Hermès ailesinin beşinci kuşak temsilcisi Nicolas Puech, servetinin tamamını kaybetti. Üstelik artık oturduğu ev bile kendisine ait değil.
Hermès’i kuran aileden gelen ve dünyanın en prestijli lüks markalarından birinin yaklaşık yüzde 6 hissesine sahip olan Nicolas Puech, yıllar boyunca sessiz ve dikkat çekmeyen bir varis olarak tanınıyordu. Ancak arka planda işleyen bir finans manipülasyonu, Puech’i tarihin en büyük bireysel dolandırıcılık vakalarından birinin mağduru hâline getirdi.
İsviçreli bir para yöneticisinin yönlendirmeleriyle 20 yıl boyunca adım adım tuzağa çekilen Puech, milyarlarca dolarlık varlıklarını koruma içgüdüsüyle bu kişiye tam yetki verdi. Ancak yetkiler finansal manipülasyonlara ve servetin sistematik biçimde boşaltılmasına dönüştü.
Bugün gelinen noktada, bir zamanlar Hermès’in devasa sermayesinde pay sahibi olan Puech’in serveti sıfıra inmiş durumda. Forbes listelerinde kendisine yer bulan iş insanı, artık oturduğu evin bile gerçek sahibi olmadığını öğrendi. Hukuki süreç başlatılsa da ortada geri alınabilecek kayda değer bir varlık kalmadığı belirtiliyor.
Skandal, Avrupa finans çevrelerinde “yüzyılın dolandırıcılığı” olarak anılıyor. Olay hem varlık yönetimi sektöründe ciddi soru işaretleri yarattı hem de ultra zenginlerin bile nasıl kırılgan mekanizmalar üzerine kurulu bir güven ilişkisine bağımlı olduklarını gösterdi.
Puech cephesi, avukatları aracılığıyla tüm mal varlığının geri kazanılması için mücadele edeceğini açıklarken; uzmanlar, bu çapta bir zarar için “geri dönüş ihtimali son derece düşük” yorumunu yapıyor.

