ABD ve Türkiye Dışişleri Bakanlıkları arasındaki “hayati tehlike altında bulunan Afgan vatandaşlarının Türkiye üzerinden ABD’ye nakli” konulu tartışma, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkiliye dayandırılan 2 Ağustos tarihli bir haberle başladı. Habere göre, “Öncelik 1” kategorisindeki Afganlara ilave olarak “Öncelik 2” kategorisindeki Afganların da ABD’ye nakli hususunda bir plan geliştirilmişti ve ABD bu kişiler için Türkiye’yi göç rotası olarak kullanacaktı.
ABD Mülteci Kabul Programı kapsamında oluşturulan ‘‘Öncelik 2’’ kategorisi, ABD ile işbirliği nedeniyle hayatları tehlike altında olabilecek ancak ABD hükümetiyle doğrudan çalışmadıkları ya da ABD devleti tarafından verilen görevlerinin kısa süreli olması gibi nedenlerle Özel Göçmen Vizesi alması uygun olmayan Afganları ve birinci dereceden ailelerini kapsıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey yetkiliye dayandırılan habere göre, Afganistanlıların ABD’ye göç başvuruları üçüncü ülkelerden alınacaktı ve Türkiye burada önemli bir rol oynayacaktı.
Dışişleri Bakanlığı: “ABD’nin kararını kabul etmeyeceğiz”
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tanju Bilgiç, konu hakkındaki 3 Ağustos tarihli açıklamasında, böyle bir şeyin bölgede büyük bir göç krizine yol açacağını söylemiş, “Soruna bölge ülkeleri arasında çözüm bulmak yerine ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez” ifadelerini kullanmıştı.
Bilgiç, Türkiye’nin dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğunu hatırlatarak, “ülkemizin yeni bir göç krizini üçüncü bir ülke adına üstlenecek kapasitesi bulunmamaktadır” demişti.
ABD’nin sorumsuzca ve Türkiye’ye danışmadan aldığı bu kararın kabul edilmeyeceğini duyuran Bilgiç, “ABD, eğer bu kişileri ülkesine almak istiyor ise doğrudan uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür” ifadelerini kullanmıştı.
ABD Dışişleri’nden ikinci açıklama
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price günlük (4 Ağustos) basın toplantısında, bir gazetecinin Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını sorması üzerine “Afganların Türkiye’ye gitme ihtimaliyle ilgili açıklamanın neden olduğu endişelerden üzüntü duyuyoruz” dedi.
Price, korunma isteyenleri belirli güvenli bölgelere yönlendirmek ya da teşvik etmek gibi bir politikalarının olmadığını söyleyerek, “Hiç kimseyi belirli bir ülkeye yönlendirmedik ve buna Türkiye de dahil” ifadelerini kullandı.
4 milyonun üzerinde mülteciye ev sahipliği yaparak önemli boyutta insani yardım sergilemesinden dolayı Türkiye’ye minnettarlık duyduklarını da kaydeden Price “Belirli ülkeleri dile getirmeyeceğim ama ülkelerin olası mülteci akışlarına karşı sınırlarını açık tutmalarının önemli olduğuna inanıyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun iddiası
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise 3 Ağustos akşamı paylaştığı Twitter mesajlarında konuya ilişkin yeni iddialar ortaya attı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın görüşmesinde 1 milyona yakın Afganistanlı sığınmacının Türkiye’ye gelmesi yönünde anlaşıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, toplantıdaki tercümanın da devlet mekanizmasının dışından ve hükümete yakın olduğu bilinen Kavakçı ailesinden bir kişi olduğunu iddia ederek görüşme içeriğinin duyulmasının engellenmeye çalışıldığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ABD yönetimine “Erdoğan ile yaptığınız anlaşmaları geleceğin iktidar üyesi ve ülkeyi yönetecek ittifak olarak asla kabul etmiyoruz” diye seslendi.
Altun ve Kurtulmuş’tan ABD’ye tepki
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Bloomberg’e yaptığı açıklamada “ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ABD tarafından fonlanan proje ve kuruluşlarda çalışan bazı Afganistan vatandaşlarına üçüncü ülkelere giderek ABD’den sığınma talebinde bulunma çağrısını derin endişeyle karşılıyoruz. Türkiye, kimsenin bekleme odası değildir, olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da Twitter hesabından paylaştığı iki mesajla ABD’nin tutumuna tepki gösterdi.