruyu yönelten gazeteciye dönerek, “Son derece tartışmalı birinden bahsediyorsunuz. Pek çok kişi onu sevmiyordu. Olaylar olur. Ama Prens hiçbir şeyden habersizdi. Misafirimizi utandırmanıza gerek yok” dedi; bu sözler Selman’a verilen en açık savunmalardan biri olarak kayda geçti.
Toplantının son bölümünde tansiyon bu kez Jeffrey Epstein sorusuyla yükseldi. Bir ABC muhabirinin Epstein dosyalarıyla ilgili sorusuna Trump, “Sen korkunç bir insansın, berbat bir muhabirsin. ABC’nin lisansının iptal edilmesi gerektiğini düşünüyorum; haberleriniz yanlış ve sahte. Bana yüzde 97 oranında olumsuz bakıyorsanız güvenilir değilsiniz” sözleriyle yüklendi ve FCC Başkanının bu konuda adım atması gerektiğini belirtti.
Ziyaret kapsamında verilen tam protokollü devlet yemeği Davos ayarında bir misafir listesine sahne oldu. Elon Musk ve Cristiano Ronaldo’nun da aralarında bulunduğu davetliler, Trump ve Selman’ın en yakın çevreleriyle birlikte aynı masada yer aldı. Beyaz Saray’ın semalarında uçan ABD savaş jetleri ise ziyarete verilen önemin sembolik göstergesi olarak gün boyu dünyaya servis edildi.

